Çocukluğundan itibaren kötü muamele görmüş, yetersiz bakıma maruz kalmış, ilgi ve sevgi görmemiş, özgüveni gelişememiş kişilerin ilişkilerde şiddete maruz kalma riski daha fazla oluyor. Genel olarak erkeklerin ilişkilerde şiddet uyguladığına dair bir algı olsa da kadınlar da şiddetin birçok çeşidini partnerine yapabilmektedir.


Son zamanlarda artan şiddete varan öfke patlamaları, aşk cinayetleri, ilişki şiddeti, eski eşini yaraladı ya da öldürdü, kıskançlıktan gözü döndü, sevgilisini sokak ortasında dövdü, istismara uğradı gibi şiddete dayalı haberler toplumun her bir ferdini derinden üzüyor ve endişeye sevk ediyor.

 

Sizden "İlişkilerde birbirini çok seven insanlar nasıl oluyor da birbirine zarar verecek hale geliyor?" gibi sorular geliyor. Günümüzde sadece fiziksel şiddet değil, baskıyla ve kısıtlamalarla oluşan sözlü olan psikolojik şiddet, kişinin izin hakkı vermediği halde "hayır" demesine rağmen cinsel şiddet ve istismar olması da ilişkide büyük bir sorun oluşturmaktadır.Aşk için körlük hali diyebiliriz. İlişki döneminde yaşanan duygu yoğunluğunda karşı tarafın olumsuz tutum ve davranışları daha katlanılabilir gözükebilir gözümüze veya bazı şeylerin zamanla değişeceğine inancımız oluşur çünkü aşk böyle büyüleyici bir durumdur. Kişiler birbirlerini tanıyıp, anlaştığı, psikolojik olarak mutlu hissettiği, kendilerine zarar vermeyeceği algısına sahip olduğunda sağlıklı bir ilişki devam eder. Bunun haricinde ilişkinin başlarında güç ve otoriteyi oluşturmaya yönelik ilişki şiddeti ortaya çıkar. Genel olarak erkeklerin ilişki şiddeti yaptığına dair bir algı olsa da kadınlar da şiddetin birçok çeşidini partnerine yapabilmektedir.

İlişki şiddeti’ni genelde şu başlıklar altında değerlendirebiliriz;

1. Fiziksel ilişki şiddeti

Bir partnerin diğerinin bedenine kasıtlı olarak zarar verme durumudur. Bu kişide ya öfke kontrol bozukluğu vardır ya da bu durumdan haz duymaktadır. Otorite ve gücün onda olması gerektiğini ispatlamaya çalışır. Örneğin; tırmalamak, tokat atmak, itmek, sıkıştırmak, ısırmak, boğmak, yakmak, dövmek, silahla yaralamak vb. davranışlardır.

2. Cinsel ilişki şiddeti

Bir partnerin diğerini cinsel birliktelik veya yakınlık yaşamak için zorlaması, cinsellik konusunda "hayır"ı kabul etmemesidir. Bu kişinin, kişilik bozukluğunun olduğunu veya sapkınlıkları olan takıntılı bir kişilik yapısı olduğunu gösterebilir. Örneğin; tecavüz, tecavüz girişimi, taciz ve kürtajı da içine alan cinsel istismar davranışlarıdır.

3. Psikolojik ilişki şiddeti

Bir partnerin diğerinde korku uyandıracak, kendine olan güvenini ve saygısını zedeleyecek biçimde konuşması ve davranmasıdır. Burada kişinin daha bencil bir kişiliğe sahip olabileceği ya da kendisinin psikolojik bazı sorunlarının olabileceği düşünülebilir. Örneğin; aşağılamak, arkadaşlarının önünde küçük düşürücü davranışlarda bulunmak, partnerinin duygu ve düşüncelerini önemsemeyerek kendi istek ve beklentilerini karşılatmaya çalışmak, değersiz hissettirmek, ona mecburmuş gibi algı oluşturmak ya da suçlayarak azarlamak gibi fiziksel bir durum içermeyen ancak karşıdakini psikolojik olarak yaralayan ifadeleri barındırmaktadır.

4. Sosyal ilişki şiddeti

Bir partnerin diğerinin sosyal ilişkilerini kısıtlaması, kontrol etmesi ve sosyal çevreden soyutlamasıdır. Aslında kişinin kendisinde güven ile ilgili sorun olabileceğini gösterir. Örneğin; ondan önce yaşanmış olan hayatına saygısızlık etmek, arkadaş - iş ve aile ortamından uzaklaştırmak, başkalarıyla olan ilişkisini kıskanmak ve yargılamak gibi davranışlardır.

5. Dijital ilişki şiddeti

Bir partnerin teknolojik araçları diğerini kontrol etmek için kullanması, bu araçlar aracılığıyla tehdit etmesidir. Örneğin; kullanılan sosyal medya ağlarının kontrolü, şifrelerinin verilmesi, sosyal medya ağlarında yapılan arkadaşlıkların silinmesi veya engellenmesi, bazı uygulamalarla partnerinin ne zaman nerede olduğunu takip etmesi gibi davranışlardır.

6. Israrlı takip (Stalking) Şiddeti


Ayrıldıktan sonra ya da halen birlikte olunan partnerin diğerini sürekli izlemesi ve takip etmesidir. Takip davranışı, korku uyandırmayı, gözdağı vermeyi, yanlış bir şey yapıyormuş gibi algı oluşturmayı ve güvencesiz hissettirmeyi hedefleyen davranışlardır.

Sonuç olarak, şiddete ya da saldırgan davranışlara başvuran kişinin sorunu en başta ailesinden başlar, ailesinin ve aralarındaki ilişkisel tutumun önemiyle devam eder, aileden gelen genetik geçişinde büyük rolü vardır. Eğer ailede ensest ilişkiler ve istismara açık durumlar varsa ve çocuk bunlara şahit olmuş veya kendisi yaşamışsa, ailede ciddi bir psikolojik rahatsızlık varsa ergenliğinden itibaren yetişkinliğine dayanan ilişkilerinde sorunları oluşturan taraf olabilir. Yani; çocukluğundan itibaren kötü muamele görmüş, yetersiz bakıma maruz kalmış, ilgi ve sevgi görmemiş, özgüveni gelişememiş kişilerin ise ilişki şiddetine maruz kalma riski daha fazla olabilir. Şiddetin zirveye ulaştığı günümüz ilişki koşullarında şiddet uygulayan ve şiddet gören de mutlaka profesyonel yardım almalıdır.

 

Hepimizin sağduyulu ve profesyonel ilişki davranışları sergileyen insanlar olmamız ve öyle insanlarla da karşılamamız temennisiyle huzurlu günler dilerim.

 

Hoşça ve Dostça Kalın.

 

Tüm İlişki Sorunları İçin Çekinmeden Profesyonel Destek Hattımızı arayın 05447243650