Yurt kelimesi bozkır orijinli Türkçe bir kelimedir. İnsanımız üzerinde kelimenin çok ötesinde, bir halkı var eden manevi değerlerin tek paydada anlamını bulduğu bütünleştirici bir etkiye sahiptir.

İnsanların kaç kuşaktır kendine yerleşke edindiği, ekip biçtiği, ağaç diktiği, Ecr-i misil ödediği, bulduğu ilk fırsatta yapı kayıt belgesi aldığı, satın alma talebinde bulunduğu, adına Beyyurdu dediği,  ata toprağı bir yer düşünün. Bu arada yetkililer kulaklarını iyice açıp dinlesin; çünkü, kendilerine karşı kör ve sağır bir tutum takınıldığı için seslerini kimseye duyuramayan Karşıyaka mahallesi Beyyurdu küme evlerinin mağdurlarından bahsediyoruz.

İnsanların kendisine yurt edindiği bu yeri, Milli Emlak Müdürlüğü bir gün tutsun TOKİ’ye devretsin, TOKİ’de burayı açık arttırmayla satışa çıkarsın. Fakir fukarayı ev sahip etme amacıyla kurulmuş  TOKİ kurumu, vatandaşın zarar görmesi pahasına zamanla eksenini arsa satışından kar elde etmeye kaydırmış bir kuruluşa dönüşsün, gözlerimizin önünde. Artık kendisine rantçı TOKİ mi demek lazım gelir, bilemiyoruz doğrusu?  

2006 yılında Beyyurdu sakinleri arsayı satın almak üzere Milli Emlak Müdürlüğüne başvurmuş, Milli Emlak Müdürlüğü Hazineye ait plansız taşınmaz satışlarının ikinci bir emre kadar durdurulduğunu gerekçe göstererek satış talebini geri çevirmiştir. Ama her ne hikmetse aynı şartlarda burayı TOKİ’ye devretmede hiçbir sakınca görmemiştir.

Vatandaşın elinde 12.Ekim.2020’de aldığı yapı kayıt belgesi var. Evin içinde suyu, elektriği var. Üstelik Ecr-i misilini ödediğine dair de belgesi var cebinde. Buna mukabil satın alma önceliği olmalı, vatandaşın. Her şeyden önce vatandaşın mahkeme kapılarında mağduriyet yaşamasına engel olmak için dahi olsa, yerli ve milli siyaset anlayışı bunu sağlamalıdır. Hani geçenlerde demişlerdi ya “ hak yerini bulsun , kıyamet kopsun” İşte tam zamanı hakka yerini buldurmanın… 

Vatandaşın haklarını görmezden gelmemeli, menfaat elde etme uğruna vatandaş mağdur edilmemelidir. Devleti yöneten iktidar değil vatandaşının, vatandaşına faydası olan bir böceğin dahi zarar görmesine kayıtsız kalmamalıdır.   

Hazine’nin arsa satışı konu olduğunda vatandaş ‘a başka TOKİ’ye başka kurallar uygulanmıştır. Gerçekte olması gerekenin tam tersi bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü, hukuk’ta zayıfın güçlüye karşı korunması kesin bir hükümdür.

Hangi maksatla olursa olsun hiç bir devlet kurumu vatandaşın kazanılmış hakkı üzerinde tasarrufta bulunamaz, hak tesis edemez.

Kaldı ki, evrensel bir kural olarak insan doğduğu toprakların sunduğu nimetler üzerinde doğuştan hak sahibidir.  Dolayısıyla en azından ve hiç değilse Ecr-i Misil ödemiş, yapı kayıt belgesi almış, orada doğmuş ve ekmiş biçmiş Beyyurdu sakinlerinin o toprağı en uygun fiyata satın alma önceliği olmalıdır. Ne pahasına olursa olsun bu yerine getirilmeli ve vatandaş mağdur edilmemelidir.

 DEVA PARTİSİ/ ELAZIĞ