GENÇLİK NEREYE GİDİYOR MU

Ebu Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Allah Rasulü (s.a.s.) şöyle
buyurmuştur: “Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu
Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.”(Buhari, Tefsir (Rûm), 2.)

Dünyaya gelen her çocuk Müslüman olarak doğar ama sonradan onların
yoldan çıkmasına ve bu temiz hallerinin kaybolmasına sebep olan dış etkenlere
karşı anne babalar çoğu zaman çocuklarını koruyamazlar.

Hep bahsederiz gençliğin hallerinden ve bu gençlik nasıl düzelecek diye
konuşuruz. Hâlbuki gençliğin bu duruma gelmesinde ki tek sebep bizleriz.
Anne, baba ve çevrenin etkisidir.

Peki, nasıl koruyacağız çocuklarımızı ve onların doğru yoldan
ayrılmamalarını nasıl sağlayabiliriz? Bu sorunun cevabı hem çok zordur, hem de
çok kolaydır. Neden mi? Şöyle ki, ilk eğitimi vermesi gereken ebeveynlerdir.
Sonra okullarda okutulan eğitimin düzeltilmesidir. Çünkü daha altı yaşına bile
gelmeden okul ile tanışan çocuklar üniversiteyi bitirdiklerinde çoktan yoldan
çıkmış ve elde tutulamaz hale gelmiş oluyor. Körpecik beyinler nasıl bu hale
geliyor diye düşünmeden edemiyorum.

Gençliği biz mi bir yerlere yönlendiriyoruz.
Gençliğin bu hale gelmesindeki en büyük etken nedir diye düşünmek ve
çareler bulmak yerine gençleri, evlatlarımızı suçlamaktan başka ne yapıyoruz
kendimize bir soralım.

Sokakta bir kenara oturup olayları insanları seyredip temaşa etmek insanı
çok farklı düşüncelere sevk ediyor. Öyle ilginç şeyler yaşanıyor ki bu hayatta.
Bir parkta dinlenmek için oturduğumda gözüme çarpan bir olayı yeri
gelmişken aktarmak isterim .

Dört genç en fazla 18 yaşlarında oturuyorlar. İki tanesi gidip bir adamdan
sigara istedi. O da verdi. O sigarayı içtikten sonra aradan 20 dakika geçti
geçmedi yanlarından geçen başka bir gençten tekrar istediler. Aradan biraz daha
zaman geçti bu sefer başka bir beyden sigara istediler. O beyde yaktı ve gençlere
sigarayı verdi onlarda içtiler. Belki bir saat olmadan 3 tane sigara 3 farklı
kişiden istediler ve içtiler. Hayat ne tuhaf dimi. Daha gencecik yaşta sadece
sigara için başkalarına el açan gençler hayatımızda büyük bir yer kaplıyor.
Sonrada bu gençlerden ülkemiz için bir şeyler yapmalarını bekliyoruz. Bunların
sebebi nedir peki. Bu gençlerin böyle olmasının sebebi ne olabilir. Gençler elden
gidiyor derken anlatılmak istenen şeyin ne olduğunu bu gençleri seyrederken
daha iyi anladım.

Küçük yaşta din eğitimi verilmeyen çocukların belli bir yaşa geldikten
sonra ne kadar uğraşırsanız uğraşın o gençleri yetiştiremezsiniz. İlk eğitim
elbette ki aileden alınır. Çocuğuna dini eğitim veremeyen anne baba kendi
elinde ne diploması olursa olsun kusura bakmayın beceriksizdir.
Çocuğa oturup eğitim veremezsiniz bu bir gerçek ama aileden aldığı
eğitim derken ailenin yaşantısından gördüğü ve örnek aldığı anne babadan
bahsediyorum. Anne babanın yaşantısı, hareketleri, yemesi, içmesi her hareketi
çocuk için bir eğitimdir.

Çocuk evde ne görürse onu yapar ve hayatına yerleştirir.
Sigara içen bir anne babanın evladına ‘ sigara içme ‘ demesi ne kadar
mantıksızdır. Ya da namaz kılınmayan bir evde ‘namaz kıl’ demek o çocuğa
verilebilecek bir eğitim değildir. Hiç kimse kendisinin yapmadığı bir şeyi
başkasından isteyemez.

Çocuklarımızı tüm tehlikelerden koruyabilecek ve onlara doğru yolu
gösterecek bir eğitim sisteminin Türkiye’de hayata geçirilmesi ve gençlerimizin
faydalı ve yararlı bir insan olmalarını sağlayabilmek umudu ile.
SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN
SABRİYE TÜRKMEN KAYA