<div class="yazarList"><br /> <ul><br /> <li><br /> <div class="in"><br /> <br /> <hr /><br /> <br /> <br /> <br /> <hr /><br /> <br /> <h1>Kabine değişikliğindeki gecikmenin sırrı!</h1><br /> </div><br /> <br /> <hr /><br /> <br /> <h3 class="sub">Mahmut Övür</h3><br /> </li><br /> </ul><br /> </div><br /> <div class="txt"><br /> <div class="txtIn"><article id="contextual" class="selectionShareable"><br /> <br /> <hr /><br /> <br /> <br /> <br /> <hr /><br /> <br /> Bütün gözler kabinedeki değişikliğe çevrilmiş durumda. Cumhurbaşkanı <b>Erdoğan</b>, Başbakanı işaret ediyor, Başbakan <b>Yıldırım </b>ise <b>"Bir gün bakarsınız</b> <b>değişmiş" </b>cevabıyla zaman kazanıyor.<br /> Durum ortada yani...<br /> Henüz net bir şey yok.<br /> Peki, neden bu kadar gecikti kabine meselesi?<br /> Şimdi araya Katar ve İran üzerinden gelişen bölgesel kriz de girince biraz daha gecikecek gibi görünüyor.<br /> Oysa Cumhurbaşkanı <b>Erdoğan</b>'ın partiye dönüşüyle köklü bir değişim sinyali verilmiş ve beklenti bir hayli yükselmişti.<br /> AK Parti MKYK'sında 19 kişinin değişimiyle ilk olumlu adım da atıldı. Merkez Yürütme Kurulu (MYK)'nda, üç kişi de olsa değişimin gerçekleşmesi bir nebze de olsa değişim ihtiyacını karışladı.<br /> Ancak iş kabineye gelince durdu. Peki, neden?<br /> İşin merak edilen ve zor tarafı tam da burası... AK Parti kulislerinde denilen şu;<br /> Başbakan <b>Binali Yıldırım</b>, iyi bir kongre süreci yönetti. Onu MKYK ve MYK listeleri izledi. Ancak kabineye farklı bakıldığı için iş biraz sürüncemede kaldı. Bu konuda iki farklı yaklaşım dikkat çekiyor.<br /> Cumhurbaşkanı <b>Erdoğan</b>, yeni dönemin ruhuna uygun daha değişimci bir kabineye sıcak baktığı ve bu yüzden bir an önce hedefe yönelmek istediği söyleniyor.<br /> Başbakan <b>Yıldırım</b>'ın tavrı ise biraz farklı... O mevcut tablonun sürmesinden yana. MYK'da da değişimin üç kişiyle sınırlı kalmasında Başbakan'ın bu yaklaşımının etkili olduğu biliniyor.<br /> Başbakan'ın, <b>"Ben bu arkadaşlardan</b><b> </b><b>memnunum, neyi kötü yaptılar</b><b> </b><b>da bunları değiştiriyoruz" </b>yaklaşımı en<b> </b>azından bu süreçte çok da aykırı gelmiyor<b> </b>ki, Cumhurbaşkanı işi sürece bırakıyor.<br /> İşte gecikmenin sırrı da bu dengede saklı... Tabii işin uluslararası boyutu, iş dünyasının beklentileri ve kabine içinde giderek güç kazanan <b>"Milli ve Yerli"</b> eksenli ekonomi yönetimi tartışması da var. Bu da gecikmenin önemli nedenlerinden biri...<br /> Cumhurbaşkanı ve Başbakan birbirlerine hassas davrandıkları için <b>"zorlama</b> <b>ve dayatma"</b>yerine <b>"makul" </b>bir yol aranıyor.<br /> İşin en kritik yanı ise kabine ve yerel yönetimlerle ilgili kamuoyunda oluşturulan yüksek beklentinin hâlâ sürüyor olması.<br /> AK Parti hükümetinin bu beklentiye, özellikle de FETÖ nedeniyle yerel yönetimlerde köklü değişim beklentisine cevap vermemesi bugün bir riske yol açmayabilir ama aynı şey yarın için söylenemez.<br /> <b>Kabinede değişim dengesine gelince</b>...<br /> Cumhurbaşkanı <b>Erdoğan</b>'ın partinin başına geçmesinden sonra da kabinede nasıl bir değişiklik yapılacağını tahmin yürütmek kolay değil.<br /> Cumhurbaşkanı'nın geçmiş hükümet deneyimlerinden sürprizleri sevdiğini biliyoruz.<br /> Hatta bazen söylenenlerin aksine tavır aldığını da... Ancak yine de şöyle bir gerçek var: Cumhurbaşkanı kamuoyunun nabzını iyi tuttuğu için kulislerde söylenenlerin yüzde 50'si gerçekleşiyor. Bu kez de öyle olma ihtimali yüksek. Kabinede 4-5 kişinin değişeceği büyük oranda kabul görüyor. Ama tersini söyleyenler, hatta 9 kişinin değişmesinden söz edenler de var.<br /> Bu kabinedeki asıl sürpriz ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı <b>Berat</b> <b>Albayrak</b>'ın ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olmasıyla, o göreve <b>Ali Babacan</b>'ın yeniden gelmesi ihtimali. Hangisi gelirse gelsin, her ikisi de hükümetin rotasında yeni bir yolculuğu işaret edecek.<br /> <br /> Sabah gazetesi<br /> <br /> </article></div><br /> </div>