“Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ile bir kadından yarattık. Hem sizi bir birinizle tanışasınız diye topluluklar ve kabileler haline getirdik. Haberiniz olsun ki Allah katında en üstününüz en takvalınızdır. Muhakkak ki Allah bilendir, haberdar olandır.”

Fedakârlıklar tek taraflı olmamalı, tek tarafa yüklenilmemeli, evlilik ortaklaşa yaşanabilecek bir hayattır. Evlendikten sonra tek başına bir hayat olamaz.                 

Bir erkek veya kadın evliyken neden sevgili edinme ihtiyacı duyar?

Bu soruyu çok merak etmişimdir. Sorduğum kişiler hep karşılarındaki eşlerini suçlamışlardır.                                                                                 

Bende diyorum ki; bir eş ne olursa olsun her şeyi eşine yükler ve ondan birde eşlik beklerse adalet bunun neresin de?                                              Her şeyi tek taraf yapacak, ev içi ve ev dışı işler, çocuklar, akrabalar, aklınıza gelen her şey, bunun üzerine birde eşinden kendisine eşlik yapmasını isteyecek.                           

Bu adaletsizlik değil mi?

Bir insan bunu ne kadar sürdürebilir?

Bu insan makinayla çalışan bir robot değildir. İnsan gücü bir yere kadar dayanır ve bir yerde güç biter. Hayat onun için biter. Sadece çocukları için yaşar. Ama bir yerde o güç de biter ve tamamen ışıklar söner.

Elbette bir yerde tıkanan o eş için, bana eşlik etmiyor diye şikâyet edecek karşı taraf. Yok, öyle yağma. Her şey karşılıkl. Sen eşlik, arkadaşlık yapacaksın karşındaki de aynen sana karşılık verecek.                  

Bu hayat maalesef lafla yürümüyor. Ben seni çok seviyorum diyorsan ispatlayacaksın. Sensiz yaşayamam diyorsan hayatını ona göre dizayn edeceksin. Bir aileden bahsediyoruz. Bu basit bir şey değil. Evlenmekle her şeyin bittiğini zanneden kişiler hayatın ikinci yarısına başladıklarının farkında değiller. Eğer bunun farkına vardıysa bir eş; işte hayatının en güzel günleri başlamış demektir.                

Bu konuya bir açıklık getirelim,                                                          

Bir erkek bütün gün dışarda çalışıyor, akşam eve gidiyor, yemek yok, ev dağınık, çocukların her biri bir yerde. O erkek sonrada gelip evde ev işlerini yapıyor çocuklarıyla ilgileniyor, sonrada evin hanımı eşinden ilgi bekliyor.                               

Veya bir kadın düşünün, evin bütün yükünü sırtına yüklenmiş, akşama kadar ev işi, çocukların okulu, hastanesi, evin faturaları ve giderleri, evin tamiri, tadilatı, ustası, bunlar yetmiyormuş gibi ailenin büyükleriyle ilgilenmek, gelen gideni memnun etmek vs. vs. o kadar çok madde var ki sayabileceğim. Sonrada erkek eşinden ilgi bekliyor sevgi bekliyor.                           Her şey eşit olmalı bence, eşler her konuda birbirine destek olmalı ve zaman zaman kendilerine baş başa kalabilecek programlar yapmalı. Sanki yeniden evleniyorlarmış gibi arada yalnız kalmayı başarmalılar. Belli bir zaman sonra evlilikleri alışkanlıktan başka bir şey olmaz yoksa.

 Ve sadece evlilik yürüsün diye bir birlerine katlanmak zorunda kalır eşler. Sevgi ve saygı biter, herkes kendi yoluna bakar ve belli bir zaman sonra kimse kimsenin işine karışmaz duruma gelir. Veya zamanla kırgınlıklar başlar. Hâlbuki arada evliliklerin tadını çıkaracak kadar yalnız ve baş başa bir şeyler paylaşılsa evlilikler daha güzel yürür ve sağlam temeller üzerine kurulur.

Güzel evliliklerin ve mutlu ailelerin çoğalması, eşlerin bir birbirlerine adalet ile davranmaları ve asıl önemli olan ahiret yolculuğunda sadık olabilmeleri duası ile.                                                                            

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN                                                                                   SABRİYE TÜRKMEN KAYA