Salgın belki de en çok eğitim ve öğretim alanını etkiledi.

Yüzbinlerce öğrenci kısıtlamalar yüzünden okullarından, arkadaşlarından hatta en sevdiği derslerinden geride kaldı.

Devlet ek çareler olarak uzaktan eğitim sistemine geçişi hızlı bir şekilde yaysa da maalesef her evde bir tablet ya da internet yoktu.

Kampanyalar yetersiz kalınca başta TRT olmak üzere ekran önü eğitimlerle çocukların derslerine tutunmaları sağlandı.

Ama oda tam anlamıyla beklentiyi karşılayamadı.

Yüzbinlerce öğrenci uzaktan eğitim yüzünden eğitim hayatından koca bir yılı kaybetti.

Tabi bu sadece öğrencileri ilgilendiren bir durum değildi buradan etkilenen bir başka kişilerde öğretmenlerdi.

Tıpkı onlarda bu bozuk düzende sağlıklı bilgiyi öğrencilerine veremediği gibi, moral ve motivasyon kaybı yaşadı.

Bunlar yaşanırken birde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un istifa etmesi işleri daha çok karmaşaya sürükledi.

Bu gidişattan rahatsız olmuş ki bir çözüm önerisi sunan MHP lideri Devlet Bahçeli, Üniversite sınavlarındaki taban puanların düşürülmesi konusunda bir çağrıda bulundu.

Dün yaptığı bu açıklama birçok öğrencinin kapasitenin altında kaldığını düşünürsek yerinde bir açıklamaydı.

Çünkü uzaktan eğitim alan öğrencilerin sınava hazırlanmaları başarı puanlarının düşmesine neden oldu.

Öncelikle veliler ve öğrenciler bu açıklamanın ardından bir adım atılması gerektiğini düşünmeye başladı.

O sevindirici haber YÖK’ten bugün geldi.

YÖK, yaptığı kurul toplantısı sonucunda barajların düşürülmesi yönündeki kararını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayına sundu.

Eğer bu durum olumlu sonuçlanırsa pandemi’den etkilenen öğrenciler için önemli bir kazanım olacak.

Bu sayede barajın üstünde olan öğrencilere Üniversite kapısı açılacak.

Amaç kendi kapasitesinin altında kalan öğrencileri yeniden eğitim hayatına kazandırmak.

Salgının eğitim hayatına vermiş olduğu zararı en aza indirgemek.

Tabi bunlar yaşanırken bir başka önemli konuda yüz yüze eğitime ne zaman geçilecek olması.

Bu konuda şimdilik 5-6 Eylül işaret edilse de, eğitim hayatının kısıtlamasız bir şekilde başlayacağını düşünüyorum.

Bu konu ne kadar uzarsa işin içinden çıkılması da o kadar çok zorlaşır.

Eğitim ve öğretimde ki bu kaos ortamını sonlandırmak en mantıklısı.

Bir an önce öğrencilerin öğretmenlerine, öğretmenlerinde öğrencilerine kavuşması gerek.

Aşılanma oranlarının yükselmesi ile birlikte daha rahat ortamlarda öğrencilerin ders görmeleri mümkün hale gelecektir.

Aşı demişken hala daha 20 milyon üzerinde vatandaşın aşı olmadığını duyuyoruz.

Bu gerçekten aşı sorunu çekmeyen bir ülke adına ciddi bir sayı.

Neyi ne şekilde bekliyorlar bilmem ama herkesin aşı olması gerektiğini düşünüyorum.

Umarım bu konuda da halkımız asparagas haberlerin peşinden koşmayıp kendi ve sevdiklerinin yaşamlarına güzel sağlıklı günler hediye etmiş olurlar.

Ders zillerinin tekrardan çalacağı o güzel günleri, tekrar görmek ümidiyle…