SEVGİ'NİN SİHİRLİ GÜCÜ

Sevgi ve korku hayatta hakimiyet kurmuş iki ana duygu! Bizler doğduğumuzda saf sevgi olarak doğarız.  Dış faktörlerin etkisi ile korku denen duygu yerini alır ruhumuzda. Korkunun asıl temeli sevgidir aslıdır bizlere sevgi verilmeyince yerini korkuya bırakır. 

Peki bu korku ve sevgi bizlerin yaşamını nasıl etkiler kısaca değinelim.

Hayatın temelidir sevgi, sevgi üzerine inşa edilen dünyamız ile ancak sevgiye uyumlu olduğumuz zaman dost olur onunla iyi geçiririz.  Sevgiyle yoğrulmus bir ruh dış dünyayı bir tehdit olarak algılamayıp içinde başlattığı dostluğu dünya ile de entegre ederek yaşamını verimli bir hale getirebilir.

İnsanlar 0-3 yaş arası çocukluk döneminde annesi ile kurduğu güvenli bağlanma döneminde inşa eder sevgi kalesini ruhunda. Annesinin açtığı pencereden bakan çocuğun ruh hali annenin ruh hali ile doğru orantılıdır.  Korku ve kaygı dolu bir anne; aynı korku ve kaygıyı çocuğuna enjekte ederek çocuğun da hayat boyu korku ve kaygıların içinde yaşamanın ilk evresini başlatmış olur.

Sevginin temeli atılmamış bir ruhda huzuru yakalamak zordur. Ayrıca başarı ve kariyer kazanması da kişinin yine hayata güven penceresinden bakması ile mümkündür.  Bir sonraki adımını güven basamağına basarak ilerler bireyler.

Korku; kişinin donup kalmasını verimli olmasını engeller.  Başarılı insanların hayatına baktığımızda onların hayat ile barışık herkes ile uyumu yakalamış son derece özgüvenli olduğunu görürüz.  İşte bu duyguların temelidir sevgi.

Bizler mümkün olduğu kadar ruhumuzda korkuya yer vermemek oldukça çaba gösterelim. Kişisel gelişim alanında kendimizi geliştirerek bizlere hakim olan korku duygusunu bertaraf edebiliriz.  Kendimize yaptığımız her bir yatırım aslında topluma yapılmış bir yatırımdır. Toplumsal olarak sevgi dolu ve üretken bir toplum olmanın kaynağı eğitimdir.

Korku; bağışıklık sisteminin düşmesinede sebep olur.  Yaklaşık bir yıldır korku içinde yaşıyoruz.  O  yüzden daha çok etkileniyoruz. İnsanın korktuğu başına gelirmiş. Böyle durumlarda nötr olmak en iyisidir daha çok etkilenmemesi için insanın.

Sevgi bizlerin tekamül yolculuğunda bizlere yol gösterici bir rehberdir.  Ruhsal olarak yükselmenin tek şartı sevgidir. Sevgiyi ruhumuzda hissetmedikçe dünyadaki hiç  bir şeyi sevemeyiz. İnsan sevmeye başladımı yaşamaya da başlar. Sevgi ruhumuzun güneşidir.  İç dünyamızı ısıtan sevgi ancak çiçekler açar ruhumuz.

William Shakespear'ında dediği gibi;

Sevgi ektiğimiz yerde, sevinç büyür. Mutlu toplumları sevgi dolu bireyler oluşturur. Korkuyla sindirilen toplumlar diktatör rejimlerin arenası olmuştur. O yüzden korku cahilleri sever. Korkudan kurtulmak için bilgi deryasına girmek gerekir. İyi ve kötüyü, ak ile karayı seçersek korkudan kurtuluruz.

KALP; sevgi makamına ermedikçe ruhun kurtuluşa ermez.
Kur’an-ı Kerim’de, “Bu dünyada kör olanlar, ahirette de kör olarak haşredilecektir.” (İsra 72) buyurularak haber verilir.
Bizler sevmedikçe dünyada bir kör olarak dolaşır ve kör olarak da ölürüz.  Sevgi; bizim gözümüzün nurudur aslında. Aslımıza ermek için sevgi deryasına düşmek gerekir.  Korku da olmak şeytanın en sevdiği haldir insanda.  O tezgahını korku dolu insanların ruhuna kurar.

Rabbimiz bizlere  Vedud esması tecelli ettiği için azaldığı takdirde sıkıntıdan kurtulamayız.  Korkunun ağına düştüğümüzde Ya Vedud esmasını çekmek bizlere ilaç olur.

Sonuç olarak diyebiliriz ki; sevgisiz yaşam yaşam değildir bitkisel hayattır.  İnsan sevdiği zaman insan boyutuna geçer.

Peygamber Efendimiz bir Hadis-i Şerifte buyurduğu üzere; 

İman etmedikçe cennete giremezsiniz.
Birbirinizi sevmedikçe de (kamil manada) iman etmiş olmazsınız." (Müslim-Ebu Davud) 

Yani hakiki iman sevgiden geçiyor bu derece önemlidir sevgi bizler için!

 Her bir hücremizin sevgi ile dolduğu ve korkunun bizlerden fersah fersah uzak olduğu günlerin huzurunu hissetmek dileğiyle....

Sevgiler...

Aslı Soylu