Fark yaratmayı sadece alışılmadık tasarımlar ya da yeni keşifler yapmak olarak düşünmemeli, ahlaki konular dahil herşeyde bir güzelliği ortaya çıkarmak, insanların mutluluğuna, huzura, barışa vesile olacak çalışmalar yapmak da fark yaratmaktır.

Bunun önemini özellikle son günlerde yaşanan olaylarda çok net olarak görüyoruz. Provokasyona sebebiyet verecek açıklamalardan kaçınmak, yatıştırıcı ve uzlaştırıcı olmak, fitneyi söndürmek çok hayati önem taşıyor.

Herkesin hassas olduğu bu dönemlerde gücü yettiğince kalabalığa uymak yerine demokrasiden, özgürlükten yana olup, kargaşadan uzak durarak fark yaratmak gerekiyor.

Söylenen her cümle, yanlış anlaşılmaları engellemek için sarf edilecek her çaba çok gerekli. Sakın “Bana mı kaldı” demeyin.

Herkes unutmuşken, hiç kimse ilgilenmezken ihtiyacı olan birine yardım etmek fark yaratmaktır, kendi ihtiyacı varken bir başkasını düşünebilmek, herkesin unuttuğu konuları hatırlatmak için çalışmak da fark yaratmaktır.

Başkalarının sinirlendiği bir olayda öfkesini yenmeyi bilen bir insan hiç kuşkusuz ki bir adım öndedir. Hasta olduğunda da sabırlı olabilen, şikayetçi üslup kullanmayan, terslenmeyen yani güzel ahlakını değiştirmeyen biri de fark yaratıyordur.

Öncelikle kendinizi iyi tanıyın, davranışlarınızı sanki başka birini eleştiriyormuş gibi, kendinize dışarıdan bakarak tartın. Eksiklerinizi tespit edip, çözümlerini düşünün ve sonrasında bunları uygulayın ve kararlı olun. Hayatınızdaki olumlu gelişmelere siz de şaşıracaksınız.

Hemen uygulamaya başlamak için kendinizi şu konularda kontrol edin:

-Sinir uçlarınıza dokunacak ya da fikirlerinize uymayan bir haber gördüğünüzde öncelikle doğruluğunu araştırıp, çift yönlü düşünebiliyor musunuz?

-Biri size iyi davrandığında siz de ona iyi davranıyorsanız bu tabi ki güzel ama o kişi kötü davrandığında iyi davranabiliyor musunuz?

-Her konuda önce olumsuz yönleri gören, sürekli hataları, eksiklikleri dile getiren birine olaylardaki hikmetleri, hayırları ve güzel yönleri hatırlatabiliyor musunuz? Üstelik bunu o kişiyi rahatsız etmeden yapabiliyor musunuz?

-Sabırsız birine bunun kötülüğünü, zararlarını, sabır ve tahammül arasındaki farkı anlatıp, daha da önemlisi siz örnek olabiliyor musunuz?

-Kolay öfkelenen birine öfkenin faydasının olmayacağını hatta büyük zararlara ve sıkıntıya sebep olacağını, öfkeyi yenmenin güzel olduğunu anlatabiliyor musunuz ve tabi ki bunun doğruluğunu yaşayarak gösterebiliyor musunuz?

Bunlar çok önemli konular, toplumsal huzura da vesile olacak, 3. Sayfadaki dehşet haberlerini yok edecek vesileler. “Bana mı kaldı” demeden, hem kendiniz hem de çevrenizdekiler için bu değişimleri gerçekleştirmeye çalışın.

Maneviyat eksikliği, ruhun körelmesine sebep olabilir

Öfkelenmek, kin duymak, sabırsızlık, ters davranmak kolay olandır. Güzel ahlak ise çaba ve dikkat gerektirir. Kolayı seçen ve kendisini nefsinin hakimiyetine bırakan bir kişi, insani vasıflarını kaybedecek hale bile gelebilir. Affedicilik, hoşgörü, şefkat gibi güzel özelliklerini yitirebilir. Sabır göstermenin, bağışlamanın, sevginin gerekliliğini anlamayacak kadar ruhunu köreltebilir.

İşte bu körelme, maneviyat eksikliğinin bir sonucudur ve günlük yaşamda da olumsuz anlamda çok şiddetli şekilde etkisini gösterir.

Herkesin bildiği gibi sözün tahrip gücü şiddetlidir. Kullandığınız bir kelime ya da yaptığınız bir yorum ile insanları çok rahatsız ve huzursuz edebilirsiniz ancak vicdanınızı kullanırsanız tam tersini de yapabilirsiniz. Herşeye itiraz eden biri iken istikrarlı şekilde “Olabilir, tabi ki, tamam, neden olmasın” gibi olumlu sözcükler kullanarak kendinizi itiraz ruh halinden kurtarabilirsiniz.

Gelin, bundan sonrasında mümkün olduğunca sevecen, coşkulu, ümitvar, heyecan verici, şevk verici ve insanları mutlu etmeyi hedefleyen güzel sözler edin ki kalpler rahatlasın.

Güzel gördüğünüz herhangi bir şeyi takdir ettiğinizi, –bu kimi zaman dış güzellikle ilgili olabilir, kimi zaman bir yemek, kimi zaman güzel bir mekan, kimi zaman ise güzel bir davranış olabilir- beğenme ve şükran hisleri içinde olduğunuzu mutlaka belirtin.

Size yardımcı olan birine teşekkür edin ya da yanlış birşey yapanı "Bir hayır vardır" diyerek teselli edip, destek olun, ters davrananı itidale davet edecek şekilde konuşun, şefkatle yaklaşın.

Bütün bunlar ilk anda zor gibi gelse de aslında hepsi sizin için de bir huzur, güzellik vesilesi olacaktır.

Allah ülkemizi daha da bereketli kılsın, sevgiyi, saygıyı, huzuru hakim etsin. Kargaşa çıkarmaya çalışanlara fırsat vermeyelim hatta onlara inat daha da kenetlenelim, kardeşliğimizi pekiştirelim. Unutmayın ki başkasından beklemek faydasız, bunu oluşturmak bizlerin elinde.