Biz hergün ülkeyi başarısız yönetimini perdelemek için türlü gündem icad edenleri dinlerken, dünyanın bir başka tarafında müthiş hikayeler içeren bir etkinliğin son gününe geldik.
Pandeminin dünyayı hallaç pamuğu gibi attığı zamanlarda sporun her türü bundan etkilendi.
Dünya cezalıymış gibi bütün maçlar seyircisiz.
Koca stadlar agora gibi seslerin yankılandığı tuhaf yerlere dönüştü.

Bisiklet gibi açık hava sporları da yapılamadı aylarca. Bizde çocuklara sünnet hediyesi seviyesini geçemeyen bisiklet; dünyada sadece ulaşım aracı değil, müthiş bir rekabetin sergilendiği bir yarışma ritmi aynı zamanda.
Bu yarışların en ikonik olanı kuşkusuz “Fransa Bisiklet Turu’”dur.

2018’de turun Türkiye anlatıcılarının yandaş bir kalemin hedefi olmasından da veçhile 2 yazı kaleme almıştım. https://veysidundar.home.blog/2020/09/20/pedallamazsak-dusecegiz/
https://veysidundar.home.blog/2020/09/20/hasmet-babaoglu-iki-tekere-karsi/
Geçen sene tura dair yazdığımı anımsamıyorum. Ama 2020 turu ertelenmiş olarak, Ağustos ortalarından beri dünyanın önemli bir kısmında gündemin tepesinde duruyor.

Fransa turunun 2020 versiyonuna, Slovenya damgasını vurdu. 2 Slovenin rekabeti ibret almak için bekleyenlere çok şeyler vaat etti. Turun tamamını önde geçiren Rogliç tam son günde vatandaşı Pogaçar’a yenilmenin acısını yaşadı.

3 haftada biriken, 1 dakikalık fark son günün zamana karşı koşulan etabında karşı tarafın 1 dakika farkına dönüştü.

Bugün de bir tur var ama sonuca etki etmeyecek. Şanzelize’de bitecek son tur formaliteden. Pogaçar mazallah ölse bile bu seneki turun galibi o.

Kuralları var Fransa turunun. Bu kurallar bisiklet teknolojisinin giderek gelişmesine rağmen değişmiyor.

Türk demokrasisi gibi nereye çekersen uzayan bir lastik sistem yok Le Tour’da.

20.yüzılın başından beri devam eden organizasyonun kuralları sadece gelişiyor. Ama değişmiyor. Özü aynı kalıyor. Kuralları çiğneyerek dopingle kazananların ünvanları geriye dönük alınıyor.
“Demir atı alan, Üsküdar’ı hapı alıp geçse de, keser sap döndüğünde kupalar iade ediliyor”.

Fransa’nın dağlarında, vadilerinde yüzbinlerce Fransız, bisikletleriyle gelip yarışmacılara motivasyon veriyor. Fransa’nın bozulmamış doğasına, ilkel restorasyonlarla canına okunmamış tarihsel mirasına da güçlü bir gönderme yapılıyor tur boyunca.

Bu ülkenin son çeyrek yüzyılda Hasankeyf’den Kuzey Ormanlarına, Kaz Dağlarından Karadeniz yaylalarına reva görüldüğü eziyetle beraber iç acıtıcı bir seyirliğe dönüşüyor tur.
“Biz neden böyleyiz?” sorusunu, sıkça soruyorsunuz çaresiz.

Medeniyet, uygarlık gibi kavramların sadece teknoloji üretmek, çakılı çimentoyu suyla karıp kütleler oluşturmak olmadığını anlamak için Fransa Turu müthiş bir deneyim. Ülke halkının tamamının iştirak ettiği, zaten hayatlarına dahil olan bisikletin sportif bir yarışta en iyi kullanıcılarına tanıklık etmek pastanın üstünde çilek gibi.

AKP’nin yol yapan aklı o yolların kenarına bisiklet yolu eklemeyi akıl edemediği için, Hatay’da yapılan 25 km’lik mavi boyalı yolu dünyanın en uzun bisiklet yolu sanan bir millet için çok uzak bir hedef bu.

https://www.hurriyet.com.tr/seyahat/hataydaki-dunyanin-en-uzun-bisiklet-yolu-bisikletcilerin-gozdesi-oldu-41573673

REPORT THİS AD

Avrupa’yı baştan uca saran örümcek ağı bisiklet yollarını bilmeyen Türk halkına kesik kesik yamaları bisiklet yolu diye yutturmak kolay oluyor. Bir çok Türk tipi iş gibi bisiklet yolumuz da Türk tipi. Oysa gerçek bisiklet yolu şehirleri kan damarı gibi sarar. Nasıl damarlar birbirine bağlanmazsa işe yaramaz sahile yol yapmak da damarların sadece ayakta olduğu sahte bir bedene benzer.

Fransa turunun 2020 versiyonunu akılda tutacak diğer büyük olay ise küçük Slovenya’nın çıkardığı iki bisikletçinin rekabeti değildi.
Turun 18.etabında finişe kol kola giren iki takım arkadaşını, dünyaya yolladıkları görsel evrensel karelerden biri oldu.

Ekvadorlu şampiyon Carapaz, tur galibiyetini Polonyalı takımdaşı ve ona nazaran bir işçi olan ve asıl görevi şampiyonlara destek olmak olan Polonyalı Kwiatkowski’ye ikram etti.

Kazananı güç belirlesin demeyen bu iki insanın; kol kola bitirdiği yarış, kazanmanın her zaman birinci gelmek demek olmadığını izleyenlere (bir kez daha )gösterdi.

Analiz, Veysi Dündar 20.9.2020