Avrupaya Gaz akışında "Merkez üssü" olmak mı?



Türkiye Cumhuriyeti Devleti Rusya’nın Ukrayna saldırısından bu yana takındığı orta yollu tavrın karşılığını Rusya tarafından Avrupa’ya uygulanan ambargo’dan muaf tutulması olarak aldığı açık seçik bir şekilde görünüyor.

Yani Türkiye bu savaşta uyguladığı politikanın meyvesini yiyor, rahatlığını yaşıyor ve yaşamaya da devam edecek gibi görünüyor. Amerika ve Avrupa Birliği’nin Ukrayna saldırısı sebebiyle Rusya ve Putin’i dize getireceklerini düşünerek her alanda uyguladıkları ambargonun neticesinde bu durumdan olumlu bir netice alamadıkları açıkça görünüyor.

Dize getirmek şöyle dursun özellikle gaz konusunda Putin Avrupa’yı köşeye sıkıştırmış durumda. Başta Avrupa olmak üzere birçok ülke başta Akaryakıt ve gaz olmak üzere tam anlamıyla dar boğaza girmiş durumda. Fransa’da Akaryakıt kuyruklarında yaşanan kavgalar Almanya’da hükümetin, doğalgazın tedbirli kullanması konusunda kendi toplumlarına yaptıkları telkin ve tavsiyeler vs vs…

Deyim yerindeyse Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldular. Bununla birlikte Türkiye’nin savaşın başladığı ilk günden beri gerek savaşın sonlandırılması adına giriştiği ara buluculuk çalışmaları, gerekse tahıl koridoru konusunda işin öncülüğünü yaparak dünyaya rahat bir nefes aldırması ve benzeri konularda ortada bir duruş sergilemesi ile Rusya’nın Hedef tahtasına koyduğu ülkelerden biri olmaktan kurtuldu desek yeridir.

Kış mevsimi yaklaşırken ve Rusya Avrupa’ya bütün gaz vanalarını kapatmış bir durumdayken, AB ülkeleri de bu durum karşısında ne yapacaklarını kara kara düşünürken Rusya lideri Putin’den öyle bir açıklama geldi ki, ülke adına heyecanlanmamak mümkün değil. Rus lider’den Avrupa’ya gaz akışının sağlanamadığı böyle bir dönemde Türkiye’nin Avrupa’ya gaz akışında “merkez üssü” olabileceği konusunu dile getirdi.

Putin “Avrupa gaz sevkiyatı için Türkiye’de büyük bir Merkez kurabiliriz” dedi. Yani bu durum tam olarak halihazırda Kuzey akım gibi hatlarla Türkiye’nin Avrupa’ya gaz akışını sağlayan bir ülke olma konumundan çıkıp Rus gazının AB’ye satışını yapması, fiyatının bizzat Türkiye tarafından belirlenmesi, yani gazı Rusya’dan alıp Avrupa’ya Türkiye tarafından satışının yapılması, yani bir başka deyişle Avrupa’nın enerji ve gaz konusunda tamamen Türkiye’nin eline mahkum duruma gelmesi anlamına geliyor.

Şimdi buraya kadar söylediklerimi siyaset uzmanlarından TV’lerde radyolarda analiz yapan yorumculardan dinleyebilirsiniz, dinlemişsinizdir. Ancak benim burada dile getirmek istediğim aslında şudur ki; Rusya liderinin bu açıklamasının hemen akabinde muhalif kanattan bazı kişilerin hatta isim vermek gerekirse Nevşin Mengü gibi (ve bunların sayısını daha da artacağını düşünüyorum) müptezel kişilerin, nasıl bir muhalif ruh hali yaşıyorlarsa bu meseleye bile muhalefet edebilecek, ülke adına bu olumlu durumun bile karşısında duracak kadar duygusuz, duyarsız, vatansız olabilecek noktaya gelmeleri durumudur.

Nevşin Mengü bu açıklamayı duyar duymaz şöyle bir tweet atma gereği hissetmiş. “Putin Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için maşallah akp il başkanı gibi çalışıyor”. bu haberi onun duyduğu dakikalarda pek tabii ben de duydum izledim. Bunun üzerine kalbimden geçen duygunun sevinç ve gururdan başka bir şey olmadığını hissettim, işte bunun adı tam olarak bir vatanseverliktir tam olarak bir ülkenin kazanımına, kârına olacak bir duruma millet olarak sevinme halidir.

Tabii ki bunun zıttı olarak ta Nevşin Mengü özelinde muhalefetin yaptığı da tam olarak ülke çıkarına düşmanlıktır, tam olarak bir politikasızlıktır. Nevşin Mengü ve onun müptezel kişiliklerin düştüğü durum tam olarak budur. Beni bilen bilir AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın politikalarının büyük bir çoğunluğunu alabildiğine eleştiren biriyim, ancak mesele memleket meselesi olunca, memleketin çıkarı ve özellikle de bize her fırsatta 2 sınıf insan muamelesi yapan Avrupa topluluğunu enerji anlamında dize getirme fırsatı olunca, bu meseleyi istemezükçü bir tavırla değersizleştirmeye çalışıp kendi toplumunun karşısında duracak kadar da aşağılık biri hiçbir zaman olmadım olmayacağım.
 

Türkiye’nin Avrupa’ya gidecek olan gaz konusunda merkez üssü konumuna gelmesi konusunun detayları henüz belli olmadı ama bunun konuşulması bile başlı başına bir heyecan, başlı başına bir başarıdır. Bu konunun ilmek ilmek dokunarak buraya kadar getirilmesinde emeği geçen herkese karşı yapılması gerekecek tek şey teşekkür etmek olacaktır. Diğer meselelerde hep birlikte kıyasaya eleştiriyoruz, eleştireceğiz ancak bu gibi konularda da durmamız gereken yeri biliriz, bilmeye de devam edeceğiz.