İHLAS FİNANSI FETÖ BİTİRDİ İSE BU MAĞDURLAR NASIL FETÖCÜ OLABİLİYOR !!! İhlas finans mağdurlarından birisinin söylediği bu söz ‘Bizim hayallerimizi çocuklarımızın da geleceğini çaldılar ’bir çok mağdurun ana sözü oldu ... SÖZCÜ gazetesinin son zamanda yaptığı haberle tekrar gündeme gelen İHLAS FİNANS MAĞDURLARI yakın tarihimizin en büyük mağduriyetini yaşadılar. Ve yaşamaya da devam ediyorlar. Bu mağduriyeti gidermesi gerekenler, feryatlara kulak vermek yerine, tetikçileri aracılığıyla iftira ve yalanlarla SÖZCÜ’ye saldırdı. Bakın; “İhlas Finans mağduruyuz” diyen bu insanların hepsi yaşıyor. 19 yıldır yaşadıklarını ve neler çektiklerini kendileri anlatıyor... Gündem ‘Bizim hayallerimizi çocuklarımızın da geleceğini çaldılar’ TETİKÇİLİĞİ BIRAKIN, İHLASZEDELERİN BU FERYADINI DUYUN! Haberin devamında İHLAS FİNANS Mağdurlarının kendi sözleri ile olayın onlar tarafından aksettiriliyor ; Ahmet Güngör: “FETÖ'cü iddiası Ören'in taktiği... Kalkmış bizi FETÖ'cülükle suçluyorlar… Öyle bir şey yok. Kurumu batırmak için ortaya attıkları ‘FETÖ iddiası' Mücahit Ören ile grubunun bir taktiğidir. Paramızı istemeye gittiğimizde de aynı yalanı söylediler. Biz milliyetçi, vatanını seven, Müslüman insanlarız. Zaten o yüzden bunlara kandık. Biz FETÖ'cü olsaydık, paramızı FETÖ'cülerin bankasına yatırırdık. Yazıklar olsun.” Münire Halim: “Duadan başka yapacak hiçbir şey yok Söylenecek o kadar çok şey var ki… Az değil, tam 20 yıldır İhlas Finans'tan paramızı almak için mücadele vermekteyiz. Allah'a dua etmekten ve devletimizin harekete geçmesini beklemekten başka da yapacağımız bir şey yok. Ben de sıfır dairemi sattım ve 3 çocuğumun parasını bunlara verdim.” Diğer mağdurlardan : Erol Çiftçi: “Dünya malına tamah ettiler. 75 bin mağdurun sesi oldunuz. 1999 yılında Van'da şark görevindeydim. Şark dönüşü sürpriz yapıp annemi Hac'ca gönderecektim. Bu nedenle zor şartlarda kazandığım 5 bin 500 dolar ve bin 700 Euro'yu sözde faizsiz sistem sandığımız İhlas Finans'a yatırdım. Aslında batmayan İhlas Finans'ın sermayesi, diğer İhlas Holding şirketlerine aktarıldı. Resmen insanlar dolandırıldı. İhlas Holding'in bu insanların mağduriyetini giderecek gücü ve sermayesi mevcuttur. Sadece vicdani duyguları körelmiş ve dünya malına tamahı artmıştır. Devlet yetkililerimizden İhlas Holding'in bu körelen vicdani duygularını harekete geçirerek mağduriyetimizin giderilmesini bekliyoruz.” Cumali Bitirir: “Devlet bizi değil İhlas'ı koruyup kolladı. Seyyar satıcılıkla, karda kışta kazandığım paramı faiz olmasın diye bankaya yatırmadım… Enver Ören'in o Allahlı, kelâmlı sözüne kandım İhlas'a yatırdım. 18 yıldır ha bugün ha yarın bekleye bekleye gençliğim gitti. Devletimiz bizi değil İhlas'ı kolladı. TOKİ'ye ev yaptırdı. Başka bankalar battı, hükümet onların paralarını verdirdi. İki defa İhlas Holding'e gittim. Harcadığım yol parası cabası oldu. Oğlu adam olsaydı, babasını kul hakkıyla kabirde yatırmazdı. Devlet artık bir el atsın. İhlaszedeler olarak çok saf insanlarız. Hiçbir taşkınlığımız olmamıştır. İmar Bankası battığında, mudiler sokakları dağıttı. Sekiz yıllık birikimimdi. İki cihanda ellerim Enver Ören'in yakasında olacak.” Bu mağduriyetler yüzünden birçok ailelerde yuvalar yıkıldı. Bunlardan biriside ... Şükrü Erbaş: “İhlas yüzünden yuvam yıkıldı. 2000 yılında, o zaman yaşadığım Hollanda'dan kardeşime 20 bin dolar havale yaptım. Yazın izine geldiğimde bir evim olsun istemiştim. Kardeşim bu parayı götürüp İhlas Finans'a yatırdı. İhlas'ın paraya el koymasıyla yıllarca maddi problem yaşadım ve bu sebeple ailem beni terk etti. İki çocuğumdan uzak kaldım. Bu kurum, başka bir kuruma hisselerini devrettiğini bildirdi. O kurum da bize 285 Euro ödeme yaptı. Sonra da hiç ödeme yapmadı. Yıllardır bir umut bekliyoruz. İhlas'ın, iktidardan destek aldığı için ödeme yapmadığını düşünüyorum.” Mustafa Altınbaş: “Dindarlığımızı istismar ettiler 1994 yılında Şanlıurfa'ya öğretmen olarak atandım. İl merkezine 120 km uzaklıkta yolu, suyu olmayan, kuş uçmaz kervan geçmez bir köyde, tek dershanede beş sınıf öğrencilerini bir arada okuttum. Yokluk ve imkansızlıklar içinde öğretmenlik görevimi yapmaya çalıştım. Tasarruflarımı bankalara değil de İhlas Finans'a yatırdım. Çünkü inancımıza göre faiz almak haramdı. Sonrası malum, kurumun tasfiyesi yapıldı. 2006'da bitmesi gereken ödemeler, 2011'e, sonra da 2016'ya ertelendi. Sonrası belli değil. 6 yıllık emeğim boşa gitti. Tüm tasarruflarım, birilerine sermaye oldu. Paralarına para kattılar. Bizi arayan ve soran olmadı. Biz aradığımızda da hakarete uğradık. Bizim dini ve milli duygularımızı istismar ettiler. Umutlarımı ve hayallerimi yıktılar. Canımız yandı ve yanmaya da devam ediyor.” İhlas Finans kendisi Feto tarafından mağdur edildiğini söylerken kendisinin mağdur ettiği insanlara FETÖ’cü demek çok ilginç geliyor. Tüm mağdurlarla beraber kamuoyuna... Haberin devamında İhlaszadeler kendini anlatmaya devam ediyor. Derya Oğuz: “Dolandırıcılığa ses çıkarılmadı Faizlerin çok yüksek olduğu dönemde bile inancımız gereği ‘haram olmasın' diye İhlas Finans'a para yatırdık. Çocuklarımızın rızkını bu finans kurumuna verdik. Enver Ören “Ceketimi satar, mağdurların parasını yine öderim” dedi. Yıllarca tek kuruş ödemeden gitti. İnsanları Allah ile aldatmak bu olmalı. Oğlu da babasının izinden giderek mağdurların parasını ödemedi. Ayrıca yıllarca mağdur ettikleri bu insanları, “Paranızı ödeyeceğiz, temlik yapalım” diyerek ikinci kez dolandırdılar. Bu dolandırıcılığa karşı tek bir yetkili sesini çıkaramadı. Bizim hayallerimizi, çocuklarımızın geleceğini çaldılar.” Sami İlhan: “İhlas sessizce parayı götürdü. İhlas Finans'a 2000 yılında almış olduğum tazminatı yatırdım. Bir kuruş ödeme yapmadılar. Halen paramızı ödeyecekleri günü bekliyoruz. Aradan 19 yıl geçti. Sözde tasfiye yapıyorlar. Paraları İhlas Holding ve grup şirketlerine kanunsuz olarak aktardılar. Dolandırıcılıktan hükümlü Mücahit Ören ve yönetici malikhanede yaşıyorlar. İhlas Holding ve bağlı şirketler toplanan paralarımızla ve sıfır maliyetle inşaat yapıp para kazanıyor. İhlas Holding sessizce malı götürdü ama bizleri sahiplenen yok. Dolandırıcılık bununla da bitmedi. Önce tencere tava satmaya, daha sonra devre mülk kakalamaya kadar vardılar. Ortalığı boş İhlaszedeleri de sahipsiz buldular. İktidar bu dolandırıcılığa neden dur demiyor?” Feridun Mustafaoğlu: “Evladımın tedavi parası gitti. İhlas Finans'tan yaklaşık 10 bin Euro alacağım var. Senelerdir oyalıyorlar. Kaç defa Norveç'ten İstanbul'a gidip geldim fakat muhatap bulamadım. Bakmakla yükümlü olduğum iki oğlum var. Biri 13, diğeri 11 yaşında. Küçük olanı epilepsi hastası ve zihinsel yetersizliği var. Ben tek başıma iki oğlumla birlikte yaşayan bir babayım.” Mehmet Özdemir: “Enver Ören'in TV'de ağlamasına kandık. Paramı aracı bankaya gönderdim. Tek kuruş kâr payı almadan, zarara ortak oldum. Enver Ören televizyonlara çıkıp duygu sömürüsü yaparak fakirlere ev yardımı yapıyordu Gözyaşı döküyordu. Biz de inandık. Bir de ‘faiz değil' diye yatırdık. Bunlar baştan her şeyi düşünmüşler. Bu durumları tahmin ederek kâr ortaklığı adı altında milleti kandırdılar. Bu para evimizin parasıydı. Bir süre beklememiz gerekiyordu. Biz de bunlara güvendik, sonuç ortada.” İnsanların dini duyguları kaşınarak toplanan paralar başkalarına sermaye olmaktan çıkarılıp gerçek sahiplerine verilme zamanı gelmedi mi? Devlet olarak vatandaşının mağduriyetlerini çözmek için en yakın zamanda bir komisyon oluşturularak çözüme ulaştırılması gerekmiyor mu?