“Ya Ben İstanbul’u Alırım, Ya da İstanbul Beni!”

“Ya ben İstanbul’u alırım, ya da İstanbul beni!”

“İstanbul (Kostantiniyye) elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır! Onu fetheden askerler ne güzel askerlerdir!” (Hadis-i Şerif) 

İstanbul'un fethi hem İslam ve Türk, hem de Avrupa tarihi için döneminin en önemli olaylarından birisidir. “İstanbul'da zulmeti kapatan, İslam'ın aydınlık yüzünü açan”; çağ açıp çağ kapatan olay olarak tanımlanması da tek başına bu önemini göstermeye yeterlidir. İstanbul’un Fethi, cennet mekân Fatih Sultan Mehmet Han’ın, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) müjdesine nail olup, aşılamaz denilen surları aştığı ve alınamaz denilen İstanbul’u aldığı, Domaniç Yaylası’nda bir avuç imanlı ve inançlı insanın “adalet bize de bütün insanlığa da gerektir” diyerek 1299’da başlattığı yürüyüşün, 154 yıl sonra Bizans surlarının yıkılmasıyla ‘Cihan Devleti’ kimliğini kazandığı kutlu bir fetihtir.

İstanbul’un Fethi, sadece toprak kazanmak değil, gönüllere girmek demektir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke’yi fethederken, Selahaddin-i Eyyubi Kudüs’e girerken, Sultan Alparslan Anadolu’nun kapılarını açarken ve Fatih Sultan Mehmet Han Bizans’ın surlarını yıkarken asıl olarak gönülleri fethetmişlerdir. İstanbul’un fethedilmesi için yapılan muhasaraların en önemli sebebi şüphesiz Peygamber müjdesine nail olmak ve o şerefe ulaşmaktır. Bu sebeple Osmanlı padişahları İstanbul’un fethi için seferler düzenlemişler, iktidarları süresince Hadis-i Şerif’in belirttiği ordu ve komutan olma gayretini göstermişlerdir.

İstanbul’un fethi söz konusu olduğunda Peygamber müjdesine mazhar olmak şuuruyla Medine’den İstanhul’a cihad etmek için gelen Ebu Eyyüp El-ensari hazretleri 669 yılında Emeviler’in yaptığı kuşatmaya katılmış ve şehit olmuştur.

“Geceler vardır dirilişe gebedir, fecr olur; Şehr-i İstanbul fetholunur, bir çağ kapanır bir çağ açılır.”

Bir dönemi kapatıp, yeni bir dönemi başlatarak, semalarında ebediyen yükselecek ezanların ilk adımı, kutlu bir müjdeydi fetih destanı. “Ya ben İstanbul’u alacağım ya İstanbul beni!” diyerek yola çıkıp Peygamberimizin (s.a.v.) övgüsüne mazhar olan, “Onlarca kez denendi kaybedildi” demeden medeniyetimize ilham veren, insanlığa adalet ve huzur çağının kapılarını açan Feth-i Mübin’in, şimdiden 570. yıldönümünü kutlar, Kutlu Fethin Fatihi, Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve onun muzaffer ordusunu rahmet ve minnetle yad ederim.