Yaşanmış Yüzde Yüz Gerçek Bir Olay: ”Kur’an Yakmanın Cezasını Gördü”

GERÇEK HAYATTA YAŞANMIŞ İÇLER ACISI BİR HAYAT HİKAYESİ.....

HİÇ KİMSE ŞUNU UNUTMASIN: ALLAHIN ADELETİ ASLA ŞAŞMAZ ER GEÇ YAPANDAN HESABI SORULUR.....

Neresinden başlasak bilemiyoruz. Sadece doğruları söylediği için, işine gelmeyen bir müptezel yüzünden iftiraya uğrayan gencecik bir kadının ölümünden mi, yoksa insanların nasıl vahşileştiğinden mi, inanın çok zor…

Biz o genç kadından başlayalım. Adı ‘Hafize Ferhunde Melikzade’, Afganistan’ın başkenti Kabil’de yaşıyordu. Daha 27’sindeydi. İlahiyat Fakültesi mezunuydu ve bir camide din öğretmenliği yapıyordu.

İdealistti, hayalleri vardı. Yaşamın son derece güç olduğu coğrafyada, kendi ayakları üstünde durmaya çalışan bir kadın olarak gençlere hurafeleri değil,gerçek manada dini öğretiyordu.

Dedik ya yaşadığı coğrafyada hayatta kalmak zor diye, işte kadınsan bu zorluk oralarda iki katına çıkıyordu.
Ferhunde, 19 Mart 2015 günü, başkent Kabil’de Şah Do Şemşire Camii’nin önünde muska satan molla kılıklı birini görmüştü. Molla, çocuğu olmayan kadınlara muska satıyor, insanların bu zaafını kullanarak cebini dolduruyordu.


Ferhunde bundan çok rahatsız oluyordu. O, bir din öğretmeniydi ve dinin doğrularını insanlara anlatmak, onun, bir eğitimci olarak göreviydi. Düşündüğü gibi de yaptı.

Molla kılıklı müptezelin yanına gitti ve ”Kur’an’da muska diye bir şey olmadığını; muskanın din açısından günah olduğunu” söyledi.

Ferhunde cesur bir kadındı. Böyle bir şarlatan karşısında altta kalması düşünülemezdi, tartışma giderek büyüyordu.

Cesur yürekli Ferhunde, mollaya ”Sen bir yalancısın, insanları kandırıyorsun, dinimizde muska diye bir şey yok” dedi.

Ve o an…Molla kılıklı adam, Ferhunde’nin söyledikleri işine gelmeyince birden bağırmaya başladı: ”Bu kadın Kur’an yaktı”…
Bu cümle o anda büyük bir kalabalığın toplanmasına yetmişti… Bu sesleri duyan yanına koştu. O adam bağırdıkça, kalabalıktan homurdanmalar yükseliyordu; Şarlatan müptezelin iftirası etkisini gösteriyordu…

Ferhunde’ etrafında toplanan gözü dönmüş kalabalığa suçsuz olmadığı ispat etmek için kendini paralıyordu.
Talihsiz kadının ilk sözü, ”Ben bir Müslümanım; Müslüman, Kur’an yakar mı?” olmuştu.

Ama fayda eder mi? Bir kere ateşe benzin dökülmüştü. Öfkeden gözü dönmüş kalabalık, onun bu sesini duymadı bile. Onu cami avlusunda dövmeye başladılar. Defalarca vurdular, koca koca taşlar attılar. Bunlar öfkelerini kusmaya yetmemişti elbette…

Daha sonra Ferhunde’yi bir binanın çatısına çıkardılar ve onun gencecik bedenini oradan aşağıya attılar. Dahası öfkesini yenemeyen cani kalabalıktan biri, Ferhunde’nin can çekişen bedeninin üzerinden arabayla geçiyordu.

Kur’an yakmanın günah olduğunu kavrayan kalabalık, belli ki onun içerisinde yazan “Öldürmeyeceksin” kısmını tam olarak kavrayamamıştı.
Öyle ki molla kılıklı şarlatan “yakın” diye bağırınca, gözü dönmüş cani kalabalık, hiç acımadan Ferhunde’nin o gencecik bedenini ateşe veriyordu. Dahası, o kadar kişi içerisinden kimse Ferhunde’yi kurtarmak adına bir eylemde bulunmuyor, aksine o anlarda yaşanan katledilme görüntülerini telefonlarına kaydediyorlardı.

Toplumda ilk algı çok basitti,”Kur’an yakmanın cezasını gördü” Yargılama şekli ise bir müptezelin iftirasıydı, yani yargısız infazdı…

Olayın ardında Ferhunde’nin acılı babası Muhammed Nadir,bunun bir iftira olduğunu haykırıyor ve olayın aydınlığa çıkarılması için var gücüyle uğraşıyordu.

Ferhunde’nin naaşı Afgan kadınların omuzlarında toprağa verilirken, gerek ülkede ki birçok insan, gerekse de dünyada verilen tepkiler sonucunda üzeri kapatılmaya çalışılan bu olay aydınlığa kavuşuyordu.

Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardı. Bu vahim olayın ardından Afganistan İçişleri Bakanı Nurulhak Ulumi, polisin yaptığı araştırma sonucunda Ferhunde’nin suçsuzluğunun ispatlandığını duyuruyordu.

Bu olayların sonunda 19’u polis 49 kişi gözaltındaydı ve son duruşmada hakim,şüphelilerden 4’ü için idam cezası, 8’i için de 16 yıl hapis cezası veriyordu.

Peki, adalet yerini buluyor muydu? Kocaman bir hayır! İdam cezaları ertelenirken,hapis cezaları da indiriliyordu.

Olan ise hayatının baharında astı astarı olmayan bir iftira sonucu yaşamını yitiren Ferhunde’ye oluyordu…