DİYALOGLARIMIZA İLİŞTİRDİĞİMİZ ALGI SARMALI
İnsanın dünyasında yer alan, diğer insanlarla olan etkileşimde duygu ve düşüncelerin, akla uygun şekilde başkalarına aktarılması, bildirim ve haberleşme olarak kullandığımız iletişim tanımıyla hareket eder. Kuracağımız iletişim salt konuşmak eylemi değil; muhatabımızı anlamak, hissetmek ve bağ kurmak zinciriyle oluşmaktadır. Kurulan bu bağ insanı insana yakınlaştıran en güçlü bir köprü rolü üstlenmektedir. Bu noktada ilişkilerde ve iletişimde eleştirel değil eşleştiren bir yol izlemek kişiler arası birbirini tamamlama serüvenini dengeler.
İletişimin var olan iki kanalı iyi tespit ederek harekete geçmek daha sağlıklı bir yöntem olacaktır. Bu iki kanalın biri duyguyu diğer düşünceyi oluşturur. Bu noktada doğru iletişim kurabilmek için iki kişinin ya da kişilerin aynı kanalda olması gerekmektedir. Bu bağlamda muhatabın duygu, senin ise düşünce kanalında olman birbirinizi anlamanıza set olacaktır. Bu sebeple aynı kanalda olup olunmadığınıza dikkat edilmelidir. Duygusal konuşmalarda her iki tarafında aynı konuda olması paylaşımı çoğaltacak ve sağlıklı iletişim kurdurtacaktır. Düşünce kanalında da fikir ve muhakeme yapılacak konuları değerlendirebilirsiniz. Önemli olan her iki kişinin aynı kanalda olmasıdır.
Yaşantısal tekrarların benzerliği kişiyi bulunduğu iletişimde doğru olmayan düşüncelerle yanlış hedefe doğru yönlendirebilir. Yanlış teşhis olasılığını göz önünde bulundurup alacağı kararları doğru zemine oturturken afaki olmayan bir perspektiften değerlendirmek elzemdir. Çoğu zaman; doğru insanı yanlış insanlardaki edinilen tecrübelerle değerlendirme eğilimine girilir ve netice itibarıyla doğru yolda yanlış haritayla yola çıkılmış olunur. Bazen hadiseler insanı yanıltabilir bunun sebebi de aynı sürecin yolcusu olmadığınızdan algın o süreç çerçevesinde değil de kendi süreç çerçevenden değerlendirilir. Tam da bu noktada algılar insanı yanıltır ve çoğu zaman fırsatlar elden kayıp gider.
Süreç içerisinde var olandan çok kaygı, hesap, algı insanın doğru karar verebilme yetisini yitirtir, sağlıklı karar verme işleyişini bozabilir. Bu noktada aklının kurcaladığı ne varsa yürekle çelişiyorsa bir terazi kur ve orada dengeleri stabilleştir. İnsanın en derin pişmanlığı rehgüzarına düşen bir gülü, Gülistan’da değil de yolda bulduğu için kıymetlendirmez. Oysa bazen Gülistan’a varmana gerek kalmadan ilahi bir hikmetin tecellisi ile önüne düşmüştür ancak düşünen insanlar için bir hikmet algısı vardır. Ötesi lafı güzaftır…
Uzm. Aile Danışmanı Şüheda Derya Terzi