.Son günlerde ülkecek pek çok farklı sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bu sorunlar elbette kendiliğinden oluşmuyor. Öncelikle inancımız gereği sorunun köküne inmek istiyoruz. Allah cc Şura/30 uncu ayette: Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir. Bununla beraber Allah yine de çoğunu affeder. Şeklinde buyurmakta. Yani başımıza ne geliyorsa hak ettiğimiz içindir. Yangınlar, sel felaketleri, göç akınları, kazalar, belalar adeta başımıza yağıyor. Tabii bunda genel veya yerel olarak yönetimsel beceriksizliğin büyük etkisi yok mudur?

 ''Afganların ülkemize gelmesinin bizim yaptıklarımızla ne ilgisi var?'' diye akıllardan geçebilir... Bilindiği gibi Erbakan Hoca 41 yıl boyunca emperyalizmi, siyonizmi anlatmış ve küresel elitlerle mücadele etmiştir. Mamafih İslam birliğini kurmak için harekete geçmiş ve D-8'leri kurmuş, lakin malum süreç sonrası Ak Parti de dahil iktidara gelen hiç bir hükûmet, bu oluşuma destek vermemiş öylece kendi haline bırakılmıştı. Hadi diğerlerini geçelim 20 yıldır Ak Parti destek olmuş olsaydı bugün İslam coğrafyası bu durumda olur muydu? Yine pek çok kimse ''söylemesi kolay'' diyecektir, emin olun D-8'e sahip çıkmak kolaydı. Erbakan Hoca o şartlarda nasıl kurmuş? Hem de %21'lik oy ile başarmıştı bunu.

Her şeyin bir bedeli olur. En basit yemek yemek için dahi bir bedel ödemiyor muyuz? (ekim dikim, alışveriş, hazırla et vs.) Hangi mücadele bedelsiz kazanılmıştır? Ya da bedel ödenmeyen şeyin ederi ne kadardır?

Neyse gelelim Afgan erkeklerin göçü akınlarına.

Bu aralar akın akın yurda giren Afgan gençler oldukça tepki çekti. Yanlarında kadın, çocuk, ihtiyar hiç kimse olmayınca bu kadar gündem olmaları takdir edersiniz ki normaldir. Aslında tersi olsaydı anormal olurdu. Bu adamların ülkeye girer girmez birkaç ilde halkın gözü önünde Taliban bayrağı çekilmesi yine halkın öfkesini çekmiştir. Bu hareketler provokasyon mudur, değil midir bilmiyoruz?..

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan 11 Ağustos'ta; ''Sosyal medyada birilerinin abarttığı şekilde sınırlarımızdan düzensiz göç akını söz konusu değil.'' demiştir. Çok değil 3-4 gün sonra 15 Ağustos'ta, ''Türkiye olarak İran üzerinden gerçekleşen bir Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız.'' diye bir açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bu hadiseye göç diyor. Haddizatında mülteci olsalardı yanlarında kadın-çocuk, ihtiyar kişilerinde bulunması gerekirdi.

Yine birkaç gün önce J. Biden ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan arasında bir anlaşma yapıldı. Fakat bu anlaşma hakkında kamuoyu ya yeterince bilgilendirilmedi ya da kimse bu anlaşmanın içeriğini merak etmedi. Bu anlaşmanın içeriği nedir? ABD neyin karşılığında ne istemiştir? ABD ile Türkiye Afganistan hakkında kendi aralarında nasıl bir anlaşma yapmışlardır? Gelen göç dalgasının bu anlaşma ile bir alakası var mıdır?

Bu konular hakkında hiçbir şey yazılmadı çizilmedi, konuşulmadı... neden?.. ya da biz duymadık, görmedik...

Hadi iktidar söylemek istemiyor muhalefet neden bu yönde gerçekçi, makul, insanca eleştirel adımlar atmıyor? Sadece ırkçılık üstünden yapılan eleştiriler hadiseyi saptırıyor.

Uzun zamandır ülkede bir muhalefet boşluğu yaşanıyor. Bundan mütevellit Ak Parti hâlâ iktidarda kalabiliyor. Bu sefer de, Erbakan Hoca'nın ''Horoz Dövüşü'' söylemi geliyor insanın aklına. Bilemiyoruz... muhalefetin beceriksizliği de olabilir tabii...

Göç dalgasıyla gelen Afganlar Türkiye'yi nasıl etkiler zamanla göreceğiz. Ancak görmeden önce olacakları ön görecek kimse yok mudur koca ülkede? Ona göre tedbirler alınsa... O kadar aydın, akdamisyen, toplum önderi vs. ne iş yapıyor acaba, gerçekten merak uyandırmıyor mu?

Bir zamanlar ''Savaş bitince ülkelerine dönecekler'' diye Suriyeliler için de aynı şeyler söylenmişti.  6-7 milyon(belki daha fazla) Suriyeli geldi, peki kaçı geri döndü ülkesine? En fazla 500 bini.

Hem İslam birliğini savunup hem de sanki Suriyelileri, Afganları istemiyor, dışlıyor değiliz. Allah korusun öyle bir hakkımız da yok. Biz yalnızca herkesin doğduğu yerde doymasından yanayız. Kaldı ki, Doğu'dan, Karadeniz'den, Orta Anadolu'dan da İstanbul vb.gibi büyükşehirlere göçü de tasvip etmiyoruz. Zira ülkenin demografik yapısının kayması pek çok sorunu da beraberinde getirecektir. Bunun tarihi, sosyo-kültürel, ekonomik birçok nedeni vardır.

Afgan ve Türkiye arasında kültürel, örf anane bakımından farklılıklar vardır, bu konuda hükûmet birtakım tedbirler almış mıdır? Basına , sosyal medyaya yansıdığı kadarıyla taciz, tecavüz haberleri gördük. Elbette bunların çoğu provokasyon da olabilir. Buna rağmen hem provokasyonların önlenmesi hem de Türkiye'ye uyum sağlamaları bakımından ne tür tedbirler alınmıştır? Yansıyan haberlere göre..!

Ekonomik olarak Afgan gençler ucuz iş yaptıkları ve sigortasız çalıştıkları için işverenlerce tercih edilmekte. Bu, Türk gençleri işsizliğe sevk etmekte, vergi kaybına neden olmaktadır. Hükûmet bu yönde yerli halkın hakkını koruyabilecek midir?

Tarihi açıdan baktığımız vakit Anadolu göç yolu üzerinde ve pek çok medeniyete ev sahipliği yapması hasebiyle tarih boyunca çeşitli dinden, ırktan insanların sığınağı olmuştur.  Osmanlı 600 yıl çeşitli etnik milletleri bir arada tutmayı başarmış zaman zaman sıkıntılar yaşanmışsa da dile kolay 600 yıl ayakta kalmıştır. Osmanlı dönemi farklı zamanlarda akın akın göçler olmuştur. Fakat Osmanlı'da bugünkü gibi her yerden yer koldan gelen insanların istedikleri her yere gitmeleri o kadar kolay değildi. Osmanlı iskan politikası gütmüştür. Hem fethettiği yerlere yerleştirilen Türkmenler için hem de gelen mülteciler veya göçmenler Ülkenin bir yerinde toplu halde toplanmış, bulundukları bölgede iş sahası açılmış yerli halkın canına malına verilecek herhangi bir zarar karşılığında sadece sorun çıkartan kişi ya da kişileri değil toplu halde gelen herkesi bulundukları bölgeden sürgüne göndermek gibi kurallar koymuştur. Öylelikle gelen sığınmacı ya da mülteciler öz denetimi kendi içlerinde yapmışlar ve yine Osmanlı onların maddi manevi ihtiyaçlarını, iş gücünü karşılamıştır. Osmanlı sadece Müslümanlara değil tarih boyunca Müslüman olmayanlara (1849'da olduğu gibi Macar ve Lehler vb.) kucak açmıştır.

Artık Osmanlı gelmeyecektir. Osmanlı ile kitleleri avutmak yerine yeni bir medeniyet için D-8'ler aktif edilmelidir.

Selam ve dua ile...