İnsanlarla hayatı paylaşmak kadar riskli bir durum yoktur. İnsanlar arasındaki iletişimin en temel kaynağı hislerdir. İkili diyaloglarımızda en temel his ise kuşkusuz GÜVEN dir. Güven duygusu karşı tarafın sizde oluşturduğu ilk bakış açısından daha değerli ve insanlar için önemli bir gereksinimdir. Dış görünüşün hiçbir anlam ifade etmediğini karşınızdaki insanın karakterini tanıdıkça öğrenirsiniz. Köprü sadece siz isterseniz kurulur. Bu köprüyü sizden ricam tavrınızı, tarzınızı, çizgilerinizi ve prensiplerinizi ön planda tutarak kurun. İşte o zaman……    Gerisini siz daha iyi tamamlarsınız.

Güven duyma isteği herhangi bir yeme içme veya fizyolojik ihtiyaçlara benzemez. Bu konuda eğer talepkâr olan taraf sizseniz güven duyma isteğinize karşı koyamazsınız. Sonunun ne olduğu hisleriniz ve duygularınız için önemsizdir.

Güven duygusu sadece insanın varlığına ve yeteneklerine olan itimat ile sağlanamaz. Güven duymak istediğiniz kişinin hal, hareket ve tavırları sizde uyandırmış olduğu hisleriniz kadardır. Bazen bu hislere kalpten inanmak istersiniz, sizi uçurumun kenarında bırakabileceğini bile bile inanmak istersiniz. İşte en büyük yanlışı o zaman yaparsınız. İnsanlara güvenmeyin. Hatta kendi hislerinize bile güvenmeyin. İnsanoğlunun fıtratında şu vardır hisler her an değişiklik gösterebilir.

Güven duygusu siyasi ilişkilerinizde, uluslararası ilşkilerde, ast veya üstünüzle olan ilişkilerinizde, mesainizde, evinizde, evcil hayvanlarınızla ve arkadaş ortamınızda her an karşılaşabileceğiniz bir olgudur.

Üstad  Necip Fazıl Kısakürek'in bir sözüyle makaleyi bitirelim, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu.