YSK İstanbul da seçimleri kendi kurduğu sandık kurullarının uygun olmadığı gerekçesi ile iptal etti.

Bu net siyasi bir karar!

Neden bu kadar emin yazdığımıza gelince iki örnek ile anlatalım.

YSK Mardin Yeşilli’de SP’nin sandık kurullarına itirazını 2 Mart 2019’dan önce, yasal süre içinde yapmasına rağmen, memur olmayan 7 sandık görevli'sini dikkate almadan reddederken, Mustafa Kemal Paşa’da İYİ Parti'nin memur olmayan sandık görevlilerine itirazını yasal süre olan 2 Mart’tan sonra yaptığı gerekçesiyle reddetmişti.

YSK İstanbul iptaline neden olan konuda farklı kararları olması nedeniyle, aşikar siyasi bir karara imza atmış ve kendi güvenilirliğini sorguya çektirmiştir.

İptal haberi sonrası AKP cephesinde hırsızlık iması ortaya atılarak bir algı oluşturmak istenmekte!

Binali Yıldırımdan başlayan furya 3-5 yaşında sabi yavrulara 'çaldılar' dedirtecek kadar ileri gitti.

Gelin gerçeklere biraz bakalım..!

-“YSK kararının hiçbir yerinde oy hırsızlığından bahsetmiyor, kurulları yanlış kurmuşuz, diyor.

- “YSK’nin kendi görevlendirttiği banka memurlarını beğenmeyip iptal ettiği sandıkların sonuçlarında kim önde biliyor musunuz? Binali Yıldırım! 

Evet kendi partiniz kazansın istiyor olabilirsiniz.

Evet diğer aday ve partiden nefret de ediyor olabilirsiniz.

Ancak! Müslüman iseniz, size rabbim bakın nasıl bir emir veriyor.

'Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.'

Maide suresi 8. ayet.

Bunun üzerine müslüman'a söylenecek başka bir şey bilmiyorum.

Gelelim bu seçim yenilemenin ortaya çıkardığı yeni siyasi rüzgarlara ve bu rüzgarların baş aktörü HDP'ye.

Kararın açıklanacağı gün gündeme Öcalan mektubu düştü.

Hani derler ya bayram değil seyran değil ama aslında birileri 23 Haziranı bayram yapmak istediği için aslında şaşılacak bir şey yok.

Bu mektubun şoku geçmeden Erdoğan'ın Öcalan'ın ailesi ile sürekli görüştürüldüğü hatta 'geçen Mehmet gitti ya' şeklinde adeta Üniversite arkadaşından, o yoksa Asker arkadaşından bahseder tarzda bol içten gülücüklü  bir açıklama ile artçı sarsıntılar devam etti.

HDP cephesinden gelen bazı alttan açıklamalar da kafalarda bir soru işareti bırakmadı değil.

Son bomba Bahçeliden geldi, vaktiyle Demirtaş'ı ziyaret edenlere demediğini bırakmayan Bahçeli, Öcalan için avukatları ile görüşsün tabi diye bir açıklama ile değişken gündeme, yumuşak gibi görünen ama kendisi için sert bir giriş yaptı.

Peki HDP ne yapmak istiyor?

HDP, Türkiye’den kitlesi adına imtiyaz kopartmak üzerine siyaset yapan bir parti.

Muhalefete desteği veya destekliyor görünmesi tamamen iktidara mesaj içindir, zira muhalefetin taleplerini gerçekleştirecek yetkisi yok.

HDP biliyor ki, taleplerini CHP karşılayamaz, hem iç yapısı buna müsait değil hem de güçlü ve tek başına iktidara gelme ihtimali düşük.

AKP iç dinamikleri buna daha müsait itaat eden bir kitleye sahip, ve daha önce de bunu gördüler. AKP kitlesi dün dost dediğine düşman, düşman dediğine dost demek konusunda yönlendirilmede sıkıntı çıkartan bir kitle değil, anında sorgulamadan sahiplenme duygusuna sahip.

Peki AKP buna evet der mi? İstanbul’u çok istiyor bekleyip göreceğiz.

HDP stratejisini anlamak için aşağıdaki açıklamayı iyi okuyup anlamak gerekiyor.

"Kürtler çok politik bir halk. Seçimlerde Kürtler batı illerinde aday çıkarmayarak, bir çok büyükşehir belediyesi AKP'ye kaybettirdi. Dolayısıyla Kürtlerin oyu olmadan hiç kimse bir seçimi tek başına kazanamaz. Ankara, Antalya, Adana, Mersin, İzmir ve İstanbul... Hele hele İstanbul'u kazanmak istiyorsan, Kürtlerin oylarını almak zorundasın. Kürtlerin oyu çantada keklik değil. Kim Kürt sorununun çözümü için adım atarsa Kürtler ona oy verebilir. AKP adım atacaksa AKP'ye verir. AKP adım atmaz, CHP samimi bir şekilde Kürtlere yaklaşırsa CHP'ye verir.

HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer

Elbette HDP yönetiminin bu çalışmaları yada taktikleri batıdaki seçmeninde ne kadar karşılık bulur bunu göreceğiz, doğudaki seçmeni yönlendirmesi zor değil ancak batıdaki seçmeni yönlendirmek çok da kolay olmayabilir.

Yani sözün özü sevgili dostlar HDP kendi kazanımları için her kesimle bir araya gelebilir, bazı partiler de bir koltuk fazla almak için ortak hareket de edebilir, siz başta sosyal medya ve sokakta bir birinizi bu oy stratejilerine aldanıp hain ilan etmeyin, seçimler biter pastalar bölüşülür siz yine o dostlarınız ve komşularınızla hayatınıza devam edersiniz.

Hem İstanbul'da oluşturulmak istenen hırsız algısı.

Hem kardeşin kardeşe HDP stratejileri üzerinden hain ilan etmesi üzerine iki kardeşçe tavsiyede bulunduk, itidalin ve aklın hakim olduğu bir dönem geçirmek ümidi ile.