Hani diyor ya şair,

Katran döksem gecelere kararmazdı bugün kadar…

Evet. Burası Müslüman bir liderin yönettiği ve Müslüman yöneticilerin yaşadığı bir ülke.

Ve bizler de Müslümanız (!) Elhamdulillah...

“Müslüman müslümanın kardeşidir, Onu düşmüş olduğu sıkıntıda yalnız bırakmaz, onu terk etmez” diyen,

“Müslümanlar tek bir vücudun azaları gibidir, hangi organ acı çekse, bir diğer organ bundan bağımsız kalamaz, neme lazım diyemez, doğal olarak ağrısı sızısı ona da ulaşır çünkü onlar bir bedendir” diyen bir peygambere iman ettiğini, ona ümmet olduğunu iddia edenlerin (!) yaşadığı ülke.

Burası, “Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizlik yapmaya sevk etmesin” ayetinin ve Hazreti Ömer’in “Fırat’ın kenarında bir kuzuyu kurt kapsa Rabbim onu benden sorar” sözünü meydanlarda dillerinden düşürmeyen Müslüman (!) yöneticilerin yaşadığı,

Hayatlarında bir karıncayı bile İncitmemiş, İslami hassasiyetlere sahip olan yüz binden fazla Müslümanın işlerinden atıldığı, ekmeğe muhtaç duruma düşürüldüğü ve bu sürecin devamında ekonomik anlamda sıkıntıya düşen, çocuklarına süt ve bebek maması dahi alamayan ailelerin mağduriyetleri kendilerine bildirildiğinde ise “Ne yapalım ağaç kabuğu yesinler” diyen Müslüman (!) yöneticilerin yönettiği ülke.

Doğumhanenin kapısında lohusalı Anneyi apar topar cezaevine götürmek için bekleyen Müslüman (!) polislerin yaşadığı,

Ağaç kabuğu yesinler diyerek hayat hakkı tanımadığınız, bütün iş imkânları yüzlerine kapattığınız insanların yeni bir umutla deniz yolu ile başka bir ülkeye hicret etmeye çalışırken boğulan 2 yaşındaki küçücük bebeğine sosyal medya üzerinden “zaten büyüyünce terörist olacaktı ölmesi iyi oldu” diyen alçakların, pardon Müslümanların (!) yaşadığı,

Niyetlerinde hayırdan başka bir şey bulunmayan, Allah rızası için kurban bağışlayan, hayırlı bir neslin yetişmesi için infak veren ve bu uğurda her türlü fedakarlığı yapan…

Yani anlayacağınız zerre kadar bir suça dahi bulaşmamış 17 bin kadını 700  bebeği ile beraber cezaevlerine dolduran, Merhamet abidesi (!) Müslüman yöneticilerin yaşadığı,

Suriye’deki zulümden kaçarken boğulan Aylan bebek için dünyayı ayağa kaldıran, Ancak Türkiye’deki zulümden kaçarken boğulan, cesedi aynı şekilde Aylan bebek gibi kıyıya vuran KHK lı Ailenin bebeği için kılını dahi kıpırdatmayan  Müslümanların (!) yaşadığı…

Son olayda birkaç gün önce

Ege’de Yunanistan açıklarında gerçekleşen bot faciasında hayatlarını kaybeden ve vatanlarından uzakta sakız adasına defnedilen biri 4 aylık olmak üzere 5 çocuk 2 kadın, azılı terörist (!) olarak görülen 7 kişinin isimleri ve yaşları şöyle.

• MUSTAFA SAİD ZENBİL 12Yaş

• MELTEM ZENBİL 40Yaş

• KEVSER SEZER 58Yaş

• MAHİR IŞIK 4 aylık

• MUSTAFA KARA 6Yaş

• GÜLSÜM KARA 8Yaş

• İBRAHİM IŞIK 3Yaş

Dördü daha küçücük günahsız sabi.

Özellikle Birisi henüz 4 aylık Mahir IŞIK, 2 çocuklu Fatma ve Nasır IŞIK Ailesinin bakmaya kıyamadığı bebeği…

Maalesef 4 aylık bebek, 3 yaşındaki abisi İbrahim IŞIK ile beraber suda boğularak hayatını kaybetti.

KHK lı bir ailenin bebeği olduğu için çok fazla gündem olmadı.

Tıpkı onlar da Aylan bebeğin Ailesinin Suriyedeki zulümden kaçtığı gibi, Türkiye’deki mezalim’den kaçıyorlardı, O’nunda kaderi tıpkı Aylan bebek gibi derin sularda boğulup kıyıya vurmak oldu.

Ancak Aylan bebek ile aralarında bir fark vardı.

O’nun, KHK lı bir ailenin bebeği olmak gibi çok büyük bir kabahati vardı.

Evet Sırf bu yüzdendir ki, biz Müslüman (!) Kardeşleri ve Müslüman (!) yöneticiler tarafından Aylan bebek kadar Kıymet görmedi, gündem yapılmadı…

Evet evet; Burası insanların Müslüman zulmünden kaçtığı ülke.

Burası Türkiye ve bizler de Rahmet ve merhamet timsali Hz Peygamber Aleyhisselam’ın ümmeti olan “Merhamet abidesi Müslümanlarız  Elhamdülillah” (!)

KHK zulmü Türkiye insanlık ve hukuk tarihinin en şiddetli zulümlerinden biri olarak Tarih kitaplarında yer alacak.

Öyle yaşanmışlıklar öyle acı dolu ve ağır hikayeler var ki…

Bu zulme Sebep olanlar, bu duruma çanak tutanlar ve sessiz kalanlar hiçbir zaman vicdanlarını temizleyemeyecekler.

Nede güzel söylemiş şair değilmi.

Katran döksem gecelere kararmazdı bugün kadar.