AHLAKTA KURAL OLMALI MI?

Evet kurallar hayatımızın her alanında olan kurallar. Nerede yok ki kural, trafikte var, okulda var, hastanede var. Asansöre biniyorsun orada da kural var, iş yerine gidiyorsun orada da kural var. Hayatımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz evde hatta evin odalarında bile kurallar vardır. Trafikte de kural var düşünsenize trafikte kural yok neler olur; bir araba sağdan geliyor bir araba soldan geliyor kimi durmuş yol ortasında kimi son gaz gidiyor. Mutfakta bile kural var;

Örnek mutfak mesela, kaşıkların bardakların yeri vardır fırının yeri başkadır buzdolabın yeri başkadır

Eğer ki bardağı çekmeceye koysan veya buzdolabının fırının yerine koysan mutfakta karmaşa yaratır bu durum.

O yüzden kuralların olması gereklidir. Daha düzenli daha sağlıklı daha verimli bir hayat için bunun aksini kimse savunamaz. Ve bir kural daha var o da ahlak kuralı, ahlak dediğinde insanlara ne ifade ediyor belli değil. Peki ahlak kuralı nedir?

Daha düzgün yaşamak mı daha edepli giyinmek mi daha duyarlı yaşamak mı?

Son zamanlarda etrafta dizi repliklerini duyuyoruz benim hayatıma kimse karışamaz ailem dahi müdahale edemez. Kendi ailesine dahi saygı duymayan fikirlerini umursamayan bir nesil türedi. Hayatlarında tek amacı görsellik olup ne din ile ne iman ile ne ekonomi ile ne de tarihle bunlarla ilgili hiçbir fikri olamayan kendilerinde bir özgüven bana ailem dahi karışamaz diyor.

İnsanlarımız kendilerini sergileyebildikleri kadar sergiliyorlar açılabildikleri kadar açılıyorlar bir şey dendiğinde ben bir bireyim karışamazsın. Son çıkan klipte genç kız resmen soyunup dans ediyor alttaki yorumda “kimse karışamaz” deniyor. Tek savunulan nokta açıklık, aslında açıklık da değil “teşhircilik”. İnsanlar özellikle de bayanlar teşhirciliği özgürlük sanıyor. Teşhircilik, erkekte de bayanda da açıkta da kapalıda da oluyor. Her türde de ahlaki değil. Bu tür davranışların olumsuz sonuçları fazlasıyla oluyor. Ahlaki yapı bozuluyor. Ahlaki yapı da bozulduğunda devamında aile yapısı çocuk eğitimi ve toplum bozuluyor. Bozulan toplumdan hiçbir başarı bekleyemeyiz.

Biraz daha ahlaki biraz daha dikkatli biraz daha düzenli yaşamamız gerekmiyor mu?

En basiti mutfakta bardağın yerine kaşık kaşığın yerine bardak konduğunda karmaşa olurken uygunsuz giyinip uykunsuz hal ve hareket sergilerken karmaşa yaratmayacak mı? Bir iş yerine gidiyorsun bir dünya kural oluyor bir otele gidiyorsun orada kural oluyor. Bu olan kuralları bütünüyle kabul edip kuzu kuzu uygularken neden ahlak kuralına gelince kendi çizgimizi çiziyoruz.

Aslında ahlak kuralına çok daha fazla uymamız gerekmiyor mu? Çok daha fazla kötü sonuçları yok mu?

Biz insanlar o tv dizilerinde ki öz güveni yüksek olan ama içi boş insanlara özenmeden ilk önce kendimizi geliştirmeye bakmalıyız. Ne demek bana kimse karışamaz?

İşimiz düştüğün de başımız sıkıştığında etrafımızdan yardım istiyorsak giyim ve davranışlarımızda da fikirlerine önem vermeliyiz.

Ne demek ben istediğim gibi giyinebilirim? Elbette ki her yerde kural olduğu gibi giyimde de olmalı. Ne demek ben istediğim gibi yaşayabilirim senin yaşam tarzın kötü örnek olup gelecek nesli bozacaksa elbette ki olamaz. Her birey bir taşıyıcıdır. Geçmişten geleceğe doğru gelenekleri ahlakı, değerleri taşıyan. Ahlaklı toplumlar oluşturmalıyız. Çocuklarımıza daha iyi gelecek için, daha güvenilir ortamlar için, daha güçlü bir ülke için…

Bu yüzden diğer kurallardan çok daha fazla ahlaka önem vermeliyiz. Ahlak düzeldiğinde diğer kurallarda da yaşanan olumsuzluklar azalır.

Ahlaklı yaşamayı en büyük ilke edinmek dileğiyle…