<p class="Gvde" style="text-align:justify"></p> <p align="center" class="Gvde" style="text-align:center"></p> <p align="center" style="text-align:center"></p> <p align="center" style="text-align:center"><span style="line-height:115%"><b><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, altıncı yargı paketinin işlevsiz kalacağını ileri sürdü. Yeneroğlu’na göre yargının en büyük sorunu yürütmenin güdümünde olması. Yeneroğlu, hâkim ve savcıların mesleğe kabulünde liyakat aranması, iktidarın da enflasyonun kabahatini esnafa yıkmaması gerektiğini savundu.</span></b></span></p> <p align="center" style="text-align:center"></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">Altıncı yargı paketinde 2 yıllık eğitim ve staj döneminin 3 yıla çıkarılması, staj dönemi yerine hâkim ve savcı yardımcılığı sisteminin getirilmesi teklif ediliyor. İktidar tarafından hâkim ve savcı olarak mesleğe kabul edilen, 2 yıl eğitim alan ve staj yapan hâkim ve savcıların göreve başladıklarında yetersiz olduklarının meslektaşları tarafından da görüldüğünü söyleyen DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu şu ifadeleri kullandı:</span></span></span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><b><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">‘Torpilli adayların mesleğe kabulüne son verilmelidir’</span></b></span></span></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">“Çoğu liyakatsiz, yetersiz ve eğitimsiz hâkim ve savcıların verdikleri kararlar siyasi içeriği olmayan dosyalarda bile ağır hak kayıplarına ve adaletsizliklere sebep olmuştur. Halbuki hâkim ve savcılık mesleğinde nitelik gerçekten artırılmak isteniyorsa iktidar ortaklarından torpilli yetersiz adayların mesleğe kolayca kabulüne son verilmelidir. Adaletsiz mülakat uygulamaları ile nitelikli adaylar elenmekte, mesleğe kabul edilen torpilli adaylar ise iktidar ortağı partilere borçlu olarak mesleğe girmekte ve bu borcu da tüm meslek hayatı boyunca verdiği kararlarla ödemektedir. Yapılması gereken her şeyden önce adil değerlendirme yöntemleri ile en liyakatli adayların mesleğe kabulünün gerçekleştirilmesidir.”</span></span></span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><b><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">‘Esnafın işi sattığı maldan para kazanmaktır’</span></b></span></span></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">Altıncı yargı paketinde ayrıca “Mal veya hizmet satımından kaçınma” suçunda da ceza artışı teklif ediliyor. Cezanın üst sınırı 2 yıldan 3 yıla çıkarılarak, mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın doğmasına sebep olanlar soruşturma ve kovuşturma sırasında tutuklanabilir hale getiriliyor.</span></span></span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">Yeneroğlu, paketteki bu teklifi şu sözlerle yorumladı:</span></span></span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">“Bir tüccarın malını satmaktan kaçınmasının sebebi elindeki mallarının maliyetinin çok yakında hızla artacağını düşünmesidir. Sattığı zaman yerine yenisini yüksek maliyetle koyacağını veya koyamayacağını düşünen bir esnaf malını satmak yerine elinde bekletmeyi tercih etmek zorunda kalır. Halbuki esnafın işi zaten malı satmak ve sattığından para kazanmaktır.”</span></span></span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><b><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">‘İktidar, enflasyonun kabahatini esnafın sırtına yüklüyor’ </span></b></span></span></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">“Esnafın ticaretini kazançsız hale getiren malını satmaktan kaçınmaya mecbur kılan; iktidarın yanlış politikalarıyla sebep olduğu yüksek ve hızlı enflasyondur. İktidar 90’lı yıllardaki enflasyon canavarını tekrar diriltmiş ve enflasyonun kabahatini esnafın sırtına yükleyerek, haksız cezalar ile günü kurtarmaya yönelik adımlar atmaya çalışmaktadır.”</span></span></span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><b><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">‘Soruşturma ve terfiler iktidarın amacına hizmet ediyor’</span></b></span></span></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">“Yargının en büyük sorunu; yargı organının yürütme organının güdümünde olmasıdır. Siyasi yanı bulunan davalarda kamuoyu yargı kararının iktidarın istediği şekilde çıkacağını öngörebilmekte ve bu öngörüsünde de her defasında haklı çıkmaktadır. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nda Adalet Bakanı’nın varlığı devam etmekte ve HSK’nın açtığı soruşturmalar ve yaptığı terfiler iktidarın amacına hizmet etmektedir.”</span></span></span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><b><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">‘Güdümlü yargı adalet dağıtamaz’</span></b></span></span></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">“Kamu yararı amacıyla değil, kötü niyetle veya günü kurtarma amacıyla hazırlanan yargı paketleri 6’ya değil 666’ya da ulaşsa adalet adına fayda etmez. İktidarın güdümlü yargısının adalet dağıtması mümkün değildir.”</span></span></span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><b><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">‘İktidarın yargıyı kontrol altına aldığını görüyoruz’</span></b></span></span></p> <p style="text-align:justify"><span style="text-justify:inter-ideograph"><span style="line-height:115%"><span style="font-family:"Verdana","sans-serif"">“İktidarın yargıyı kontrol altına alarak bir araç olarak kullanmaya çalışmasının acı örneklerini her gün görmekteyiz. Temel insan hak ve hürriyetlerini ihlal eden birçok adli soruşturmanın sorumlusu savcı Anayasa Mahkemesi üyesi yapıldı. Adalet bakan yardımcısının Danıştay üyesi yapıldı. Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan hâkim adalet bakan yardımcısı yapıldı. İktidar, yargı organını bağımsız kılacak yapısal reformları yapmak bir yana, bağımsız yargının adını bile anmıyor. İktidarın yargıyı tamamen avcuna alma çabası içerisinde olduğunu ortaya koyması ibretliktir.”</span></span></span></p> <p style="text-align:justify"></p>