Ana cadde üzerindeki işyerinin balkonuna çıkıp seyrediyorum sokağın nabzını.yorgun bedenler maskelerini giyinince biraz daha cesur gibi yürüyüp gidiyor,parkelerin arasından...

Öyle ya maske varken, kimse bilmez kırılmış yanlarimizi,kimse görmez nasılsa suratimizin çizgilerinden acılarımızı...

Maske takınca güçlenmiş gibi görünsekte,korkuyu sıkı sıkı kuşanmış bir haldeyiz.Öyle ki maskeyi indirmek bile cesaret gerektirir halde.

Selamlaşma ve gülümsemeyi hatırlatıyorum herşeyden önce.İnsan insanin ilacıdır,insan insanın şifası.

Sesimi duyarsan dur ve düşün.

Ve bir kanun çıkageliyor sokak aralarından avaz avaz.

7256 sayılı yapılandırma kanunu 17.11.2020 tarihinde yayınlandı.

Kanuna göre 31.08.2020 tarihi öncesine ait olan ve 17.11.2020 tarihine kadar kesinleşmiş bulunan alacaklar yapılandırma kapsamına alındı.

Buna göre yapılandırmaya dahil olan devlet alacakları

-vergi borçları

-trafik cezaları

- su borçları

-Kredi yurtlar kurumu borçları

-SGK primleri

-Bağkur borçları

-İdari para cezaları 

-diğer kamu alacakları

Yapılandırmaya dahildir.

*Yapılandırmaya dahil olmayan borçlar*

-maske cezaları 

-sokağa çıkma yasağı cezaları 

-sigara cezaları

*Vergi borçları*

31 12 2020 tarihine kadar başvuru yapılabilecek. İlk taksit ödeme süresi 31 Ocak 2021

Ödeme seçenekleri peşin, 3, 6,9,12,18 eşit taksitte yapılabilecek.

Ödemeler İnternet vergi dairesinden posta yoluyla veya şahsen yapılabilecek

*SGK ve prim borçları*

Yapılandırma süresi 31 Aralık 2020

İlk taksit ödeme süresi 28 Şubat 2021

Yapılandırma seçenekleri peşin,3,6,9,12,18 eşit taksitte yapılabilecek.

Ödeme şekli e-sgk yoluyla posta yoluyla veya şahsen yapılacaktır

*İlk 2 taksit suresinde ve eksiksiz ödenmesi zorunludur*

 Şimdi biz bu 7256 sayılı kanunla borçlarımızı yapılandırsak mı yapılandırmasak mı?

Şöyle borçlara bir göz atalım:

1-vergi borçları

dediğimizde  KDV muhtasar geçici vergi yıllık gelir vergisi ya da yıllık kurumlar vergisi gibi borçlar aklımıza gelmektedir.

KDV dediğimiz katma değer vergisi.Ne ürettik neye değer kattık ve neyin vergisini ödüyoruz? KDV motorun pistonu fabrikanın dişlisi midir?

Muhtasar vergisi yani stopaj dediğimizde iş yerinin kirasından,işçinin kazancından,serbest meslek erbabının yapmış olduğu hizmetlerden kaynakta kesinti anlamına gelir. Peki stopaj vergisi dediğimiz bu vergi motorun pistonu makinenin yağı mıdır? Üretime hangi katkıları olmuştur olmaktadır?

Trafik cezalarına gelecek olursak her yeri mobese kameraları ile donatılmış bir sistemden bahsediyoruz. Akşam evinize ailenizle birlikte yemeğe yetişmeye çalışırken kamera şak size ceza kesiyor. Siz bunun ne kadar doğru ya da ne kadar yanlış olduğunu sorgulamak aklınıza bile gelmiyor.

Yılda 2 taksitle ödenen motor taşıtlar vergisi ne kadar adildir?

Türkiye hiçbir şekilde hiçbir motorlu taşıtını üretmemişken bizim motorlu taşıtlarımızdan ne için vergi almaktadırlar?

su borçlarına gelince Allah'ın bedavayı vermiş olduğu suyu millete sırf hizmet götürüp bunu döşedik diye fahiş rakamlarla artan oranlarla fiyatlandırıp satmak ne kadar doğrudur?

Lütfen hiç kimse aman efendim boru döşediler kanalizasyon yaptılar evimize Çeşme döşediler su getirdiler gibi saçma sapan bir bahanenin arkasına sığınmasın! O işleri yaparken zaten en başında ücreti alınıyor.

Yok efendim su kıtlığı falan da demeyin.insan öğrenen bir varlıktır insanın israf etmenin vebalini tasarruflu olmanın güzelliğini öğrettiğiniz takdirde o suya sayaç bakmanıza gerek kalmaz,o insan zaten gereğinden fazla bir damla su bile kullanılmayacaktır.evimizdeki su sayaçları ile tasarruf edebileceğimiz ya da suların azalmasına önleyeceginizi  düşünüyorsanız öncelikle şu soruyu sorarım size:Niçin Türkiye'de Golf sahaları yapılmıştır ve niçin tonlarca su oralarda heba edilmektedir?

Gelelim bir diğer borçlardan en canımızı acıtana KYK borçları.Bu ülkenin genç nesli üniversitede okurken parasını karşılayamadığı için kredi alıyor Bu krediye faizler işliyor,başlayamadı atanamadığı takdirde bu faizlerle bu borç katlanarak artıyor.

Ve şimdi siz devlet olarak diyorsunuz ki gel vatandaş senin borçlarını yapılandırayim faizleri silelim ana parasını öde diyorsunuz

İş bulamamış genç bu borçları ne ile ödeyecek?

SGK primleri ve bağ-kur prim borçlarına gelecek olursak,SGK primleri görünürde işverenin çalıştırdığı sigortalılar yönünden devlete olan borçlarıdır

Bağkur borçları da yine işverenin,  esnaf olduğu için emeklilik hakkı kazanabilmesi, sağlıktan yararlanabilmesi için meydana gelen bağ-kur borçlarını temsil eder.

SGK ve bağ-kur borçlarını sorgulamak hiç aklımıza geldi mi?

O kadar çok o kadar çok o kadar çok çalışıyoruz ki nihayetinde yaşlandığımızda üç kuruş bir emeklilik maaşımız olsun diye

Ve her geçen yıl emekli oldukça emeklilik maaşımızın düştüğü bir yasal gerçekle karşı karşıyayız

Emeklilik yaşımızın 65'e çıkarıldığı dönemlerden geçiyoruz

Türkiye çok büyük zengin topraklara sahip çok büyük sanayi tesisleri kurulabilecek çok büyük yazılım altyapıların oluşturulabileceği bir ülke

 Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı burada saymakla bitiremeyiz

Yapılandırmalar den bahsetmişken bu kadar borcu sorgulamamız gerekiyor ve şunu da çok net bir şekilde sorgulamamız gerektiği kanaatindeyim

Devlet buradaki vergilerden ne için kendi alacağı paylardan vazgeçmemektedir

Vergisini zamanında ve peşin ödeyen vatandaş enayi midir?

örneğin  SGK  primleri üzerinden sadece SGK oranına hesapladığımızda devletin almış olduğu vergi %37.5 dur devlet niçin SGK primi üzerinden almış olduğu bu vergiden vazgeçmemekte ve bunu indirmemektedir?

Hep beraber sorgulayalım ve düşünelim.

Herkesin en az tükettiği kadar üretmesi zorunluluğu olan bir sistem olsa,tükettiğinden daha fazla üretenler faizsiz bir sistemde kredi kartları kazansa ne güzel olurdu değil mi?

Oysa bugün vatandaşlarımızın %90'ı tükettiğinden çok çok çok fazla emek sarf etmekte üretmekte ancak çok azı ile yetinmek zorunda kalmaktadır

 yine ülkemizde ve dünyada çok az bir kesimde hiçbir şey üretmeden çok çok çok fazla tüketme hakkına sahip olmaktadır

Peki bu düzen zulüm düzeni değil de nedir?

 Ey canını dişine takmış çalışan vatandaşım ablam ağabeyim büyüğüm küçüğüm kardeşim:

Uyanma zamanı gelmedi mi ? 

bu düzen değişecek deme zamanı gelmedi mi?

Kimden korkuyorsun?

Biraz nefes almak için balkona yöneldim.maskelerin ardında inleyen ruhlar , gölgelerine basmadan yürüme gayretindeler...

                 SALİHA GÜZEL

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

                   Yürüyen Evren