Beynimizin Değişebileceğini Biliyoruz
İnsan beyni, dinamik ve esnek yapısıyla dikkat çeken olağanüstü bir organdır. Bilim dünyası, beynin sadece çocukluk ve gençlik yıllarında değil, hayat boyu değişebildiğini keşfetmiştir. Buna "nöroplastisite" denir. Nöroplastisite, beynin yeni bilgilere uyum sağlama yeteneğini ifade eder ve bu yetenek sayesinde öğrenme, alışkanlık edinme ve becerilerimizi geliştirme süreçleri gerçekleşir.
Eğer bir süre boyunca belli bir şeyi düşünürsek ya da bir hareketi tekrar edersek, beynimiz bu süreçlere adapte olur. Beyindeki ilgili sinir ağları güçlenir ve bağlantılar kuvvetlenir. Örneğin, bir müzisyen sürekli olarak enstrüman çaldığında, beynindeki motor beceri ve koordinasyonla ilgili bölgeler gelişir. Benzer şekilde, bir dil öğrenmeye çalışan kişinin beyninde dil işleme merkezleri büyür.
Ancak, beynin kullanılmayan bölgeleri zamanla zayıflar. Eğer bir yeteneği ya da bilgiyi uzun süre kullanmazsak, o beceriye yönelik beyin bağlantıları giderek körelir. Bu durum, bir kasın kullanılmadığında güçsüzleşmesine benzetilebilir. Dolayısıyla, zihnimizi aktif tutmak, sürekli öğrenmek ve yeni deneyimlere açık olmak, beyin sağlığımız için son derece önemlidir.
Zihnimizi eğiterek geleceğimizi istediğimiz yöne çevirebiliriz. Eğer belli bir süre yeni düşünce kalıpları üzerinde çalışırsak, beynimizin o zamana kadar pasif kalan bir bölümü aktif hale gelebilir ve geleceğimiz bambaşka bir yol alabilir. Yeni düşünce kalıplarımız ve davranışlarımızla beynimizde yeni nöronları aktive hale getirebiliriz. Nöronların işlevleri değişebilir ve yeni bağlantılar oluşabilir. Bunun yanı sıra, kullanmadığımız kısımlar, örneğin şüpheyle ve negatif düşüncelerle ilgili bölümler, daha küçük ve önemsiz hale gelir. Hayatımızı tamamen başka bir yöne çevirebiliriz. Düşüncemizi istediğimiz bir yöne çevirdiğimizde, inançlarımız kısa sürede tamamen değişebilir. İnançlarımız değiştiğinde, bütün hayatımız büyük bir değişime uğrar.
Olumlamalar da beynimiz üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Pozitif ifadeleri sürekli tekrar etmek, bilinçaltımızda yeni düşünce kalıplarının oluşmasına yardımcı olur. Beynimiz, tekrar eden olumlu düşünceleri zamanla gerçeklik olarak algılar ve bu doğrultuda yeni sinir ağları oluşturur. Kendimize inançla ve kararlılıkla söylediğimiz olumlamalar, beynimizin şekillenmesini sağlayarak hayatımızda olumlu değişimler meydana getirebilir.
Bu gerçek, Kur'an-ı Kerim'de de insanın sürekli olarak aklını kullanması gerektiğine işaret eden ayetlerle desteklenmektedir:
"Onlar ayakta iken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar ve göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler. (Ve derler ki:) Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi ateş azabından koru."
(Ali İmran Suresi, 191. Ayet)
Bu ayet, insanın tefekkür etmesini, zihnini ve aklını kullanarak yaratılış üzerine düşünmesini teşvik etmektedir. Sürekli düşünen, araştıran ve öğrenen bir zihin, tıpkı fiziksel olarak aktif bir vücut gibi sağlıklı ve güçlü kalır.
Sonuç olarak, beynimiz değişebilir ve gelişebilir bir yapıya sahiptir. Onu aktif tutmak, sürekli öğrenmek ve yeni deneyimlere açık olmak, hem bireysel gelişimimiz hem de zihinsel sağlığımız için büyük önem taşır. Beynimizi verimli kullanarak, hem dünyada hem de ahirette daha bilinçli ve donanımlı bireyler olabiliriz.
Hayal gücü bilgiden daha önemlidir,
cünkü bilginin bir siniri vardir
-Albert Einstein-