BUNLARA HAİN DENMEZ DE NE DENİR?

Türkiye’nin ve İslam dünyasının, hatta tüm dünyanın kurtuluş reçetesini elinde bulunduran Milli Görüş’ün önüne engeller koyup böldürenler bunlar değil miydi?

Yeniden Büyük Türkiye ideali için yapılan temel sanayi tesislerini üretimden alıkoymak, yenilerinin yapılmasını da engellemek için maşalar kullananlar bunlar değil miydi?

Havuz sistemini uygulattırmayan, denk bütçeyi akıldan bile geçirttirmeyen, Erbakan Hocamızın ve Milli Görüşün ülkemizi ve milletimizi kurtaracak olan ekonomik politikalarını uygulattırmayanlar bunlar değil miydi?

Yüksek faizli borç alıp, bunları ölü ve üretken olmayan sahalara yatırmalarını sağlamak için birilerini heveslendirenler ve itekleyenler bunlar değil miydi?

Faiz bir dünya gerçeğidir, faizsiz ekonomi olmaz diye bir kural ihdas edip, bunun uygulanmasını sağlattıranlar bunlar değil miydi?

“Okyanus ötesi” ile işbirliği yapıp, altımıza borular döşettirip “ne istedilerse” oluk oluk akıttıranlar bunlar değil miydi?

Tarım ve hayvancılığı motor sektörler olmaktan çıkarıp, dahilde onlara ürettirmedikleri ürünlerin, yüzlerce milyar dolar harcatarak ithal edilmesini murad edenler bunlar değil miydi?

Tarım ürünlerine kotalar koydurup, dışarıdan sağlıksız ürün ithal edilmesini teşvik ederek, gıdalarımızla oynayanlar bunlar değil miydi?

Üretime dayalı sürdürülebilir bir ekonomi yerine, anlık ve kısa süreli vurgunlar yapıp, yurt dışına çıkarılmaya müsait olan “sıcak para ekonomisi” uygulanması için ellerinden geleni yapanlar bunlar değil miydi?

Üretimi tamamen devreden çıkarıp, ekonomik dengeleri faiz, döviz ve altın alternatifine indirgeyen ve bunu uyguluyorum diye piyasaların allak bullak olmasına sebep olanlar bunlar değil miydi? Önce altın ve dövizi tırmandırıp işletmelerin finans kaynaklarını mahvettiren, bu arada ellerinde mevcut bulunan döviz rezervlerini piyasaya sürüp milyarlar vurduktan sonra, bu paraları arttırdıkları faiz fiatı ile piyasaya sürerek, bu sefer de faizden kat kat voli vurup yurt dışına kaçıranlar bunlar değil miydi?

Düzeni buna göre kurdurarak özel sektör, belediyeler ve devlet bütçesinden her yıl astronomik miktarlardaki servetleri faiz olarak hapır hupur yutan, milli gelirimizi her yıl eksiye doğru iteleyenler bunlar değil miydi?

Hazine rezervlerini, dalgalandırdıkları döviz fiyatları aralığında yüzlerce milyar dolarla ölçülecek miktarlarda vurgun konusu yapıp, katmerli kazançlar elde edenler bunlar değil miydi?

Kendileri yüksek faize karşıymış tavırları sergilerken, dünyanın en yüksek oranlı faizlerini uygulatıp yüklerini tutanlar bunlar değil miydi?

Bu kadar aleni ülkemizi soyup eşelek haline getiren, kalkınmamızın önüne engeller koyan, dar gelirlilerin, ücretlilerin, çifçinin, esnafın, sanayicinin, ihracatçının emeklilerin ezilmesi pahasına servetlerine servet katıp ülkemizi sömürenlere hain demeyeceğiz de ne diyeceğiz?

Bunlar elbette ihanet içindedirler!

Bunlar elbette katmerli haindirler!

Bunlar elbette düşmandırlar!

Hem ülkemize, hem de İslam dünyasına düşmandırlar!

Kimleri mi kasdediyoruz?

Elbette anladınız!

Dış güçleri kasdediyoruz.

Bunlar alçaktır, bunlar melundur, bunlar başımızın belasıdırlar!

Bu “dış güçler” bu sömürüleri yapmamış olsaydı, bu günkü Türkiye, tüketilmiş Türkiye değil, YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE olurdu!

Bu “dış güçler” engel olmasaydı, Türkiye çoktan çemberlerini kırmış, YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE olmuştu!

Bu “dış güçler" ayaklara dolanmasaydı YENİ BİR DÜNYA çoktan kurulmuş olurdu!

TOKMAK SESLERİ

Sanmayın ki, kulaklarımıza gelen,

Saatlerin tik-tak sesleri!

Anlayın ki, kulak zarlarımızı delen

Sömürünün tokmak sesleri!

Ekrem Şama