Geçtiğimiz günlerde 24 Ocak Elazığ depreminde zarar gören bir okulun İBB tarafından yeniden inşası için Elazığ’da temel atma törenine katılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, öncesinde katıldığı özel bir televizyon kanalında Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda sürpriz bir ismin olmayacağını açıklamıştı.

Ardından İzmir’de konuşan Sayın Kılıçdaroğlu ‘’Benimle misiniz? ‘’ diye sordu.

Bu sözlerin hemen ardından başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere Mansur Yavaş Twitter’den destek mesajı vererek ‘’Yanınızdayız’’ dediler.

Bu meydan okuma ve destekten sonra benim anladığım kadarıyla Lider Ana Muhalefet partisinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda herkes hemfikir olmuş durumda.

Bu sözlerini ben kendi partisi kadar ortak muhalefet kanadına da söylediği seklinde algıladım.

Tabi her ne kadar bu CHP kanadında fikir olarak kalıplaşma yolunda ilerlemiş olsa bile, altılı masanın geri kalan beşli üye liderlerinin ne yönlü fikir beyan edecekleri merak konusu.

Güçlendirilmiş bir ana muhalefet ve ortaklarıyla Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanan altılı masa liderlerinin adaylık konusunda Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı almaları gerektiğini düşünüyorum.

Nitekim Meral Akşener’in kafasında farklı bir projenin rol lideri olma fikri varken, öte yandan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun genel başkanlarına destek verdiklerini görürken aklımıza Kılıçdaroğlu dışında başka bir ismin telaffuz edilmesi şimdilik gelmiyor.

Siyasette her zaman sürprizler olsa da ben şimdilik artık Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına rakip olarak Kemal beyin çıkacağını savunuyorum.

Çünkü bu kadar zengin bir oy kitlesi varken aksi durumda bir daha bu fırsatı yakalaması imkânsız.

Bu tarihi fırsatı kaçırmayacaktır da.

Yıllardır yarıştığı tüm seçimlerde istediğini alamayan Kılıçdaroğlu bu defa güçlü ortak projesi ile bu riske girme konusunu kafasına koymuş gibi.

Ortada dönen isimleri tek tek veto edip ortaya aday koymamış olması kafasındaki rol model olarak kendisinin olduğu apaçık ortada.

Sürekli ortak liderlerin birilerini önerip yakınlaşmaları altan altan nabız yoklamaları içinde bulundukları koalisyona da zarar vermekte.

Görüş ve düşüncem bu altı liderin arasından çıkacak bir liderin etrafında birleşmeleri gerekliliğidir.

Yoksa masada oluşacak bir çatırdama hayal ettikleri tüm hayallerin uzağında kalmalarını sağlar.

Bu senaryo da işlerine gelecek türden olmayacaktır.

*

Gelelim birde HDP gerçeğine…

Burada HDP seçmeninin kendi partisine mi yoksa aday çıkarılmaması durumunda altılı masaya mı yoksa AK Partiye mi oylarını kaydıracağı herkesin merak ettiği tek soru galiba.

Zira HDP seçmenini oy bakımından düşünecek olursak yapacağı tek hamle ile tüm dengeleri alt üst edecek cinsten.

Yakın zamanda HDP için bakanlık tartışması gündemi baya meşgul etmişti.

Akşener’in HDP’ye karşı çıkması Kılıçdaroğlu’nun birleştirici kucaklayıcı ayrıştırmamak üzerine yürüttüğü siyaset biçimi arada kalan HDP nin kendi adayını çıkarır mı sorusunu gün yüzüne atmış durumda.

O yüzden bu senaryoların nasıl işleyeceğini ilerleyen zamanlarda daha net bir şekilde okuyabileceğiz.