Gün geçmiyor ki Cumhur İttifakının ülke gündemine bomba tesiri yapan ve sadece ittifaktaki partileri mutlu eden bir hamlesi cereyan etmesin. 
Her gün yeni bir kırılma noktasını, her gün yeni bir hukuk ayıbını, her gün yeni bir kutuplaştırma vesilesi olarak üretebiliyorlar. 

Ülkede bu ittifakın olduğu süreçten bu vakte kadar; böyle bir rezilliğe teşne hamleler, vatandaşın reyini hiçe saymalar, siyasal darbe diye tarif etsek hayıflanmayacağımız bir demde, ülkeyi günbegün daha da karanlığa götürülürken, kısaca koca ana muhalefetin de destek ve beceriksizliği ve basiretsizliği sayesinde dün 3 vekilin daha vekilliği düşürüldü, dokunulmazlığı kaldırıldı.

Vekil dokunulmazlıklarının kaldırılması noktasında hatırlayalım; CHP oylamada 25 vekili ile AKP+MHP İttifakına destek vermişti. Kaderin cilvesine bakın, dün kendi vekilleri de buna kurban gitti. Sırada başkaları da olacak. AKP/MHP/Perinçek ittifakı, bu ve benzeri hamleleri yapmaya, ortamı germeye, HDP’yi kapatmaya ve belki hiç bir muhalif vekilin sesinin çıkmayacağı ortama doğru ilerlemeye çalışıyor. 

Ana Muhalefet partisi CHP ile ilgili yeri gelmişken şunu da hatırlatmak ama aslında anlamak istiyorum.
Geçtiğimiz aylarda çıkarılan İnfaz Yasasını AYM’ye götüreceği açıklanmıştı. Kamuoyunda da bu yönde büyük bir beklenti ve talep olduğunu biliyoruz.                                                                                                               O günden bugüne resmen başvuru yapması için son 6 günün içindeyiz. Ve hala başvuru yok ortada. Bu başvuru yapılmış olsaydı ceza aldıkları iddiasıyla vekilliklerin düşürüldüğü bu talimat bu kadar pervasızca Mecliste okunabilir miydi?

Bu Meclis mafya ve çetelere af çıkarttı. Affın daha bir ayı dolmamışken, üç parlamenterin vekilliği düşürüldü. 
HDP Mv. Leyla Güven, 
HDP Mv. Musa Farisoğlu, 
CHP Mv. Enis Berberoğlu artık vekil değiller.
Ve bu satırları keleme aldığım dakikalarda Musa Farisoğulları ve Leyla Güven tutuklandıkları sıralarda Enis Berberoğlu da gözaltına alınmıştı.

İktidarın ortağı Bahçeli daha yakın zamanda cezaevinden kendisine tehdit ve hakaretler dolu mektup gönderen Alaattin Çakıcı ile buluşuyorlar ve kendi tabanını bile rencide ettiğini düşündüğüm şekilde poz veriyor ve servis ediyorlar.
İçişleri bakanı Soylu’nun Sedat Peker ile iltisaklı olduğu yorumları iddia ediliyor.
Hukuk düzeninin içinde olduğu ahval içerisinde, bunlar artık ayıp ve sorgulanabilir şeyler olmaktan çoktan çıktı zaten.

Ve Meclis ne yapacak? Ne yapmalı?
Diğer yandan vekilliklerini düşürdüğünüz kişileri seçenler yani halkın iradesi kabul görmüyorsa, meclis ne işe yarar, meclis ne diye vardır?

HDP’ye sine-i millete dönün demek kolaydır. 
Bunun bir çerçevesinin olması lazımdır. Nedir o çerçeve?
Mecliste umut bitti ayrıldık derlerse HDP'liler, bir daha sandığa gidildiğinde halkı sandığa nasıl götürebileceklerdir? 
“Madem geri dönecektiniz neden niye ayrıldınız?” demezler mi?

CHP’ye “sine-i millete sönün” demeye cesaret edemeyenler, HDP’ye bastırıyor. Sanırsınız ki, tüm mesuliyet HDP odaklı. 
HDP’nin bir başına meclisten ayrılması, toplumsal kaosu derinleştirir. 
Fakat dokunulmazlıklar konusunda karnesinde ayıp olan CHP de bu bedele ortak olur da terk ederse meclisi, demokratik yollar için bir umut yolunun açılması ve bu iktidardan kurtulmanın ve demokratik dayanışma ile geleceğe ulaşmanın umudu büyük olacaktır.

Sorumluluğu ve bedeli sadece HDP’ye yükleyerek her şeyin kötüye gittiği bu iktidar sürecinde her şey tam da Doğu Perinçek ve zihniyetinin istediği ve beklediği sonucun olduğunu görmüyor muyuz? 
                                                                                                                                                                                     Tüm bunlar yaşanırken, HDP'li tüm yetkililer verdikleri tepkilerde hep üç vekilin vekilliklerinin düşürülmesine dikkat çektikleri görülürken, belediye seçimlerinde tüm büyük şehirlerde kazanmalarında en güçlü etken olan  milyonlarca HDP'li seçmenlerin seçtiği iki vekille ilgili başta Sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP'li yetkililerin sadece Enis Berberoğlu'un vekilliği düşürülmüş gibi hiç HDP'li diğer iki vekilden bahsetmemeleri, ısrarla görmezden gelmeleri de gözlerden kaçmadı.
                                                                                                                                                                                     HDP tabanına demokratik yollar kapatılsın ve umutları tükensin. İstedikleri bu. Türkiye demokrasisi bu komadan çıkarılmak isteniyorsa, herkes CHP’ye de seslenmelidir. “HDP ile meclisi terk edin.” denilmelidir. 

O zaman meclis boşa çıkar. Bir anlamı olur. Sonuç alınır. HDP’nin tabanı da illegal yollara mahkûm edilmemiş olur. 
Böylece Cumhur İttifakı kendi tuzağına yakalanmış olur. 

Bunca tacize bunca yıpratmaya, bunca tehdite rağmen, parlamentoda bulunmak mücadele etmek, kaldıysa azim önemlidir. 
TBMM’de vekillerin yaşadıkları kolay şeyler değildir, parlementerler her anlamda yıpranmaktadırlar.

Ahir kelam HDP ile CHP birlikte meclisten çekilirse bir anlam ifade eder ve bir sonuca ulaşılabilir.
Diğer türlü her şekilde zayiattır. 
CHP’yi buna zorlamak esas olmalıdır…

5.6.2020 Veysi Dündar