MEHMET AKİF ERSOY

Mehmet Akif Ersoy gibi bir şairi birkaç kelime ile anlatmak mümkün değildir elbette. Ölümünün üstünden 84 yıl geçmiş olsa dahi unutulmayan Milli şairimiz sadece edebiyat alanında değil başka alanlarda da hizmet vermiştir. Kolay değil neredeyse bir asrın ardından hâlâ Mehmet Akif ayarında bir şair yetiştiremedik maalesef.

Memet Akif kimdir?

Milli Marşımızın yazarı, şair, öğretmen, hafız, vaiz, siyasetçi olarak bilinen M.Akif'in asıl mesleği veteriner hekimliğidir. Mehmet Akif aynı zamanda Kur'an'ı Kerim'in mealini yazmış, fakat basımı yapılmamıştır. Akif mealin basımının yapılmadığı takdirde yakınlarına yakılmasını vasiyet etmiştir.

M.Akif Ersoy 1873 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Annesi Emine Şerife Hanım, babası M.Tahir Efendi'dir. M. Akif'in Asıl ismi Mehmet Ragif'tir. Babası ona Ragif ismini vermiş, lakin bu isim yaygın olmadığı için yakınları ve çevresi Akif ismini kullanmayı tercih etmişlerdir. M. Akif Ersoy İsmet Hanımla evlenmiş ve beş çocukları olmuştur.

M. Akif Arapça ve ilk dini eğitimini babasından öğrendi. İlkokulu Fatih İptidaisi'nde, ortaokulu Fatih Merkez Rüştiyesi ve liseyi Mülkiye İdadisi'nde bitirdi. Yüksek öğrenimini Baytar Mektebi (Veteriner Fakültesi)'nde 1893 yılında birincilikle tamamladı. Rumeli, Arnavutluk ve Arab

istan'da dört yıl çalıştı. Halkalı Ziraat Mektebi'nde edebiyat dersleri verdi. İkinci Meşrutiyet ilan edilince halkı uyandırmak ve İslam birliği yolunda Sırat-ı Müstakim ve Sebil'ür-Reşat dergilerinde şiirler ve edebiyat üzerine makaleler kaleme aldı. Birinci Dünya Savaşı başladığında Almaya'ya gitti, Osmanlı Devleti'nin mağlubiyetinin ardından Anadolu'ya geçerek camilerde halka vaazlar vererek Milli Mücadeleyi destekledi.1920 yılında  Burdur Mebusu olarak Birinci Büyük Millet Meclisi'nde yer aldı. Şubat 1921' İstiklal Marşı'nı yazdı,12 Mart'ta kabul edildi. Türkiye'nin milli bir marşa ihtiyacı vardı ve Maarif Vekili Hamdullah Suphi tarafından 500 altın para ödüllü ''İstiklal Marşı Yazma Yarışması'' açıldı, yarışmaya sonradan M. Akif'in şiiriyle birlikte 724 şiir katıldı. Ödül vadi olduğu için M. Akif bu yarışmaya katılmak istememişti. Ancak istenilen nitelikte şiir olmadığı için Hamdullah Suphi Bey M.Akif'ten de şiir istendi. Böylece M. Akif'in ''Kahraman Ordumuza'' şiiri birinci seçildi ve aynı gün mecliste defalarca okundu. M.Akif ihtiyacı olduğu halde para ödülünü kabul etmemiştir. Bu kadar vatansever, ince ruhlu insan maalesef zorluklar içinde vefat etti. Akif'in İslam birliği ve dindar kişiliği bazılarını rahatsız etmiştir. Takrir-i Sükûn Kanunu çıkartılınca birçok kişiye olduğu gibi M. Akif'e de kötü muamele yapılmıştır. Milli Mücadelenin en önde gelen kahramanı işsiz bırakılmış, emekli hakkı verilmemiş ve hayat hakkı tanınmadığı için 1925 yılında Mısır'a gitmek zorunda kalmıştır. Akif orada Türkçe dersleri vermiştir. 

Mehmet Akif Mısır'da hastalandı. Hastalık onu çok yıpratmış ve bir deri bir kemik kalmıştı. 1935 yılında ülkeye dönen M.Akif' 27 Aralık 1936'da siroz hastalığından

 vefat etti. Cenazesinde neredeyse kimse yoktu, dört kişinin omuzunda giderken İstanbul Üniversitesi öğrencileri durumu fark etti ve cenazeye sahip çıktılar. 

 Prof. Dr. Sulhi Dönmezer o dönemde Hukuk Fakültesinde öğrenciyken daha sonra hadiseyi şöyle anlatır: '' Akif'in ölüm haberini alınca hepimiz cenazesinin kılınacağı yere gittik. Bir at arabası geldi üzerinde bayrak yoktu, örtü yoktu, çıplak bir tabut vardı.Sanki beş parasız bir fakir ölmüş gibi bir izlenim vardı. Biz vardık, acaba beklediğimiz cenaze ihtimal vermiyoruz ama o mu, o olduğunu görünce bekleyenler arasında bir bağırış bir haykırış koptu ve birden sayılar binleri buldu. Hepimiz sırtlarımıza aldık ve biz götürdük.'' Akif'in cenazesi binlerce kişinin omuzlarında Edirnekapı Şehitliğine defnedilmiştir. 

Milli Marşı yazmış, milletvekilliği yapmış M. Akif'e resmi cenaze tören bile düzenlenmemiştir. 

Mehmet Akif Ersoy' 7 ciltlik Safahat Külliyatına İstiklal Marşı'nı koymamıştır gerekçesini ''Ben onu milletimin kalbine gömdüm.'' diye açıklamıştır.  Mehmet Akif Türkçeyi en güzel kullananlardan biriydi. Arapçanın yanında Farsça ve Fransızca bilmekteydi. Mehmet Akif'in şu sözlerinde olduğu gibi; ''Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın.''

Selam ve dua ile...