ÇOĞU GİTTİ AZI KALDI

‘’Yandık sevda ocağında
Hep gül olsun kucağında
Bu şehrin her sokağında
Aşkımızın ey, izi kaldı’’

Alınyazısı insanlığın hayrına dönüşsün diye bir şehre dua ettiniz mi hiç? Ve şehrin fakirlerinin naif yüreklerine şahit oldunuz mu? Ağacına suyuna,yeşiline kurusuna, taşına toprağına bahtına bahtsızlığına aşık oldunuz mu bir şehrin? Olmadıysanız buna yaşamak denir mi sahi? 

Yağmuru nefes nefes huzurla, şükür şükür  içinize çekerken; genç bir annenin hava 3 gündür soğuk ve üşüyoruz sözüyle iliklerinize kadar ürperdiniz mi? Şehrin her sokağında fakir ve zengin tüm kadınların endişelerine mutsuzluklarına tanık olmanın yükünü omuzlarınızda kamyon dolusu hissettiniz mi?

Şehrin neşesine neşe katma derdi hepimizi yerinden etmelidir değil mi? Biliriz ki neşesiz olana dost gelmez, değil huzur para bile gelmez…

Şunu iyice netleştirelim :

1.ekonomiyi düzeltmekle insanların kalbine ilham ve sevgi ile doldurmak hepsi kocaman bir neş’e den geçer. Peki neşeli insan kimdir? 

ÇAREYİ BİLEN’dir. Bilme haline gelinceye değin, neşeli olmak için önce kocaman bir derdiniz olmalı..Değil mi ki, savaşlardan zulümlerden, sahte kelimelerle aldatanlardan yorulur, karanlığın her hali kalbinizde karabasanlar gibi çöker işte o vakit ins’an canlısına neş’e olma telaşına düşersiniz, neş’esi olmayan neş’e frekansı yayamayacağına göre talebinize cevaplar ve çareler içeren bilgiler önünüze akmaya başlar. Derdi olmayana derman mı verilirmiş şair?

2.İnsana neş’e veren her şey adildir, sadedir, herkesin anlayabileceği kadar kolay ve basittir.

‘’Korku, endişe panik başka çare yok’’, halleri dünyayı kendi menfaatleri uğrunda kasıp kavuran ırkçı emperyalizmin ve hizmetkarlarının oyunundan başka nedir ki?

 Uyan sevgili insan! Zıtlıklar aleminde her zorlukla beraber bir kolaylık yaratanın, zahmetsizce gelen mucizelerine uyan. 

Bu zülümleri bitirmek kolaaay, bu endişelerin  korkuların kaygıların yerine sevgiyi, neş’eyi muhabbeti güveni koymak kolaaay.Ekonomiyi düzeltmek çok kolaaay…

3.sen sengili insan, sen  hakkı tutup kaldırmadıkça, cesaretini kuşanıp hakkını aramadıkça ırkçı emperyalizm ve hizmetkarları üzerine karabulutlar gibi basmaya devam edecek..

İradesi tüm iradelerin üstünde olan yüce zat, seni dünya okuluna öylece bırakıvermiş olamaz değil mi?

Her şehrin ayyaşı, alimi, zalimi vardır. Ve insan zalimler yaşıyor bu şehirde bana zulmettiler diye o şehri ve şehrin insanlarını sevmekten vazgeçemez ki. Makamlar mevkiler insana hizmet içindir, menfaat elde edemeyince şehre küsenlerin değil, haksızlığa uğramış olmalarına rağmen , kimseye zulmü reva görmeyecek kadar şehre aşık olanların peşinden git.

Zalimlere iyilik etme cesaretini kutluyorum sevgili insan.Zulmüne engel olmak bir zalime yapılacak en büyük iyiyliktir. Bu şehre sahip çıkmaya davet ediyorum seni. Bilirsin; şehir insansız, insan umutsuz yaşayamazmış. İnsan insanın umudu oldukça şehirler el emin olur,  emanet sahibi emanetini korur, adil bir düzen kurulur..

Hayat pahalılığı, enflasyon belini büktü biliyorum, bedeninden daha çok güvenin üşüdü, onu da biliyorum. Her şeye rağmen adil bir şehri adil bir düzeni kurma iradesi senin ellerinde, seni sonsuz kudretiyle yoktan var eden usta fabrikatör yalan söylüyor olmaz.

 

(Yazımın başlığı ekonomi halleri 3 olacaktı ama resmi kelimeler, okuyucunun okuma arzusunu kaçırdığını hissettim. Hz insanın gönül teline dokunmak arzusunda olduğumuzdan birkaç kelime ile oynama cesaretinde bulundum, arz ederim sevgili okurum)