AŞI KARMAŞASI

- Aşı kısırlık yapar mı?
- Aslında aşı ile amaçlanan insanlara çip takmak!
- Aşı, aslında koronavirüs gölgesi altında insanlığa yapılan bir operasyondur, kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede etkileri görünecektir! vs vs,
Her ağızdan bir ses...


Dünyanın pandemi ile tanışması ile birlikte bir kesim tarafından, yukarıda sıraladığımız başlıklar gayet ciddi bir şekilde konuşuluyor. Bununla birlikte koronovirüsün farklı varyantlarının ortaya çıkması ile iş öyle bir noktaya geldi ki, "aşı zorunlu hale gelmeli mi, gelmemeli mi" şimdilerde yüksek sesle tartışılan konu bu.
Bazı işletmeler kendilerince negatif olduğuna dair PRC testi olmayanları işletmelerine kabul etmeyeceklerini açıkladılar. Toplum bu durumu acaba nasıl karşılayacaktır diye beklerken, Tesk başkanı Bendevi Palandöken işi bir nokta daha ileriye taşıdı.

TESK: İş yerlerinde aşısız eleman çalıştırılmayacak

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu aşı için yeni bir genelge hazırlayarak, birlik ve odalara iş yerlerinde aşısız eleman çalıştırılmayacağı talimatını göndermiş.
TESK'in ardından Bahçeşehir Koleji ve Saran Holding'te
aşı yaptırmayan işçilerin iş akdini sonlandırma tehdidinde bulundu.
TESK başkanının "işçiler aşısız çalıştırılmasın" yönünde yayınladığı genelge
TESK adına kraldan çok kralcılık ve işgüzarlık,
Devlet adına ise tam anlamıyla "Zul'dür", 
Şöyle ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan "Aşıda gönüllülük esası ön planda olmalı" diyerek topu Kamu dairelerinde müdürlere, Özel sektörde ise sendikalara ve işverenlere atması, üzerinde düşünülmesi gereken bir yaklaşımdır.
Devletin "halka bunu dayatamayız" dediği yerde Tesk başkanı nasıl olur da işverenlere, "aşısız çalıştırmayın" yönünde bir genelge yayınlar. Ortada uygulanması gereken bir aşılama durumu varsa ve milyonlarca işçinin Cumhurbaşkanının aşıda gönüllülüğü öne çıkaran kararına uyduğu takdirde işveren ile karşı karşıya gelerek ailesinin nafakasının kesilmesi söz konusu olacak ise, bunu devlet nasıl olur da işverenin keyfine bırakır.
Bu kararın ardından sendikalara bağlı işçiler binlerce kişiyle sendikalara yürümeyi tartışıyorlar, Buyurun cenaze namazına!
Böyle mi olmalı bir devletin yönetim anlayışı?

Halk sağlığı açısından, insanlığın tamamını tehdit ettiğini düşündüğünüz bir pandemi ile alakalı alınması düşünülen bir aşı kararını devlet nasıl olur da uygulama cesaretini gösteremez de işverenlerin keyfine bırakır.
"Biz devlet olarak aşıyı dayatmadan yana değiliz ama dileyen işveren kendi bünyesinde bunu uygulayabilir'miş"
Eğer böyle olursa ortada bir dayatma olmamış mı olacak?
Böyle iradesiz bir devlet anlayışı olabilir mi?
Devlet dediğin, dünyayı tehdit eden bir pandemiden dolayı halkın sağlığı söz konusu ise, kullanılması düşünülen aşı ile alakalı gerekli araştırmayı yapar, başka çıkar yol yok ise
toplum olarak aşı olmak elzem bir hâl aldıysa devlet sorumluluk yüklenir, kararını verir. Bunun dışında, yukarıda eleştiri konusu yaptığımız devletin tavrı tam olarak bir basiretsizlik ve iş bilmezlikten başka bir şey değildir.

Bu arada bütün bu yazdıklarımdan sonra aşı karşıtı biri olduğum düşünülmesin. Aşıya karşı değilim. Bahsedilen çekincelerden dolayı aşı yaptırmak istemeyen herkese de saygı duyuyorum.
Yazının başında bahsettiğim grupların iddia ettikleri gibi aşının herhangi bir sıkıntı oluşturacağını sanmıyorum, bu benim şahsi görüşümdür.
Deney, test ve kontrol anlamında yakînen işin içinde olan, gerek dünyada ve gerekse Türkiye'de yüz binlerce doktor ve sağlık görevlisinin aşı hakkında olumlu konuşması, "hiçbir yan etkisi yoktur" demesi ve üstelik kendilerinin de bu aşıyı yaptırmış olması, piyasada dolaşan ve hiçbir bilimsel veriye dayanmayan söylemlerden çok daha güvenilir olduğu kanaatini oluşturdu bende.
Bugüne kadarki zaman diliminde Devlet yönetiminde "isteyen aşı yapar isteyen yapmaz" gibi bir görüş hakim olsa da, bugünden sonra kamu daireleri, işverenler vesaire bazı alanlarda dayatmalar yaşanacak gibi.
Söyleyeceğim şudur ki; Eğer bir dayatma olacaksa Devlet perde gerisinden talimatla değil de, bizzat açıktan yapmalı, bunu kimsenin insiyatifine bırakıp ortalığın karışmasına müsaade etmemelidir, Devlet aklı bu değildir.
Son olarak aşının her alanda zorunlu olması gerektiğini söyleyenler kervanına Sağlık Bakanı Fahrettin koca da katıldı.

Allah'ım aklıma mukayyet ol. Cumhurbaşkanı Erdoğan "Aşı gönüllülük esasına dayalıdır" diyor, Sağlık Bakanı ise zorunludur diyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...

Şen olasın garip ülkem!!!