GÖNLÜMÜZDEN ÇIKIP GELENLER

“ Ey iman edenler, gerçek şu ki, (Yahudi) bilginlerinden ve (Hıristiyan) rahiplerinden çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı müjdele.” Tevbe Suresi, 34. ayet:

Bu ayette iki konudan bahsedildiğini görüyoruz. Bu konulardan biri aslında Müslümanlarla ilgili değil sadece misal vermek için bir uyarı. Ama maalesef şimdi ki zamanda görüyoruz ki bu kişilerin içine Müslümanlar da dâhil olmuş durumdalar.

   Ayette geçen bu konulardan birincisi Yahudi ve Hristiyan âlimlerin haksız yere insanların mallarını yedikleri, ikinci konu ise mallarını biriktirip Allah yolunda harcamayanlardır. 

Sevgili peygamberimiz; “Ancak iki kişiye gıpta edilir: Allah’ın verdiği malı hak yolunda harcamayı başaran kimse. Yine Allah’ın kendisine verdiği ilim ve hikmet ile yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse.” Buyuruyor. (Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3; Müslim, Müsâfirîn 268)

Hem maddi hem de manevi yönden cömertlik en güzelidir. Ama savurganlık denecek kadar maddi ve maneviyatı dağınık yaşamak ne huzur getirir ne de mutluluk. Sadece sıkıntı. Başka bir şey değildir.

Peygamber ve sahabe dönemine baktığımızda, onların aklında sadece Allah rızası vardı. Bu duygu ve çırpınış uzun dönem insanlar arasında devam etti. Kimse kimsenin ne hakkına ne de hukukuna girmek isterdi. Yapılan iyilikler yapan kişi tarafından unutulur “ Rabbim acaba benden razımı” diye düşünürdü. Yapılan kötülükler yine “ Nasıl tövbe ederim de kendimi Allah’a affettiririm” diye düşünüp kalbini temizlemekten başka bir şey düşünemezdi. Ne kadar arada işe yaramazlar çıksa da aslında durum bundan ibaret idi.

Herkes bir birinin iyiliğini düşünür, cennette komşu olmanın hayalini kurardı.

Cimrilik ise bir hastalıktır. İhtiyacı olanın elinden tutmayı, onu ayağa kaldırmayı engelleyen, aile fertlerine hiçbir konuda gereken desteği sağlayamayan bir hastalıktır.

Hz. Ali “ Eli dar olanın gönlüde dar olur” buyuruyorlar. 

“Eli sıkı olma, ölçüsüzce eli açık da olma; sonra kınanacak, kendi kendine hayıflanacak duruma düşersin!” İsra suresi 29. Ayet. Bu iki hasletin arasını bulup hayatımızı ona göre yönlendirebiliyorsak bu bizim için büyük bir başarıdır.

Cimrilikten de savurganlıktan da uzak durmak gerekir, çünkü bunların ikisi de haramdır. İkisinin ortasını bulmak ve hayatımızı güzelleştirmek bizim elimizdedir.

İnsanın her hali gönlünden çıkıp gelen bir duygu ile hayat bulur. Bu duyguyu zamanla geliştirip güçlendirmek ve hayatımızda güzel bir yere oturtturabilmek duası ile.

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALI

SABRİYE TÜRKMEN KAYA