15 Temmuz 2016 sonrası bir çuval oluşturuldu. Çuvalın adı Kanun Hükmünde Kararname. Çuvalı bağlamak için ise ilk “Bylock” düğümü atıldı; “Mor beyin” ile gevşeyen çuvalın ağzı bu kez “Ankesör” ile bağlandı. Bu düğüm “Bank Asya, Sendika, Kimse Yok mu? , Okul vb.” bahanelerle daha da sıkılmaya çalışıldı. Ve artık eldeki argümanlar bitince jübile olarak irtibat/iltisak ile çuvala düğüm atıldı. Ama çuvalda yaklaşık 130 bin kişi vardı ve kolay kolay kapanmazdı, kapanmadı da… Ve her geçen gün çuvala birilerini sıkıştırıyorlar. Evet hala çuvalı doldurmaya devam ediyorlar çünkü 7145 sayılı kanunla 375 sayılı KHK’ya ilave edilen geçici madde ile ihraç işlemleri hala devam ettirilmektedir. Peki işlem görenler suçlu mu masum mu? Bizzat kendimi anlatayım siz karar verin. Babam Erdal Ç.; 1991 yılından itibaren Kamuda Personel olarak görev yapmaktaydı. 18 Nisan 2019 tarihinde ihraç olmuştu. Ben 2015 yılından itibaren kamuda görev yapmaktaydım. Bana da 12 Nisan 2019 tarihinde kurumum tarafından geçici görevden uzaklaştırma kararı verildi. Gerekçe olarak babam Erdal Ç.’nin ihraç edilmesi gösterildi. Ne var ki kurum beni, babam ihraç edilmeden önce görevden uzaklaştırmıştı. Yani bana sunulan gerekçe, bana işlem yapıldıktan sonra oluştu.6 gün sonra gerçekleşecek bir olaydan önce ben görevden uzaklaştırılmıştım. Ancak hakkımda herhangi bir suçlamadan kaynaklı adli işlem de yapılmamıştı. Yani yargı benim masum olduğumu kabul ediyor. Ancak kurum benimle alakalı bir şey bulamasa da görevden uzaklaştırıyor, ihraç ediyor. Peki kurum beni başka bir sebepten dolayı ihraç etmiş olamaz mıydı? Hayır olamazdı; kurum kendi personelini ihraç etmeden önce personeline kanunen bir savunma hakki tanımak zorundadır. Ve verilen savunmada elde ettiği bilgileri personeliyle paylaşılmalı. Buna hukuk dilinde “silahların eşitliği” denir. Bana da bu savunmayı vermişlerdi. Buyrun tarafıma verilen savunmayı ve benim hakkımda elde edilen bilgileri inceleyelim… Hakkımda elde edilen bilgi sadece babamın ihraç olması. Bence devlet nezdinde terörist (!) ilan edilmek için gayet makul bir sebepmiş ki ben ihraç edildim. bakanlık tam manasıyla bana “Babanı da sevmezdik seni de sevmeyiz” demektedir. Gerçekten FETÖ/PDY ile mücadele mi edilmektedir, yoksa kim var kim yok ihraç mı edilmektedir? Evrensel hukukun benimsediği “Suçun Şahsiliği İlkesi, Kanunsuz Ceza Olmaz İlkesini” bakanlıklar uygulamamakta neden ısrarcıdır? Bu ülkeye de hukuku uygulayan, liyakatli yetkililerin geleceği bir günü görmek dileğiyle… Yavuz Ç.