- HİÇ HESAP-EDİYOR-MUYUZ -?

- HİÇ HESAP-EDİYOR-MUYUZ -? 


 

• Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

• Allah'a hamd Resulün'e sâlât ve selâm olsun.

•  Allah'ın rahmeti bereketi mağfireti daima yardımı üzerinize olsun.amin

"Sübhaneke lâ ilmelenâ illâ ma âllemtenâ inneke entel âlimul hakîm."

• "Ve ahiru davana enil hamdulillahi rabbil alemiyn.. Gâle Rabbin surni bime kezzabun amin.. 

Hani derler ya hayat bir ezan ve sala arasındadır, diye...

Sonsuz hayatla kıyasladığımızda gerçekten dünya hayatı belki ahiret yaşamına kıyasla bir an bile değil...

Acı olan ise biz bu bir an için sonsuz hayatımızı mahvediyoruz...

Gelip geçici dünya nimetleri için sonsuz güzellikler diyarı ahiretimizi kaybediyoruz...

Hİç hesap ediyormuyuz daha kaç yıllık ömrümüz kaldı..?!! 

Ben diyeyim: kış şarkısı; sen de: yaz türküsü.

Ne ettik ömrümüzü?”

Ziya Osman Saba “Ne Oldu?” isimli şiirinde soruyor.

Biz de bir soralım kendimize:

Sahi ne ettik ömrümüzü?

Nasıl ve ne uğruna harcadık? 

Ömür takvimimizden kaç gün gitti acaba?

Kaç yıl, kaç ay, kaç hafta, kaç gün, kaç saat, hatta kaç dakika alacak kaç nefesimiz kaldı.? 

Acaba para verip almadığımız için, karşılığında bir şey ödemediğimiz için mi kolayca 

- harcıyoruz ömrümüzü?!

Sağa sola baka baka, bir ömrü yaka paça hırpalaya, hırpalaya tüketiyoruz işte…

Merak eden de yok, soran da : Ömrümüzden geriye ne kaldı …  

Nerede harcıyorum ömür sermayesini...? 

Yoksa bugün son günümüz şuan son saniyelerimiz mi sonranımız ya hiç yok ya pek  az …

Hayatı, Allah için yaşamamız gerektiğini hatırlatan dostların sayısı da azalıyor…

Ne çok azlara tamah ediyoruz şu ahir ömrümüzde!! 

Huzuru mahşerde o büyük mahkemede 

Allah'ın Nefsimize yönelteceği "ömrün boyunca Allah için ne yaptın?"

sorusu karşısında; "aşk adına fânileri düşünerek, dünyalıklar,

makam ve mevkiler uğrunda koşuşturup sıhhatimi, zamanımı

ve dünyalık imkânları boş yere kullandım ve Allah'tan gâfil olarak, yaşadım fani ömrümde,, 

kendimi sıkıntıya soktum, hayatımın genelinde kendimi boşlukta,, 

hissettim" ya da "Ahir ömrümde Allah için ne yaptım hatırlamıyorum, sanırım -

Allah için- diye düşünerek yaptığım bir amelim olmadı.. Dersek halimiz nice olur??... 

Oysa ki "Bir ömür ki, göz açıp kapayıncaya kadar da geçse, nice insana ebedi bir saadet 

- kazandırmaya yetmiş, nice kullar o kısacık ömrü sonsuz bir mutluluk yurdunun sermayesi yapmayı bilmiştir.. 

Kardeşlerim : şunu hiç Unutmayalım ki.. 

Ömür; yaşamak ya da tamamlamak zorunda olduğumuz bir zaman dilimi değildir.

Her şey gibi o da bir emanettir...

Gün gibi. Gece gibi. Ay gibi. Sene gibi. Her nimet gibi, ömür de bir emanettir.

“Oldu bitti, öldü gitti” değildir hayatımız. “Yaşadım bitti” hiç değildir.

Peki nasıl bilelim kıymetini yaşıyoruz işte olduğu elimizden geldigi kadarıyla demeyin kıymetini bilin... 

Ömrünün kıymetini bilmek :

Bu hayatı kendisine kimin verdiğini, göğsünü gere gere söylemek ve o şekilde yaşamaktır...

 Allah bensiz olur amma ben Allah’sız olamam.” diyebilmektir. 

Yaratanının adını yürekten söyleyebilmek, zalimlerin kılıcı boynunda hazır bekliyor bile olsa tüm kâinata haykırabilmektir.

Mazlumun yanında olup, zalimin karşında yiğitce durup sizden büyük " Allah var 

- haddinizi bilin diyebilmektir ömür dediğin... 

Hayatını, kendisine o hayatı verenin uğruna verebilmektir.

Oysa şimdiler de ömrü sadece saltanat ve lüks içinde yaşamak sananlar ile dolu dünya.. 

Öyleki göz göre göre Filistin / Gazze deki Doğu Türkistan'daki kardeşlerimize ses 

- edemeyecek kadar boşuna ömür tukettiğini unutmuş 57 İslam ülkesi hasıl olmazdı... 

Diyor ya Ahmed Arif : Kelebeklerin bile çocuklardan daha uzun yaşadığı bir coğrafyada size hangi şiiri yazayim.'

Hangi sözü söylesek boş hangi vaveylaları dillendirsek nafile geliyor bazen. 

Ama zalimlere karşı susmak dilsiz şeytanlıktır buyuruyor,, hazreti Peygamber aleyhislam o sebeble susamayız.. 

Yüce kitabımız kuranda var olan ömrümüz boyunca akıl edip ibret almamız gerektiğini.. 

- açıkça beyan etmiyor mu yüce Rabbimiz bize! 

Estauzubillah... 

Düşünüp de ibret alacak olan kimseye yetecek kadar bir ömrü Biz size vermedik mi?”

(Fâtır Suresi, 37)

Verilmesi en kolay olan şey öğüt; alınması en zor olan şey ise ibrettir.

Zalimlerin asırlar boyu yaptıkları zulumlerinden İbret alıp onlara karşı dimdik 

- duramayan nesiller ve liderler başka nereden ve neden İbret alırlar ki?!!! 

Değerli kardeşlerim açık ve net olarak beyan etmeliyiz ki "Geçmişten ibret almayan kişinin 

- geleceğe ibret olması muhtemeldir, hatta muhakkaktır. 

İbret almayla ilgili olarak Hz. Ömer, “Olmamış şeyleri soracağına, olmuşlardan ibret almaya çalış.” der. 

Sokrates, “Senden önce gelenlerden ibret al, ama senden sonra gelenlere ibret olma.” demiştir.

 Hz. Ali, “İbret alınacak şey ne kadar çok, ibret alan ise ne kadar az.” demiştir.

 Sadi Şirazi de “Kuş başka bir kuşu tuzağa düşmüş görünce, taneye yaklaşmaz.

 Sen başkalarının başına gelen hatalardan ibret al ki başkaları senden ibret almasın.” 

- diyerek ibret almanın, ders çıkarmanın önemine vurgu yapmışlardır.

Yine ne buyurmuş yüce Allah (Câsiye, 3) ayetinde?!! 

Estauzubillâh : Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok ayetler vardır. 

- Sizin yaratılışınızda ve Allah’ın muhtelif canlıları yeryüzüne yaymasında, kesin olarak inanan kimseler için ibretler vardır.” 

Bizler ise İbret almak şöyle dursun ölüm uykusuna yatmış öylece boşuna ömür sermayesini tüketip gidiyoruz.. 

Ömür sermayemizi Hak yolda harcayacak gerekli iman ve irademizi, zayıflatan temel 

sorunlarımızı ele almamız şarttır. 

Bunların başında ümmetciliği din kardeşliğini ve hersey den önce Allaha 

- döneceğimizi, bize unutturan gerçeklerimiz üzerinde yoğunlaşmamamız gerekir.. 

Buna karşılık dinimiz dünyamız değil dünyamız dinimiz olacak şekilde ahlak maneviyat ümmet 

- ve din kardeşliği üzerinde, mazlumların yandığı bir dünyada onlara su taşıyan 

- kardeşleri olmak adına her türlü yardım ve ses nefes olmak adına onların hali üzerinde 

- yoğunlaşmamızı sağlayacak olan iman ve imkan dünyamızı güçlendirmeliyiz.

Unutmayalım, yaşadıklarımızdan ibret almazsak kalan ömrümüzde, de geçen 

- ömrümüzde, de aldanıştan aldanışa sürükleneceğiz. 

Ve bizi daha çok istismar edenler çıkacak. 

Yaşamımız boyunca bizi hayra götürecek usul ve hassasiyet, Hasan-ı Basri’nin dediği gibi aklımızı Kur’an’a arz etmekten geçer. 

Aslında sadece aklımızı değil geleneğimizi, kültürümüzü de Kur’an’a arzetmekten geçer. 

Kalbimiz takva ile tanışıklık yaşamadıkça ömrümüzün başıda sonuda   sürekli sorunlar 

- deryasına olacak ve en büyük pişmanlık ölümden sonra bizi bulacak Hafizan Allah.. 

Değerli kardeşlerim : Tabutun içine konulup kabre doğru yola çıktığımızda tarifi imkansız pişmanlıklarımız olacak. 

Kılınmamış Namazlar -Kul Hakları. Günahlar, Yalanlar. Ahhhh keşke bir fırsatım daha olsa diyeceğiz.

 Ve bir ses duyacağız! "Geçti artık. Her şey bitti tüm fırsatları tükettin..

Ne diyor Sadi Şirazi" Bu Dünya; Üç Günlük Saltanat Hadi Uzatabilirsen, Bir Gün Daha Uzat. Ölüm Ki” Ya Azap” Ya Azat”

Selam ve dua ile,,


 

      ___ Fi _ EMÂNİLLÂH ___



 

  Kablel-vuku....


 

• "...Rabbişrah-li sadri. Ve yessir li emri. 

• Vahlul ukdeten min lisäni. Yefkahů kavli." Allahümme- Âmin...