12-18 Aralık tarihlerinde kutlanan “Yerli Malı Haftası” geride kalırken, ülkemizdeki tarım ürünlerinin çoğunun yabancı menşeli olması dikkat çekiyor. Kocaeli Saadet Partisi Gençlik Kolları İl Başkanlığı, ilçe gençlik kolları başkanları ve teşkilat başkanları ile bir araya gelerek 31 Mart Yerel Seçimlerini değerlendirdi. “Yeniden yerelden” sloganı ile gençlik kollarının yapılacak seçimler için var gücüyle bir bütün olarak çalışacaklarını ifade edilen toplantıda “Yerli Malı Haftası” konusu da gündeme geldi. Kocaeli Saadet Partisi Gençlik Kolları İl Başkanı Latif Gökhan Durtaş “Malumunuz geçtiğimiz hafta ülke genelinde tutum, yatırım ve yerli malı haftası kutlanılmaya çalışılmıştır. Bu haftanın önemi son 16 yıllık AKP hükümeti sayesinde artık çok daha şiddetli bir şekilde hissedilmeye başlanmıştır. Nitekim Ülkemizin son 16 yılı tutum değil israf, yatırım değil iflas, yerli malı değil ithalat malı düsturu ile geçmiştir. Tarım ve hayvancılık bitme noktasına getirilmiş, montaj sanayii yerli üretim sayılmış, ithal muz a bile yerli damgası vurulup toplumumuzun zihinleri ile alay edilmiştir. Bu dönemde aile çiftçiliği ve geçimlik tarım yapanların önemli bir bölümü tasfiye olmuştur.” diye konuştu. "SIRP ETİ, ENDONZEYA KAĞIDI…" “Tarımı bilenler, tarım kültürü ile yetişenler sektörün dışına itilip, kent varoşlarına göçe zorlanmışken, tarımı bilmeyen ancak devletin düşük faizli kredileri ile sektör dışından gelip, tarıma yatırım yapıyormuş gibi görünenlerin sayısında ciddi artışlar olmuştur” şeklinde konuşan Durtaş, “Meksika nohutu, Kırgız fasulyesi, Rus arpası, Washington portakalı, Sırp eti, Endonezya kâğıdı derken topraklarımız insansızlaştırılmış, insanlarımızda topraksızlaştırılmıştır. 1980‘li yıllarda Ortadoğu’nun canlı hayvan ve et tedarikçisi olan Türkiye, dünyanın öbür ucundan Uruguay’dan, Avustralya’dan, Avrupa’dan canlı hayvan ve hayvansal ürünleri ithal eden ülke konumuna getirilmiştir.” dedi. "TATLI SULARIMIZ ÜZERİNDEKİ KİRLİ OYUNLAR" Durtaş şöyle devam etti: “En basit örneklerini sormak gerekirse; Şeker pancarı fabrikalarının özelleştirilerek üreticinin bitirilmesi, tütünümüzün British American Tabocca’ya satılması, kâğıt farikalarının kapatılması bütçenin hangi açığını kapatmıştır? En büyük üretici konumundaki Türkiye’mizin fındıkta Ferrora’ya mahkûm edilmesi, sertifikalı tohum mağduriyetleri, tatlı sularımız üzerindeki kirli oyunlar hangi hesapların sonucu olmuştur? Yerli ve Milli en kritik kurum ve kuruluşlarımız yok pahasına özelleştirme adı altında yabancılara peşkeş çekilmiş, büyük törenlerle açılışını yapıp gurur abidesi gösterilen köprülerimiz yap-işlet-devret tiyatrosu ile yine yabancı sermayelere teslim edilmiş, bir tefeci gibi milletimizin başına musallat edilmiştir. Hizmet kaşığı ile verip sapı ile almak değil, yapmış gibi görünmek için yapılacak bişey hiç değildir. Atalarımızın %100 yerli ve milli bir sözü vardır. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.” Bizim derdimiz sadece kuru bir eleştiri yapmak değildir. 3 tarafı denizlerle çevrili, 4 mevsimin en güzel şekilde yaşandığı, verimli ovalarımızın mevcut olduğu bu güzel ülkemizde tarıma ve hayvancılığa verilen önemin tekrardan tesis edilmesi ve bu alanda gerekli düzenlemelerin düzgün bir şekilde yapılıp, bugün geldiğimiz noktadaki vahim tablonun ortadan kaldırılmasıdır.” "BAŞINA MİLLİ EKLEMEKLE MİLLİ OLMAZ" Ortaya çıkan bu tablonun asıl nedeninin yerli ve milli olmayan siyaset anlayışı olduğunu aktaran Durtaş, “Başına milli kelimesi koymakla nasıl ki piyango milli bir mefhum olamazsa bizde milli görüşçüyüz demekle de milli görüşçü olunamamaktadır” diye konuştu. Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın gerek başbakanlık döneminde gerekse koalisyon ortaklıkları döneminde hem ulusal hem de global çapta yaptığı çalışmalar, yatırım hamleleri ve dışa bağımlılığın bitirilmesi mücadelesi ile gerçek milli duruşu ortaya koyduğunu belirten Durtaş şöyle devam etti: “Devletçe tutum, yatırım ve Yerli Malı Haftamızın en güzel örnekliğini göstermek boynumuzun borcudur. Bu kapsamda tekrardan milletimizle iktidara gelmemiz de ilk basamak 31 Mart Yerel Seçimlerimiz olacaktır. Gerek Saadet Partisi Kocaeli Gençlik Kolları olarak, gerek ana kademe teşkilatlarımız gerekse hanım kolları teşkilatlarımızla birlikte Yeniden Büyük Türkiye’yi kuracak döneme önümüzdeki Yerel Seçimlerle birlikte gireceğimize olan inancımız tamdır. Kocaeli’mizde inşallah bu noktada ki işaret fişeğimiz olacaktır.”