Ortadoğu ve İslam ülkeleri yıllardır küresel emperyalizmin derin etkisi altında.

Buna mukabil Mısır'da yıllarca rejimin uyguladığı şiddet sivil muhaliflerin direnişiyle son bulmuş, 25 Ocak 2011 yılında ABD-İsrail ikilisinin müttefiki Hüsnü Mübarek 31 yıllık iktidarının ardından devrilmişti. Mısır halkı cumhurbaşkanlığı vekaletini General Hüseyin Tantavi'ye verdi ve anayasa değişikliği, seçim yasasının yenilenmesi, ivedilikle serbest ve adil bir seçim gerçekleştirilmesi için hazırlıkların yapılması, yeni bir cumhurbaşkanı seçimine gidilmesi ve eski düzen temsilcilerinin yargılanması isteğini dile getirmeye devam etti. Lakin Yüksek Askeri Konsey'e dokunulmazlık zırhı edinmesi ve Tantavi'nin Yüksek Askeri Konsey Başkanı sıfatıyla cumhurbaşkanlığı vekaletini 2013'e kadar uzatmak istemesi vb. istekler eski rejiminin sona ermediği, rejimin başka bir görünüm altında devam ettiği şeklinde olduğunu göstermekteydi. Halkın kararlı direnişi sonuncu 2012 yılında yapılan seçimlerde Mısır tarihinde ilk defa demokratik seçimlerle işbaşına gelen İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) lideri Muhammed Mursi cumhurbaşkanı seçilmiş ve böylelikle Mısır tarihinde demokratik yoldan seçilen ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi olmuştu.

İşbirlikçi Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi komutasındaki Mısır Silahlı Kuvvetleri 3 temmuz 2013 yılında kanlı bir darbe gerçekleştirilmişti. Darbe sonrasında binerce insan hayatını kaybederken on binden fazla kişi yaralanmıştı. Darbe sırasında şehid olanlar arasında İvan-ı Müslimin yöneticilerinden Muhammed Biltaci'nin 17 yaşındaki kızı Esma Biltaci de vardır. Darbe sonrasında da haksız yere, birçok masum insan idam edilmişti/edilmekte...

Kanlı darbe sonrası Mısır'ın demokratik yoldan seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yaklaşık altı yıl Mısır zindanlarında kaldı, ailesiyle görüştürülmedi, ilaçlarını kullanmasına dahi izin verilmedi, dahası haksız ve hukuksuz yere ''casusluk'' davasıyla itham edildiği duruşmalar bir türlü karara bağlanamayarak sürüncemede bırakıldı. İdam cezası verildiği takdirde tepkilerden çekinen zalim Mısır idaresi hakkında Muhammed Mursi'yi azar azar zehirlediğine dair iddialar var.

Mısır'da darbe yapmaktan çekinmeyenler idam kararı verildiği takdirde tüm Müslümanlarda bir  infial uyandırmasından çekindiklerinden dolayı Mursi'nin idamı bir türlü onaylanmadı.

İslam tarihinde onurlu duruşuyla inancından taviz vermeyerek, mücadeleyi seçen diğer İslam liderleri gibi Muhammed Mursi de şehadete yürüdü. Ömer Muhtar, Hasan El Benna, Ahmet Yasin...Necmeddin Erbakan, ülkelerinde siyonistlerle, emperyalizmle işbirliği yapmayarak, mücadeleyi seçmişlerdir. İslam davasından taviz vermeyen yiğitler ya haksız bir şekilde iktidardan uzaklaştırılmış ya da şehid edilmişlerdir.

Halbuki Müslüman için mücadele halindeyken gelen ölüm ne şerefli bir ölümdür.

Diğer taraftan küresel emperyalizmle işbirliği yapan İslam ülkeleri liderleri siyonizm tarafından son kullanma tarihlerine kadar kullanıldıktan sonra bir paçavra gibi kenara atılıyor ve yüklendikleri ümmetin vebaliyle, uğruna onur, hasiyet, çoğu şeylerini feda ettikleri bu yalancı dünyadan bedbaht bir biçimde göçüyorlar.

Bir buçuk milyarı aşan nüfusuyla Müslümanlar bugün zillet içinde maalesef. İslam Birliği kurulmadı takdirde bu zilletten kurtulacağımız da yok. İslam ülkeleri içinde lider ülke Türkiye olmasına rağmen Merhum Erbakan Hoca'nın kurduğu D-8ler ne yazık ki atıl bırakılmıştır. Mısır D-8ler içinde Arap ülkelerini temsil etmektedir 17 yıldır hiç bir şey yapılmasa sadece D-8ler aktifleştirilmiş olsaydı dahi bugün ümmetin suskunluğunu, aczini değil, başka şeyleri yazıyor olacaktık.

Bedel ödemeyi göze alamayanlar, ümmetin liderleri şehid edilirken, zindana atılırken yalnızca izlemekle yetinirler.

Şimdi işbirlikçi pek çok İslam ülkesi liderleri Muhammed Mursi için taziyede bulunacak, hamaset nutku atarak şehadetini dile getirecek, şehadetinden bile faydalanmaya kalkacaklardır.  

Muhammed Mursi için yine birçokları  timsah gözyaşları dökecekler. Bununla birlikte ümmetin kızlarının-kadınlarının namusu kirletilmeye, masum yavruların tepesinden misket bombaları atılmaya, mültecilerin botları denizlerde batmaya, bebekler sahillere vurmaya, Müslümanlar açıklıktan ölmeye, Mescid-i Aksa işgal edilmeye, gençler yoldan çıkmaya, işbirlikçi liderin iktidarı için tavizler verilmeye devam edilecek!

Dert çok, lakin söz yetersiz kalıyor.

Muhammed Mursi'nin cenazesi Mısır Hükûmetince ailesi dahilinde apar topar toprağa verildi. Zindanda ailesiyle görüştürülmeyen Mursi'nin cenazesine ailesinin gelmesine izin verilmesi bir lütuf sanki!

Cenaze ve aileye zulüm devam ediyor.

Müslüman Kardeşler Teşkilatı Muhammed Mursi'nin ölümünü şüpheli buluyor ve ölüm nedeninin detaylı bir şekilde meydana çıkarılması için uluslararası bir soruşturma açılmasını talep ediyor

Son söz Muhammed Mursi'nin şehadeti vesilesiyle Mısır'daki kanlı darbede ve idamla şehadete ulaşan, İslam ülkelerindeki şehadete kavuşan tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.

Selam ve dua ile...