OKUMANIN YAŞI YOKTUR!

OKUMANIN YAŞI YOKTUR!

Günlük hayatta ne kadar sıkça kullanilan ve hiçte yabancı olmayan bir deyim.

Kulağımıza aşina bu söz alelâde söylenince sanki bir kitap, gazete kupürü ve yahut makale okumak gibi sıradan ve günlük okumaları bitimliyor.

Lâkin benim hayatımda bu söz pekte öyle değil.

Zamanında okuyamamış lığın acısını 44 yaşından sonra çıkarmaya karar kıldım, tabi büyük destekler alarak.

"Sen yaparsın, sen başarırsın" gibi motivasyon sözlerinden atağa geçip,  2019 Eylül ayında açıköğretim kaydımı yaptırdım.

Kayıt yapılırken henuz gelmemiş olan kitaplarımı almak için tekrar gittim.

Sorumlu olduğum ders kitaplarımı raftan seçerken farkına vardım ki, ellerim heyecandan titriyordu.

Kitaplarimi kucaklayıp heycanla arabama küçük bir çocuk gibi koşarak vardığımda o yeni basılmış kitap kokusu beni alıp çook uzaklara ilkokul zamanlarıma götürdü.

Evet bazı yoksunluklar yüzünden okuyamamış okutulamamış küçük bir kız çocuğunun sevinci ve heyecanının doruk noktalarını yaşadım.

Şimdi iki erkek ve bir gelin sahibi  bir anne olarak okul hayatıma tekrar start verip yeni bir sayfa açtım. 

Şimdi bu yazıyı okuyanlar, aman ne kadarda önemli bir şeymiş gibi bir de yazıya dökmüş, diyenleriniz vardır aranizda.

Evet önemli! Benim gibi okumayı çok isteyipde bazı nedenlerden dolayı okuyamamış olmamın senelerce ezikliğini ve eksikliğini hissettim.

Şimdi benim hayatımda yeni sayfalar açılıyor, şimdi sıra ÜNİVERSİTE.

Başaramayacağımız hemen hemen hiç bir şey yok eğer istersek. 

Lütfen hayallerinize ve umutlariniza sahip çıkın.

Ben ilk adımı mı attım. Şimdi sizde hayallerinize bir adım atarak başlayabilirsiniz neden olmasın....