DOĞRULU-YORUM

İşi doğrusunu bilmeyenler ya da bildiği halde bağcı dövmek isteyenler itham ediyorlar:

Saadet Partisi’ni küçülttünüz, oyunu minimuma indirdiniz, Erbakan’ın kemiklerini sızlatıyorsunuz. Üstelik hala konuşuyorsunuz.

Doğrulu-yorum:

Peygamberler hariç, her kulun mutlaka hata ve günahı vardır. Partimizin oylarının bu seviyelerde olmasının sebeplerinden biri de bizim hatalarımız olabilir. Bunu silinmez bir şekilde not edelim.

Lakin, oy kayıplarımızın en büyük sebeplerini mertçe ortaya koyalım:

Hiç de meşru olmayan metodlarla ele geçirdikleri güçlü medya ve troll ordusuyla, yaptıkları iftira, yalan haberler ve çarpıtmalarla Saadet Partimizi milletimizin yanlış anlamasına ve oy vermemesine asıl sebep olan AKP’dir. İşte birkaç örnek:

*ABD’nin isteği ile TBMM’ne gelen 1 Mart 2003 tehlikeli tezkerenin kabul edilmesini engelleyen, Saadet ve Erbakan Hocamızdı. Bunu çarpıtarak Saadetin ve Erbakan’ın milli çıkarlarımıza balta vurduğu propagandası yapıp milleti yanılttılar. Sonradan da, özür dileme erdemini bir tarafa bırakıp  “Erbakan ve Saadet haklıymış” diyemediler.

*İktidarın, birkaç haklı sebebin arkasına sığınarak, Amerikan aleyhtarı görüş taşıyan yüzlerce general ve subayımızı, düzmece sebeplerle haksız yere tutuklayıp yıllarca hapislerde çürütmesine karşı çıkan Saadet’i; “cuntacılardan hesap sorulmasını engelliyor, Erbakan da, Saadetin üst yöneticileri de ergenekoncu ve balyozcudur” diyerek, müthiş haksız bir medya bombardımanı ve troll propagandası ile milleti yanılttılar. Ama sonradan Saadet’in haklı çıktığını açıklama erdemi göstermediler.

*AKP’nin, Suriye’de iç savaşın çıkmasını körüklemesine engel olmak amaçlı diyalog kanallarını açmak için Esed’i ziyaret eden Saadet Genel Başkanı ve ekibini takdir edecek yerde, “bunlar da düşmandan yana, bunlar da Esed’ci” diyerek ve insafsızca medya gücünü kullanarak milletimizi yanıltarak oylarımızın artışını engellediler. Sonra “Saadet ne kadar haklıymış, biz yanlış yaptık” bile diyemediler. Milletin kanaatini düzeltmek mümkün olmadı.

*Bırakın doğru olmasını, milyonda bir bile ihtimal yokken Saadet Genel Başkanı’nı FETÖ’cü diye itham edip, iftira bombardımanına tabi tuttular. Hatta savcıların soruşturma açmasına vesile oldular. Milletin aklını bulandırdılar. Ama bu komik ve maksatlı soruşturmanın sonucunu açıklamadılar.

*Tutuklu HDP Genel Başkanı’nın, Cumhurbaşkanlığı adaylığını onaylayan, bütçeden seçim yardımı yapan, TRT’yi hapishaneye sokarak propaganda yapmasını sağlayan iktidara karşı, “bu adam suçlu mu, suçsuz mu? Suçlu ise neden bunları yaptınız, suçsuz ise neden hapiste tutuyorsunuz?” anlamındaki açıklamalarını çarpıtarak ve müthiş medya gücünü bu iftiraya alet ederek, Saadet’in teröristleri koruduğu algısı oluşturuldu. Arkasından bizzat İçişleri Bakanı “Saadet Genel Başkanı HDP ile ittifak yaptı, Karamollaoğlu bizzat imzaladı” kuyruklu yalanı ile Milleti yanılttı. Halen bu algıyı işleyen troll kafalar mevcut.

*Şimdi de Saadet’in öncülüğünde muhalefetin bir araya gelmesini artı 1, artı 2 gibi kafa bulandırıcı ithamlarla ve medya desteği ile körükleyip milleti yanıltmaya çalışıyorlar.

Bu yalan, çarpıtma ve iftiraların doğru olmadığını milletimize anlatmaya çalışan medya gücü olan Milli Gazete ve az sayıda televizyon kanalı da, yine iktidar tarafından çeşitli metodlar kullanılarak baskı altına alınmaya çalışıyor.

Ama artık yalanlar gün ışığına çıktığından dolayı AKP inandırıcılığını toptan yitirmiştir. Milletimizin uyanışının emarelerini görmekteyiz. Milli Görüş ve Saadet’in şahlanma zamanı gelmiştir.

Yaklaşan Saadet kongresi inşaallah bu şahlanışın başlangıcı olacaktır.

MAYA VE KEZZAP

Kadrolarına aldılar onca kezzabı,

Sandılar ki, bunlar hep ak maya!

Süte maya diye kattılar kezzabı,

Tencere eridi, süt başladı akmaya!

Ekrem Şama