Urumçi Katliamı

 Guandong benim için Guantanomodan farksızdır!

Çünkü Guandong’da tıpkı Guantanomu gibi Müslüman kardeşlerimin zorla tutulduğu, işkence gördüğü bir toplama kampıdır.

Çin hükümetinin “iş gücü fazlalığı” bahanesiyle Uygur Türkü olan gençleri- özelliklede genç kızları- sürgüne gönderdiği ve Çinin iç kısmalarında yer alan bir esaret- şehridir.

2003’ten bu yana Doğu Türkistanlı Gençlerimizin zorla alıkonduğu, aşağılandığı, sıkıyönetim altında tutulduğu ve ağır şartlar altında iş gücünün sömürüldüğü fabrika ve atölyelerin bulunduğu bir cezaevidir Guandong.

Temmuz 2009’da eli sopalı yüzlerce Çinli tarafından yatakhanelerinde saldırıya uğrayan 800’ün üzerindeki işçinin 500’nün katledildiği 600 gencin ise “başka yere sevk edildikleri gerekçesi” ile kaybedildiği bir yerdir Guandong. 

5 Temmuzda Urumçi’de meydanları doldurarak, yapılan bu katliamı protesto etmeye çalışan Uygurların akıbeti de farklı olmamıştır. Çin Polisi acımasızca, kadın çocuk demeden Uygurların üzerine namlulardan ateş yağdırmış, katliamlarına yenilerini eklemiştir. 

 Urumçi’de başlayan kıyım artarak devam etmiş ve kısa sürede tüm bölgeye yayılmıştır. Evlere baskınlar düzenlenmiş, insanlar toplanmış, sokağa çıkma yasağı uygulanarak Uygur halkı adeta evlerine hapsedilmiştir. Polisin katliamlarına devletin kışkırttığı Çin halkı da eklenince binlerce uygur hayatını kaybetmiş bu adeta bir soykırıma dönüşmüştür.

Doğu Türkistan Şincan  (kazanılmış topraklar) olduğundan bu yana bu hep böyledir. Yani 1884’te Çin imparatorluğu bu toprakları işgal ettiğinden bugüne, Uygurların kaderi adeta Çin işkencesine teslim edilmiştir? 

Uygur halkı kendi yurdunda “yurtsuz” bir vaziyette kalmış, maruz kaldığı Çin zulmünü Dünya’ya ve Müslümanlara duyurabilmeyi başaramamıştır. 

Müslüman Uygur halkı öteden beri esaretin her türlüsünü yaşamış, ötelenmiş, sömürülmüş, horlanmış,ezilmiş, esaret altında inleyip durmuştur.. 

Başta Kudüs olmak üzere İslam Coğrafyalarının yüzlerce yıldır sindirilmek, yok edilmek, asimile edilmek istendiği hepimizin malumudur.

Peki, ama ya Ümmetin sessiz çığlığı olan Doğu Türkistan?

Çin Milliyetçiliğinin katlettiği bu masumlar ve tüm yaşananlara rağmen hala o “sabık” atölyelerde çile doldurmaya devam eden gençler?

 Elbette ki onlar da ümmetin evlatlarıdır.

 Soydaşlarımız, Dindaşlarımızdır!

Guandon’dan bu yana oluşturulmuş olan 1300 civarındaki toplama kampında “Çinlileştirme” politikası yürüten Çin’in bunu Dünya kamuoyuna “eğitim kampları” diye izah çabasına rağmen belgelenmiş bir asimilasyon olduğu gün gibi aşikârdır artık

Düşünün bir!.

Yüz yıllarca var olduğunuz kendi topraklarınızda başkaları tarafından yönetilen, size biçilen kaderi yaşamak zorunda bırakılan ve buna her itirazınızda topluca katledilen bir milletsiniz. Hatta Millet olmanıza dahi izin verilmeyen, fert olarak başka bir milletin insafında yaşamanıza-müsaade edilen- kimselersiniz. 

Nesliniz, geleceğiniz, yaşam hakkınız üzerinde hiçbir tasarrufunuz olmadan, sessiz çığlıklarınızın kimseler tarafından duyulmadan size geri döndüğünü bir düşünün!.

Tüm yaşadıklarınıza rağmen dünyadaki Müslüman kardeşlerinizin kapılarını sonuna kadar açarak-sizi umursamadan-size tanrılık taslayanların ekonomisini nasıl beslediğini sormaz mısınız!?

Nitekim İslam dünyasının Kutsalı olan Kâbe’yi bile adeta bir “Çin çöplüğüne” çevirip, tespihimizin, takkemizin, seccademizin parası ile ekonomik sömürü düzeni kuran ve  bize hükmeden bir güç meydana getiriyor değil miyiz? 

Siz acı içinde yaşarken, doğmamış çocuklarınız “fazlalık” diye katledilirken, hapishanelerde milletiniz işkence görürken sormaz mısınız Alemi İslam’a “Kudüs ile Doğu Türkistan arasında ne fark var ”diye.

Ve yine sormaz mısınız “Filistin’in başına musallat ettiğiniz zalimleri de, Doğu Türkistan’ın kaderini terk ettiğiniz zalimleri de besleyen, büyüten devleştiren  siz kardeşlerim değil misiniz” diye..

Dünyayı fesada duçar eden, İslam dünyasının eliyle ekonomisini besleyip devleşen İsrail’den farklı mıdır Çin.

Hasılı, 5 Temmuz Urumçi katliamının yıldönümünde,  yer yüzüne yayılıp İslam Coğrafyalarından beslenen bu çekirge sürüsüne yeniden dikkat çekmek lazım gelir.

Bknz

https://www.meridyenhaber.com/saka-degil-soykirim-makale,45359.html