Şaka Değil Soykırım!

Yaklaşık 73 yıldır işgal altında olan doğu Türkistan’da 2014’te oluşturulmaya başlanan toplama kamplarında (Çin kaynaklarına göre)8 milyonu aşkın Uygur Türk'ü adeta tecirt edilmiş olarak zorla tutulmaktadır.

Çin yönetimi 2017’de doğu Türkistan’da başlattığı sistematik göz altlıların ardından adeta açık cezaevlerine çevirdiği Kamplara zorla topladığı Uygur halkını yerleştirmiştir.

 O tarihten bu güne ”eğitim verdiği” gerekçesi ile kamplarda tuttuğu uygulara yönelik jenosit, yani soykırım uygulamaktadır.

II. Dünya Savaşı Nazi kamplarının benzeri olan Çin’in Doğu Türkistan kampları yine II.Dünya savaşından bu yana en ağır suçların işlendiği soykırım merkezlerine dönüşmüştür.

Çin yönetiminin zulmünü meşrulaştırmak için tüm Dünya’ya “75 aşırılık belgesi” ile sunduğu suçlar ise trajı komiktir.(Namaz kılmak, Kur’an okumak, oruç tutmak, kendi dilini konuşmak, ikiden fazla çocuk sahibi olmak vb.)

Farklı alanlarda kurulmuş yaklaşık 1300 civarındaki toplama kamplarında öldürme, işkence, tecavüz, beyin yıkama ve tıbbi-biyolojik deneylerinin yapıldığı ifade edilmektedir.

Doğu Türkistan’da zaten var olan zulmün üzerine yenileri eklenmekte, aileler parçalanmakta, kadınlar tecavüze uğramakta, çocuklar Çinlileştirilmeye tabi tutulmakta, yaşlılar ve erkeler hapishanelerde ağır işkenceler görmektedirler.

İşlediği suçları bir takım karartma usulleri ile gizlemeye çalışsa da mağdurların ifadeleri ve yapılan araştırmalar Çın’in Doğu Türkistan halkı üzerinde uyguladığı zulmü tüm dünyanın bilgisine sunmaktadır.

Bu satırlarda Çin’in Toplama kamplarına dikkat çekmek isterken aynı zamanda Dayak yiyen, tecavüze ve cinsel şiddete uğrayan, aç, susuz ve uykusuz bırakılan, çöl ortasındaki kamplarda yazın sıcağında, bazen de kışın soğuğunda çırılçıplak hâlde bekletilen, İnanç ve değerlerini inkâra zorlanan, domuz eti yedirilip içki içirilen, psikolojik ve moral değerleri yerle bir edilen umutları, yarınları ellerinden alınan, geride bıraktığı aile ve yakınlarıyla bağları kopartılan, çocukları kreş ve yatılı okullara kapatıldığı için aklı hep onlarda kalan, İnanmadıkları Çin Komünist Partisi (ÇKP) ideolojisinin söylevlerini, marş ve şiirlerini ezberlemek zorunda bırakılan, bir dinmişçesine partinin liderlerine tazime zorlanan mazlum bir milletten bahsediyoruz..

İnanmakta güçlük çektiğimiz tüm zulümler ne yazık ki” uygar dünyanın” hakikatleri.

Evet, bütün bunlar şaka değil bir soykırım!.

Dört yıldır Doğu Türkistan Cehenneme çevrilmiş, insanların yaşam güvenliği tamamen ortadan kaldırılmıştır. ABD, Kanada ve Hollanda başta olmak üzere dünya ülkeleri işlenen hak ihlallerini soykırım olarak tanımış olmasına rağmen kamplar hala faaliyettedir.

Bizler de Din kardeşliğimiz, milliyetimiz, iman ve vicdanımızın gereği olarak Doğu Türkistan Kamplarından yükselen sessiz çığlıklara ses vermek üzere harekete geçiyoruz..

1 Nisan’da Türkiye’den tüm Dünya’ya “şaka değil  soykırım” diye haykıracağız!.

Doğu Türkistan Platformunun yüzlerce sivil imzacı ve uluslararası katılımcı ile “Şaka Değil Soykırım” başlığı ile gerçekleştireceği organizasyonlara tam destek vereceğiz.

1 Nisan 2021 saat 11.00’de Beyazıt Meydanı ve Türkiye’nin tüm şehirlerinde basın açıklaması, yapılacak, konuya dair Fotoğraf sergileri düzenlenecektir.

 Aynı günün akşamı (1Nisan 20201) saat 21.00’de ise  “Şaka Değil Soykırım” başlığı ile TT çalışması gerçekleştirilecektir.

 Özellikle sosyal medya üzerinden Dünya gündeminde yer alması öngörülen TT çalışması için tüm okurlarımızı Doğu Türkistan meselesine sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Şaka Değil Bu Bir Soykırım!

Not

Not: tüm gelişmeler bu adresten takip edilebilir.

 http://sakadegilsoykirim.com/