Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla atanan Prof. Dr. Melih Bulu’nun “Boğaziçi Üniversitesi’ni ilk 100’e sokacağım” açıklaması akıllara Rusya’nın milyarlar harcadığı projeyi getirdi. Melih Bulu, geçen günlerde yaptığı açıklamada, istifayı düşünmediğini söyledi ve “Boğaziçi Üniversitesi’ni ilk 100’e sokacağım” dedi. İngiliz üniversite sıralama kuruluşu Times Higher Education (THE) 2021 yılı Dünya Üniversiteleri sıralamasına göre, Boğaziçi Üniversitesi 600'üncü sırada yer alıyor. Bulu’nun “İlk 100 çıkışı” akıllara, üniversitelerin başarı sıralamasında hangi kriterlere göre yer aldığı sorusunu da getirdi. Akademisyenler, bir üniversitenin ilk 100’e girebilmesinin sadece rektörle değil öğretim üyeleriyle de olacağını, bunun bir rektörün görev süresince yapılamayacağının altını çizdi. MİLYARLAR HARCANDI FAKAT SONUÇ BEKLENDİĞİ GİBİ OLMADI Rusya Federasyonu Bilim ve Yüksek Öğrenim Bakanlığı tarafından desteklenen “5-100” adlı projesi aslında bir üniversiteyi ilk 100’e sokmanın kolay bir iş olmadığını gösterdi. 2013 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla başlatılan projede, Rusya’nın önde gelen üniversitelerinin dünyanın en iyi 100 üniversitesi sıralamasına girmesi amaçlandı. 21 üniversitenin yer aldığı projede, 390 binin üzerinde öğrenci ve 12 Nobel Ödülü sahibi yer aldı. Proje için, 2013 yılında 9 milyar, 2014’de 10,5 milyar, 2015’de 12 milyar, 2016’da 25,6 milyar harcandı. Üniversitelere akademik, maddi yardımlarda bulunuldu ve ek bütçe ayrıldı. Toplamda ise 2013-2017 arasında “5-100” adlı proje için devlet kasasından yaklaşık 60 milyar ruble çıktı. SADECE BİR ÜNİVERSİTE İLK 100’DE YER ALDI Fakat 21 üniversitenin yer aldığı ve milyarlarca rublenin harcandığı projede sadece bir üniversite (Moskova Devlet Üniversitesi) ilk 100’de yer aldı. Moskova Devlet Üniversitesi 2010 yılında da ilk 100’de yer almıştı. Projeye milyarlarca harcanmasına rağmen alınan sonuçların yetersiz olduğu görüldü. Konuyla ilgili açıklama yapan Moskova Fizik-Teknoloji Üniversitesi Rektörü Nikolay Kudryavtsev, ülke ekonomisinin eğitim ve bilimdeki önemine dikkat çekti. Melih Bulu’nun ise kısa sürede, herhangi bir bütçe ve öğretim kadrosu olmadan Boğaziçi Üniversitesi’ni 600’üncü sıradan nasıl ilk 100’e taşıyacağı ise merak konusu oldu. ÜNİVERSİTELERİN BAŞARI KRİTERLERİ NEYDİ Gazeteci-yazar Soner Yalçın, Sözcü gazetesindeki köşesinde, üniversitelerin sıralama kriterlerine dair şu satırları kaleme almıştı: "Siz, üniversite kapısına kelepçe takacaksınız… Siz, sergideki resim için üniversitelileri tutuklayacaksınız… Siz, demokratik haklarını kullanan öğrencilere terörist diyeceksiniz, gözaltına alacaksınız… Siz, atamayla rektör seçeceksiniz… Ve siz, yaşanılan şiddet nedeniyle Birleşmiş Milletler'in bile tepki gösterdiği Boğaziçi Üniversitesi'ni ilk 100'e girmesini sağlayacaksınız öyle mi? Yapmayınız: Uluslararası hakemli dergide yazdığı makalede intihal yaptığı iddia edilen Prof. Bulu mu üniversiteyi ilk 100'e sokacak? Dünya sıralamasının en ayırt edici özelliği üniversitelerin bağımsız olmasıdır! Makale-araştırma filan sonradan gelir. Gerçi onda da halimiz perişan: Dünyada bilimsel makaleler nitelik/kalite saygınlık açısından dört gruba ayrılır. Türkiye en son grupta yer alıyor! (Neyse ki; birincilik için yarıştığımız alan var: Türkiye, sahte hakemli dergiler çıkarma konusunda ilk üçte! Kurnazlıkta üstümüze yok.) Sıralama başarısı için hiçbir ölçüye uymuyorsunuz: 16 bin öğrenciye tam zamanlı 429 Prof. Dr. öğretim üyesi oranıyla/ bu akademik kaliteyle mi üniversiteyi ilk 100'e sokacaksınız? (Ki Boğaziçi, dar bütçesi sebebiyle nitelikli öğretim üyelerini özel üniversitelere kaptırdı.) Yetmez gibi en az Hazine yardımı vererek mi Boğaziçi'ni ilk 100 içine sokacaksınız? (Selçuk'tan Erciyes'e kimi üniversiteler Boğaziçi'nin iki katı Hazine yardımı alıyor. Diğerleri ise üç, dört, beş kat fazla! Alsınlar kuşkusuz ama Boğaziçi'ni bu bütçeyle ilk 100'e sokabilir misiniz?) Dünya sıralamasında bakılan ölçütlerden biri de öğrenciye yapılan yatırım; bizde copla yapılıyor bu! Sıralama ölçütleri arasında hesap verebilirlik olduğunu da hatırlatırım Prof. Bulu'ya… İŞİN ASLI Bugün üniversite sıralamaları dünyanın her yanında mevcut. Popüler 11 küresel sıralama var. Biz genellikle üniversiteler hakkındaki haberleri-gelişmeleri bildiren Londra merkezli Times Higher Education (THE) adlı haftalık dergiyi esas alıyoruz. Peki, nerden çıktı bu sıralama mevzu? Neoliberalizmin Dünya Bankası ve OECD eliyle üniversiteleri yatırım aracına/işletmeye dönüştürdüğü 2000'ler başında hayata geçirildi. -'Sıralamalar işverenler için yeni çalışanları işe alırken uygun rehber olacak' denildi… -'İyi üniversite iyi maaş' denildi… Vs. Prof. Bulu neoliberalist bir akademisyen. Israrla gerçekleşmeyeceğini bile bile 'üniversiteyi ilk 100'e sokacağım' demesinin nedeni bu düzenin akademisyeni olması. Aklıma şu gelmiyor değil; İktidarın gündeminde Boğaziçi gibi üniversiteleri özelleştirme mi var? Yoksa… Nitelikli bir rektörün ilk hedefi; dünya çapında sıralama değil, artık sıklıkla konuşulan dünya çapında sistemler olmalıydı. Prof. Bulu ise olmasının imkânsız olduğunu bile bile boş vaatte bulunuyor. AKP Sarıyer İlçe Başkanlığı kurucusu… AKP Ataşehir Belediye Başkanlığı aday adayı…" Kaynak: Odatv