DÜNYA YALANCILAR GÜNÜ

Yapılacak çok şey varken yapmamak ya da yapamamak. 

Göz göre göre kadınları bu hayattan koparan veya koparılmasına göz yuman bir topluluk olduk. Sadece her şeyi kınayan sadece konuşan bir topluluk olduk. Hâlbuki Peygamberimizin kadınlara sahip çıkan “ Onlar size Allah’ın birer emanetidir” diyen O yüce insanın sözüne aldırmayan bir topluluk olduk.

Hâlbuki İslam dininin gelmesiyle kadınlara verilen önemin ne kadar değer kazandığını bizler biliyoruz.

“ O diri diri gömülen kız çocuğuna hangi günahla öldürüldüğü sorulduğu zaman.” (Tekvir- 13) canlı canlı gömülen kız çocuklarının hesabının sorulacağını biliyoruz.

Kadınların birer mal gibi para karşılığı satıldığını, toplumda hiçbir değerlerinin olmadığını ama inen ayette ise takvanın; değerli olanın, üstünlüğün kişilere değil Allah’a yakın olan ile alakalı olduğunu bir çok ayette ifade edilmesiyle kadın ve erkeğin Allah katında ibadet ve taat ile değerlendirileceğini de biliyoruz.

Kadınların durumu ile ilgili peş peşe sorular yöneltenler ya da özellikle kadınların kafasını karıştırmaya çalışanlar bilsinler ki ne dünya hayatı nede eşitlik biz Müslüman kadınları pek ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren şey hayatı Allah’a bağlı iyi bir kul olarak idame ettirmek ve tamamlamak. Gerisinin hem imtihan olduğunu hem de bizim için anneliğin ve kız çocuklarımızın çok değerli olduğunu “ Üç kızı olup da onları İslam üzere yetiştiren anne baba cennetliktir.” hadisinin müjdesine mazhar olduğumuzu da biliyoruz.

Peki, bu kadar yaygara koparan, kadın ve erkek eşitliğinden bahsedip kadınların sırtına yüklenen yükten neden bahsetmiyorlar. Evin geçimi, çocukların ve kadının rızkının erkeğe ait olduğundan neden bahsetmiyorlar. Kadınlara bu kadar ağır yük yükleyip sonrasında ondan eş olmayı bekleyen erkekler neden bir gün, evet sadece bir gün bu kadınların yerine geçip empati yapmayı denemiyorlar.

Kur’an-da sadece kadınlara ait bir surenin olduğunu bilmeyenler akılları sadece erkeklerin dört kadınla evlenebilir ayetini öne sürüp kadınların değersizleştiğini iddia edenler ayetin devamında eşler arasındaki adaletten neden bahsetmezler.

Çocuk bakımı, ev işi gibi işlerin, hatta çocuğunu emzirmeyi bile kadının yapmak zorunda olmadığını ama kendi rızası ile yaptığında kazanımlarından neden bahsetmezler.

Bu işlerin dışında kadının sırtına yüklenen dışarıda yapılması gereken alışveriş, fatura ödeme, hastane gibi fiillerinde kadının yapmak zorunda olmadığını ama erkelerin her işi kadına yüklediğini, sonrada neden güzel giyinmiyor, neden kendine bakmıyor bahaneleriyle gözlerini dışarı diktiklerini de biliyoruz.

İşte eşitlik diye yırtınanların “ Cennet annelerin ayakları altındadır.” hadisi üzerinde biraz yoğunlaşıp kadınların değerine önem vermelerini, kadın ve erkeğin ne bedensel ne de fiziksel olarak eşit olmadığını, yaptıkları birçok aynı şeyi yapamadıklarını neden düşünmezler.

Kadın ve erkek eşittir deyip kadına eziyet etmiş olduklarını ve hakka girmiş olduklarını burada hatırlatmak ister, hakka; takva ile yaşlaşmada yarış etmek, işte eşitliği bu konuda aramak ve yine bu konuda erkek ve kadın yarış ederek en güzeline ulaşmalarına vesile olması duası ile.

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN

SABRİYE TÜRKMEN KAYA