İSLAMDA - TASAVUF - TARİKAT -NEDİR? -GEREKLİMİDİR ?-

• Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. Ya Hayrer Razıgın...

• Allah'a hamd Resulün'e sâlât ve selâm olsun..

• Allah'ın rahmeti bereketi mağfireti üzerinize olsun.

• Değerli okuyucu kardeşlerim bu haftaki konumda, ağır ve bir okadar da özel bir konu olan TASASVUF'a yer verdim.

• Rabb'im okuyup anlamayı ve âmel etmeyi nasip etsin İNŞALLAH..

• Öncelikle soralım bakalım TASAVUF nedir?

• Tasavvuf cenab-ı Allah'ı tamamen tanıyabilme, kendini Allah'ın yoluna adama sanatıdır.

• Günlük hayatta Allah'tan uzaklaştıran tüm meşkalelerden uzak durmak ve kendini tamamen Allah'a adama sanatına Tasavvuf denilmektedir.

• Bir başka ifadeyle, tasavvuf nefsi ıslah ve terbiye eden,

Kur’an’ dan kalb ilmini çıkaran felsefedir.

• Binâenaleyh, diyebiliriz ki; tasavvuf; insanın sûfiyâne hayata kendini vakfetmesi ve Kur’an’ın çizdiği çerçeve içinde hareket ederek İslâmiyette sûfî olması yani ; Allah'ı yarattığı kâinat ve içindekileri kalp gözüyle görüp tanıması fiilidir.

• Tasavvuf ehli dünyevi meselelerinden ayrılıp uhrevi hayata kendisini adamış kişilerdir.

• Yani Ulemâ dediğimiz Allah dostlarının kökeni Peygamber efendimiz aleyhisselam'a dayanan silsile-i saadat-ın yoludur.

• Hepimizin bildiği üzere tasavufun sevini kadar düşmanı da var .

• vede aslını bilmediği için karşı olanı da vardır.

• Sorsan sadece kuran ve Peygamber ,Yeter derler hâlbuki Kur'an'ın ve sünneti anlamak ve yaşamanın asıl ferdi ve toplumsal gerçekliğidir tasavuf.

• Tasavvuf kelimesinin bir diğer anlamı ise Resullullah sallahi aleyhi ve sellam'in hayatını örnek alıp, o hayata örnek olarak yaşamak ve Resullullah'ın yolundan giderek Allah'a teslim olmak anlamı da çıkmaktadır. yani işin özeti tarikattir.

• Tarikat , tarik kelimesin den gelir yol demektir .

• Allah'a giden yol..

• İslam'daki manevi hayatın ve ahlaki değerlerin ismi olan tasavvuf, İslam düşünce tarihinde önemli bir yere sahiptir.

• Yerel ve evrensel birçok unsuru içinde barındıran bu akım, dinin maneviyat boyutunu ön planda tutar.

• İslam toplumu, ruhi ve manevi değerlerin birçoğunu tasavvufa ve onun kurumsal ifadesi olan tarikatlara borçlu olduğu görülmektedir.

• Tasavvufun en önemli özelliklerinde birisi, bireyin hayat akışına günahlardan uzak durarak ve sürekli kalbi Allah ile meşgul olmasına vesile olarak gündelik hayatının müdahil olmasıdır.

• Ne güzel müdahaledir ki bu her kulada nasip olmaz..

• Varolduğu günden beri insanoğlunun en büyük problemi, dünya ve eşya ile ilişki konusundadır.

• Dünya nimetlerinden istifade ederken sınır ne olacak? İnsanoğlu dünyayı âbâd ederek kendini berbad mı edecek?

• Yoksa kendini âbâd edip dünyayı ihmâl mi edecek?

• Yaratanına karşı görevini ifa ederken ve insanlarla ilişkilerinde ölçüsü ne olacak?

• Nitekim ,İmam-ı Rabbani k.s tarikatı yani tasavufu tarif ederken mükemmel bir önerile anlatmış!

• Hiç kimse deryaları yüzerek geçemez.

• Mutlaka bir gemiye binmek zorundadır.

• Mutasavvıfların büyüklerinden Seyyid Abdulkâdir Geylanî (KS)' tasavvufu, şu veciz sözlerle anlatmıştır: “Tasavvuf hâldir,söz değildir, söz ile ele geçmez.

• Tasavvuf Allah’ı anmak, hatırlamak ve Rasûlullah’ın yoluna yapışmaktır. “

Şeyh Abdullah Bayal da bu konuda şöyle diyor: “Tasavvuf; namaz, oruç ve geceleri ibâdet etmek demek değildir.

• Bunları yapmak her insanın kulluk vazifesidir. Tasavvuf,

- insanları incitmemektir. Bunu elde eden vâsıl olmuştur (kavuşmuştur).”

• Hulâsa bazı kendini bilmezler tarikat sözünü duyar duymaz hemen şöyle derler !!

• Sahebe-i kiram zamanında tarikat varmıydı ?

• İşin kötüsü doğru dürüst dini bir kitap okumamış insanların cevapları da hemen hazırdır.

• Derler ki: İslam’da tarikat yoktur.

• Bunlar şirktir, günahtır.

• Tabii bu insanları yanıltan en önemli sebeplerden bir tanesi “ilahiyatçı” kılığındaki şarlatan ve şebeklerdir…

• Şimdi soruyu cevaplayalım...

• Evet, asr-ı saadette de tarikat vardı. Çünkü Tarikat veya Tarik kelimesi "yol" anlamına gelir, "Allah’a ulaştıran yol" mânâsında kullanılmaktadır.

• Yol kavramına tarz, usul ve yöntem gibi karşılıkları da verebiliriz.

• Eğer “tarikat” kelimesine buradan yaklaşacak olursak doğru tanımı verebilir ve milyonlarca Müslüman hakkında kıyl-ü kal yani kötü söz söylememiş oluruz.

• Aksi takdirde sarf edilen sözler hakaret ve iftira sınıfına girer ki bu durum ruz-i mahşerde kişiyi mesul eder ve kul hakkına girdiği için cezadan kurtulamaz.

• Tarikat, Allah’a ulaşma ve onu tanıma yollarından her biridir demiştik.

• İslamiyet'in kalbi boyutu üzerinde duran ve "kalbin fıkhı" diye nitelenen tasavvuf öğretisinin uygulandığı düzenli kurumsal yapılar olarak tarif edilmektedir.

• Asr-ı saadet döneminde tarikat yaygın değildi. Fakat İslami sınırlar içinde kalmakla birlikte farlı yol ve tercihlerde bulunan insanlara da rastlanmaktaydı.

• Örnek olarak bir sahabiyi ve bir Arap bedevisini ele alırsak İslam’ın farklı yolları tercih eden ve toplumun büyük kesiminden ayrılan Müslümanların da olduğunu varlıklarını kabul ettikleri rahatlıkla görebilecektir.

• Verebileceğimiz yüzlerce örnekten sadece bir tanesi Ebu zer’dir. Peygamberimize (asm) tam bağlanıp, onun sevip, beğendiğini seven, sevmediğini ve beğenmediğini sevmeyen Ebu Zer, Resûlullah (asm)’ın vefatında da yanında bulunmuştur.

• Peygamberimizin (asm) vefatından sonra bir köşeye çekilip, son derece mahzun ve yalnız yaşadı.

• Hz. Ebu Bekir (ra)’in halifeliği devrinde de böyle yaşayıp, onun vefatından sonra Şam’a gitti. Oraya yerleşti.

• Nitekim ;Bediüzzaman, Risale-i Nur'un çok yerlerinde, Tarikat ve Tasavvufu izah edip müdafaa etmiştir.

• Hiçbir zaman, Tarikat ve Tasavvufun aleyhinde söz söylememiştir. Tarikat ve Tasavvufun kendisini ve özünü değil, sonradan içine girmiş bazı arıza ve hataları tenkit etmiştir.

• " Tarikat Allah'ın ve Resulün'ün yoludur tarikat şeyhleri ise bu yolun rehber velileridir.

• Muhakkaktır ki Allah (c.c)’da bizlere;

• Esta'uzübillah

• ” Andolsun ki, Allah’a ve ahiret gününe ulaşmayı dileyen ve Allah’ı çokça zikredenler için, Allah’ın Resûl’ünde güzel bir örnek vardır.” buyurmakta ve-

• O’nu model olarak kabul edip O’na tabi olmamızı istemektedir..! İşte bunun yoluda bir Allah dostuna tabi olmak ile gerçekleşir..

• Yaşadığımız çağın muceddi'di Şeyhim , Mahmut efendi (KS) tarikatın neden gerekli olduğunu çok güzel tarif etmiştir.

• "Akıllı ol..!

Tarikatta olmayan bir adama soralım bugün kaç kere ALLAH dedi diye.

- "50 kere dedim" diyemez. Ama Nakşi Tarikatının müridi günde 5000 kez ALLAH der"

Mahumul Efendi Nz. (k.)

• Hulâsa peygamber efendimiz aleyhisselam'da bir çok hadis-i şerifte

• "Âlimler peygamberlerin vârisleridir."

• (Buhârî, ilim, 10; Ebû Dâvud, İlim, 1; İbn Mâce, Mukaddime, 17)

- buyuran Resulullah (asv), âlimlerin, toplumu yönlendirme hususunda peygamberlere vekil ve halef olduklarını beyan etmiştir...

• Bir seviyeye sahip olan âlime, Allah katındaki değerinden dolayı itaat, Allah'ın emrine itaattir.

• Hak yolda ve hayra götüren bir hususta âlimin yaptığı tavsiyeye uymak müminler için farzdır.

• Bu farziyet ancak âlim, Allah'ın razı olduğu bir hususu tavsiye ederse söz konusudur.

• Allah'ın razı olmadığı ve Allah'ın emretmediği, dinde olmayan bir bid'atı tavsiye eden âlimin tavsiyesine uyulmaz.

• Böyle bir bid'ate çağrıldığında reddetmek ise mümin için farzdır.

• Yani her önümüze gelene âlim ve tarikat mürşidi diyemeyiz bunun için kişinin Allah ve Resulün'ün sünnetlerine uyup uymadığı gözlemlenmelidir.

• Binainaleyh Mahmut efendi hazretleri de bu konuda şöyle buyurur ;2 ' biden fazla sünnet vardır bunlardan birine uyandığımı görürseniz arkama namaza durmayın!!

• Evet, bir Meşayih'e bağlananlar ve Tasavvuf yoluna girenler takdir ve tastik edeceklerdir ki Hakiki Meşayihler en küçük söz ve davranışlarında daki

- Kur'an ve Sünnet'e muhalefet etmezler..

- Onların her uygulaması ve yapılmasını tavsiye ettiği her iş mutlaka Sünnet-i Resulullah'a dayanır..

• Aksi olması muhaldir; aksi olursa zaten o kimse hakiki bir meşayih değildir; başta kendini ve insanları kandıran; yolunu saptıran bir kimse olduğu anlaşılır..

• Neden peki Hakikisinin yanında sahteleri de vardır?

• Eee işte Allah'ın hikmeti.. İmtihan sırrı.. Nasıl ki sahte Peygamberlerin yeryüzünde görülüyor olması Peygamberi Ali Nizam Efendilerimizin şerefinden, kemalatından zerre eksiltmiyorsa; hakiki Meşayih yanında diğerlerinin görünmesi de Allah'ın velilerinin şan ve şerefine zerre halel getirmez..

• Her tasavvuf kolunun Allâh’a ulaşma, tefekkür ve ihsan duygusunun kazanılması gibi husûslarda tâkib ettiği usûle tarîkat adı verilmiştir. Bunların genel adına nakşi yoluda denir.

• Temeli Nakışi - Bendi hazretlerine ondan ise Hz Ebubekir ve Peygamber efendimize dayanır.

• Tarîkatler, metodlarına göre üçe ayrılır:

1. Tarîk-ı Ahyâr: İbâdet ve takvâ üzerinde yoğunlaşan tarîkatlerdir.

2. Tarîk-ı Ebrâr: Nefsi, çile ve hizmet ile terbiye etmeye ağırlık veren tarîkatlerdir.

3. Tarîk-ı Şüttâr: Aşk ve vecd ile hedefe vâsıl olmayı gâye edinen tarîkatlerdir.

Bu vesîleyle her mümin, rûhî olgunlaşma için mizâcına uygun bir tarîkate intisâb edebilir olmuştur.

• "Ve insan sevdiğiyle beraberdir! Dünyada da Ahirette de..

• " Bu yüzden buyurdu Cenab-ı Hak:

- "Ve insan sevdiğiyle beraberdir! Dünyada da Ahirette de.." Bu yüzden buyurdu Cenab-ı Hak:

• Allah'a giden yolda Ona yaklaşmak için vesile (vasıta) arayınız" maide/35/37

• “Harisun Aleyküm” Ayeti kelimesindeki tecelli sırrı her haliyle kendinde aşikar görülmektedir.

• "Kulum, beni sev; sevdiklerimi sev; kullarıma da sevdir!"

" Yunus [010.062] [E2]

• Esta'uzübillah,,

• Açın gözünüzü! Allah’ın dostları üzerine ne korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar. [010.063] [E1] Onlar ki Allah’a iman edip, takva ile kötülüklerden korunur dururlar.

• Kardeşlerim tarikata girersiniz yada girmezsiniz bu nasip işidir.

• Fakat Tarikat ehli mürşide küfür yada hakaret gibi insanlığa ve İslam'a yakışmayan hallere gark olursanız Allah'ın gazabına uğrarsınız .

• Nitekim Ebu Hüreyre’ den rivayet edilen şu hadis de buna işaret etmektedir: «Allah Teâlâ der ki:

• “Benim bir veli kuluma düşmanlık eden bir kimseye savaş ilan ederim. Kulumun kendisine farz kıldığımı yerine getirmekle bana yakınlaşması bana her şeyden daha sevimli gelir. Kulum sürekli nafile ibadetlerle bana yaklaşırsa Öyle bir dereceye gelmiş olur ki, onu severim.

• Onu sevdiğimde, dinleyen kulağı, gören gözü, çalışan eli ve yürüyen ayağı ben olurum.» (Buharî)..

• İnsanların tasavvufu inkâr ve ihmal etmelerinin sebebi ruhlarını tanımamalarıdır.

İbn Acibe r.h

• Değerli kardeşlerim ; Allah-ü Teâlâ Hazretleri: Esta'uzübillah,

• “Ve Biz, sizin her birinize bir Şeriat ve bir minhac (yol) tayin ettik”

(Maide suresinin/48 ), buyuruyor.

• Rasulullah (sav) Efendimizin sünnetlerinin hepsi zaten Onun yoludur.

• Tarikat-ı Aliyye’nin özü Rasulullah (sav) Efendimizdir.

• Tarikat, Rasulullah’ın (sav) Efendimizin sünnetlerini ihya etmek ve ahlâkı ile ahlaklanmaktır.

• Rabb'im cümlemize bu ahlâk üzere yaşamayı ve ölmeyi nasip etsin İNŞALLAH.

Bir dahaki yazıma kadar hepinizi Rabbime emanet eder sağlık huzur mutluluk Selametler dilerim.

• Kablel-vuku..