VAZİYET ALIN! CHP KARIŞACAK

Evvela Kayseri’deki bir fabrikada sakal ve başörtü yasağı getiren emri yayınlayan Albay İlhan Coşkun, Milli Savunma Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında açığa alınması, Hemen ardından Tokat’ta 30 ağustos resepsiyonunda bir grup üst rütbeli askerin açılışta valinin elini sıkmaması ve akabinde görevden alınmaları ile başlayan gündem ve bu gündem’den kendine yaklaşan seçim adına bir pay çıkarma çabası açıkça görünen CHP genel başkanı öyle bir çıkış yaptı ki sormayın gitsin.

Halihazırda başörtülüler AK Parti’nin 2013 yılında çıkardığı yönetmelik ile okula gidebiliyor, kamuda çalışılabiliyorlar iken
Başörtüsü zulmünün tarihini yazan Cumhuriyet Halk Partisi 2013 yılında rahatlığa kavuşan bu konuyu bir kanun maddesi ile çözüme kavuşturalım dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu parti tabanının gerçek anlamda insan hakları ve başörtüsü konusunda aklı selim bir noktaya geldiğini düşünerek mi, yoksa Parti tabanından gelecek büyük tepkileri dindirebileceğini, çıkabilecek kuvvetle muhtemel çatlak sesleri susturabileceğini düşünerek mi yaptı bilinmez ancak, bu iki olayın hemen akabinde başörtüsü sorununu meclise bir kanun teklifi vererek “bu meseleyi gelin çözüme kavuşturalım” gibi bir çıkış yaptı. Bu çıkış’ın ülkenin seçim arefesine girdiği bir dönemde bir “siyasi çıkar elde etme çabası” olduğu çok açık, bunu tüm siyasetçiler yapar ancak bununla birlikte başörtüsü zulmünün uygulanmasında öncülük yapan Cumhuriyet Halk Partisi gibi bir partinin genel başkanının böyle bir teklifle gelmesini şahsen olumlu karşılıyorum. Daha önce de helalleşme çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu’nun aslında söylemek istediği tam olarak şudur “Ey Dindar ve muhafazakar kesim biz size yanlışlar yaptık, geçmişte olanlar için özür diliyoruz” diyor. O yüzden bu işin geçmişine bakmadan şu anda ne söylediklerine bakmamız, olumlu tarafından yaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum.

Ancak işin diğer bir tarafı da var ki, o’da CHP nin yine kendi ayağına sıktığı gerçeğidir. Zira Tayyip Erdoğan gibi çok kurnaz bir siyasetçinin bu durumu kendi lehine çevirmeyeceğini düşünememeleri başlı başına bir ahmaklıktır. Herkes bilir ki CHP’nin laik kökenli ezici bir tabanı var ki başörtüsü ve tesettürlü bir bayan görmektense necaset görmeyi, kendilerine İslam dinini hatırlatacak herhangi bir nesne, Müslümanlığı anımsatacak bir obje görmektense adım başında bir hayvan leşiyle karşılaşmayı daha evlâ görmektedirler.

VAZİYET ALIN CHP KARIŞACAK!

CHP’nin meclise sunduğu kanun teklifi üzerine Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında “Gelin samimiyseniz bu işi kanun teklifi ile değil de anayasa ile tamamen güvence altına alalım” diyerek adeta El bombasını Cumhuriyet Halk Partisi içerisine attı. Demedi demeyin CHP’de ortalık fena karışacak gibi duruyor. Çünkü kemikleşmiş taban her ne olursa olsun bu durumu kabul etmeyecektir. Zira Uğur Dündar’ın bir televizyon programında söylediği “inadına soyunacağız, inadına dekolte giyineceğiz” sözleri bu kesimin yaşadığı ve yaşatmaya çalıştığı hayat tarzını açıkça ortaya koymaktadır. Velhasılıkelam Kemal Kılıçdaroğlu yine parti tabanının hassasiyetini göz önünde bulundurmadan bir açıklama yaptı, tabir yerindeyse tam olarak “apım derken sapım” dedi ve AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’a altın tepside CHP’yi karıştıracak bir malzeme daha sundu.

Grup toplantısında CHP’nin bu konuda samimi olmadığını, bugüne kadar yaşattıkları başörtüsü zulmünü ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun da başörtüsü konusunda yaşatılan mağduriyetlerin bizzat içerisinde olduğunu videolarla ortaya koydu.

Ancak derdinin bağcığı dövmek değil üzüm yemek olduğu anlaşılan Erdoğan “Gelin bu işi kanun teklifi ile değil, anayasayı değiştirerek tamamen güvence altına alalım” diyerek CHP’yi öyle bir köşeye sıkıştırdı ki öyle böyle değil. Pimi çekilmiş el bombasını Kemal Kılıçdaroğlu’nun avucuna tutuşturarak din ve tesettür düşmanı CHP lilerle karşı karşıya bıraktı.

Ne diyelim; Gazân mübarek olsun Kemal bey :))