Venedikli ressam Gentile Bellini’ye ait olduğu bilinen üç Fatih Sultan Mehmet portresinden, özel koleksiyondaki tek örnek birkaç gün önce Londra’da yapılan açık artırmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından toplamda 935 bin sterlin(8 milyon) ayrıca müzayede kurulu ve yetkililerine ödenecek olan ücretler ile birlikte toplamda yaklaşık 9.5 milyon lira ödenerek satın alınmıştı.

Bu eser 540 yıl önce, yani tarihi bir eser olma özelliği taşıdığından dolayı tüm dünya için maddi anlamda kıymet arz etmektedir. Ancak Türkiye ve özelde de İstanbul için kıymetine bakılacak olursa bunu kelimelerle ifade etmek yeterli gelmez. Dünyada böyle bir eser hâlâ ayakta ve hâlâ yaşıyorsa bunu sergilemeyi en fazla hak edecek olan şehir İstanbul’dur.

Bu anlamda İBB, böyle bir tablonun varlığından dahi haberi olmayan veya unutmuş olan bir şehre, bir topluma bu denli bir sevinç yaşatması İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ekrem İmamoğlu adına takdir edilecek bir başarıdır. Yani emanet şu anda asli mekanında ve kendi evindedir.

Çok güzel oldu İstanbul’a da çok yakıştı.

Ancak böyle bir tabloyu CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İstanbul’a getirir de AK Parti’li bazı keskin isimlerin bunu hazmetmesi mümkün mü? tabiki değildi. Çünkü böyle kıymetli bir eseri kendileri İstanbul’a getirmeliydiler, bu başarı hikayesi kendi hanelerine yazılmalıydı ancak olmadı.

Şöyle ki 20 yılda Türkiye’ye Dünya üzerinde sergilenen 8 bin parça tarihi eser zaman zaman fahiş fiyatlar ödenerek getirilmiş olmasına rağmen böyle bir yaygara koparılmamıştır. Ancak bu seferki yaygaranın altındaki sebep, yukarıda da belirttiğim gibi bu parçayı CHP’li başkanın getirmiş olmasıdır.

Oysaki Ekrem imamoğlu’nun getirdiği parça, ne usta bir heykeltıraşın elinde hayat bulmuş bir heykel, ne bir çıplak kadın mozaiği, nede bu toplumun değerlerine aykırı olacak, Müslüman toplumun benimsemeyeceği bir parçaydı. Getirilen eser Peygamberimizin övgüsüne mazhar olmuş ve Çağ açıp Çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet’in 540 yıl önce yapılan portresiydi ve hayatı boyunca mücadele ettiği Bizans’ın elinden adeta esaretten! kurtarılıp ait olduğu yere getirilmiş olmasıdır ve bu hareket herkesim tarafından takdir toplamıştır.

Kanaatimce mesela de tam olarak burada başlıyor. ‘Bu nasıl olurdu, İmamoğlu insanların takdirini nasıl topladı’

CNN Türk’te bir tartışma programında AK Parti’nin, ileriki zamanlarda kendi küpüne dahi zarar vereceğini düşündüğüm keskin sirkelerindan olan Mehmet Metiner, bu hazımsızlığın sonucu olsa gerek seviyeyi o kadar aşağıya düşürdü ki ‘İstanbul’a hizmet edecek parayı bulamayanlar Fatih’in portresi için nasıl para ayırıyorlar gibi, Ekrem İmamoğlu önce Fatih’in misyonuna uygun hareket etsin ondan sonra bu portreyi İstanbul’a getirsin gibi, Ekrem imamoğlu’nun yönetim tarzının Fatih’in misyonuna İstanbul ruhuna uygun olmadığı gibi gibi’… Hazımsızlığın meydana getirdiği bir sürü zırva!

Ne isterdiniz Sayın Metiner, bu tablonun İstanbul’a değil de başka zengin iş adamları tarafından satın alınıp Avrupa ülkelerinde kalması sizi daha mı memnun ederdi?

Ha bu arada yiğidi öldürdük hakkını teslim edelim. Konuşmalarının arasında Fatih’in portresini İstanbul’a getirilmiş olması güzel bir durumdur sözlerini de özenle araya serpiştiyordu. Söz konusu Fatih’in portresiydi hem nalına hem mıhına vurmasa tepki toplardı tabii.

Ancak program boyunca dikkatimi çeken öyle bir durum dikkatimi çekti. Metiner’in ağzından ‘Fatih’in Misyonu ve İstanbul ruhu’ cümlesini, başka söyleyecek sözü yokmuşcasına, bıkkınlık verecek derecede mübaalağa etmiyorum belki de onlarca defa kullandı. “Fatih’in Misyonu İstanbul Ruhu, Fatih’in Misyonu İstanbul Ruhu” emin olun o kadar bıkkınlık verdi ki dayanamadım, daha fazla sinirlerim bozulmadan programı değiştirme gereği hissettim.

Peki Sayın Metiner, yaklaşık 2 ay önce bu toplumun ruhuyla ahlaki değerleri ile taban tabana zıt olan İstanbul sözleşmesine kendi ellerinizle oy verdiğinizi, bundan dolayı pişman olduğunuz üzerine yaptığınız itiraf konuşması hafızalarda canlılığını korurken, programın başından sonuna kadar Fatih’in misyonuna, İstanbul ruhuna uygun hareket etmekten bahseden size sormazlar mı, birçok Avrupa ülkesinin dahî Aile yapısını bozmasından korkarak kabul etmediği İstanbul sözleşmesini bizzat sizlerin oylarıyla bu ülkenin başına bela etmek hangi Fatih’in Misyonuna uygun düşüyor acaba? Gençliği bataklığa çeken LGBTİ ve birçok ahlaksızlığa serbestiyet getiren kanunları içerisinde barındıran bu ihanet sözleşmesinin üzerinde kocaman İSTANBUL SÖZLEŞMESİ yazması hangi İstanbul Ruhu ve hangi Fetih ile bağdaşıyor söyler misiniz Sayın Metiner?

Ekrem imamoğlu’nun siyasi karnesine yazdığı bu artı puanı hazmedemediğinizden dolayı sarf ettiğiniz sözlerle ne kadar basit bir duruma düştüğünüzün farkında mısınız Sayın Metiner?

Ayrıca bu tabloya verilen bu kadar paranın israf olduğunu söyleyen çevrelerde yok değil.

Saadet Partisi milletvekili Abdulkadir Karaduman’ın ise bu konu hakkında “Pandemi döneminde devletin konser için sanatçılara 30 milyon lira ayırması nasıl bir israf ise, yaklaşık 9.5 milyon liranın da bu tabloya harcanmış olması “aynı şekilde” bir israftır” yönündeki sözlerini ise en hafif tabiriyle düşünmeden yapılan talihsiz bir açıklama olarak görüyorum. İkisini nasıl olurda aynı şey olarak görülebilir. Zira Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul’un fethi biz Müslüman toplum için çok büyük manevi bir öneme sahiptir. Hem tablonun mahiyeti hem de tarihi eser olması hasebiyle çok kıymetlidir. Ondan dolayı bu tabloya harcanacak parayı israf olarak görmek söylediğim gibi zannımca alelacele düşünmeden yapılmış bir açıklamadır. Zira bu gibi emanetlere sadece ve sadece “madde” nokta-i nazarından bakılacak olursa, Öyleyse Peygamberimizin (sav) emanetlerine de bu noktadan bakmak gerekir, halifelerin emanetlerine de, diğer tarihi büyüklerin emanetlerine de bu noktadan bakmak gerekir hâşâ.

Biz her şeye madde noktasından bakan bir medeniyete mensup bir millet değiliz. Efendimizin bizlere bıraktığı emanetler nasıl kıymetliyse, halifelerin sahabelerin bizlere miras bıraktığı emanetler nasıl kıymeti ise aynı şekilde Efendimiz’in müjdesine mazhar olan Fatih Sultan Mehmet’in 540 yıl önce yapılmış olan ve tarihi bir eser olmaz özelliği de taşıyan bu portre bizim için bir o kadar önemlidir ve şu anda olması ve sergilenmesi gereken yerindedir, bu kesinlikle ve kesinlikle bir israf değildir. Olur olmaz birçok şeye milyonlarca lira ödenek ayıran Devletin ve belediyelerin böyle kıymetli bir esere ödenek ayırmasını israf olarak görmenin başlı başına Fatih Sultan Mehmet’in ve onun bize bıraktığı İstanbul’a vefasızlık olacağı kanaatindeyim.

Velhasılı kelam bu tabloya verilen 9.5 milyon değil, 19.5 milyon olsa helaldir ve İstanbul’a getirilmiş olması çok çok önemlidir.

Ayrıca Hamdolsun devletimizin buna ayıracak maddi gücü de vardır.

Doğrudur Ekrem İmamoğlu seçildiği günden bugüne İstanbul halkına hizmet bakımından beklentileri karşılayamadı, iyi bir performans sergileyemedi. Ekrem İmamoğlu’na muhalefetnizi başlı başına İstanbul’a hizmet konusunda yapabilirsiniz, ancak tavsiyem Fatih’in tablosunu karıştırmayın, zira hazımsızlık problemi yaşadığınız çok ama çok belli oluyor.

Yapmayın, bunun yerine bir maden suyu için, sizi temin ederim şişkinliğe ve hazımsızlığa birebir iyi gelecektir.