NE DÜNYALI OL NE DE DÜNYADAN

Neydi dünyalı olmak ? Ne de  dünyadan olmak aklımıza bu soru gelebilir. Nacizane elimizden geldiğince değinelim kıymetli okurlar....

Dünya; yerküremiz doğduğumuz gezegen.  Anne karnından düştüğümüzde yaşamsal faaliyetlerimizin bütününe cevaplar verir. 

Ruhsal ve bedensel olarak büyüdüğümüz dünya çok kıymetli bir yerdir.  Adeta bizim oluştuğumuz ikinci bir rahimdir.

Bedensel olarak büyümemiz dursada ruhsal büyüme sonsuzdur.  Dünyada başlayan ruhsal büyüme en fazla yolu dünyada kateder.

Dünya ile dost olmak gerek.  Bu zamana kadar bize dünyanın kötü bir yer olduğunu empoze ettiler.  Bizlerde dünyanın kötü acı çekilen bir olarak kendimize kodladık. 
Ve böylece zoru çağırdık hep hayatımıza bilinç olarak.

Tekamül yolumuzun başı dünyadır.  Cennetin ve cehenneme giden yol dünyadan geçer.  Dünyadaki yapmış olduğumuz faaliyetler bütünün sonucu olarak gelecek yurdumuzu tayin ederiz. 

Dünya cazibelidir, çekicidir.  Hayranlık uyandırır bizlere mal,  mülk şatafat olarak.  Asıl imtihanlara burada başlıyoruz. Kendi doğrularımızı dünyasal bir bedel satabilirmiyiz  bunları test yeri dünyadır.

Karakter itibari ile ruhsal olgunluğa erişmiştir insanın bu gibi oyunlara gelmesi mümkün değildir.  Ancak karakteri oturmayan kendini bilmeyenler bu oyuna gelebilir.  Böyle insanları dünya değirmendeki buğday gibi öğütür . Un ufak olur gider. 

Lakin kendini bulmuş karakteri oturmuş insanlar ise bu oyuna gelmez.  Dünyayı bir binek olarak kullanır.  Ulaşmak isteği menzili dünya ile elde eder. Zekat sadaka bunlara en güzel örnektir. 

Dünyadan tamamen sıyrılmak uygun değildir.  Dünya bir çalışma arenasıdır.  İyilik heybemizi biz burada doldururuz.  Bir ayağımız dünyada bir ayağımız ise ötelerde olmalı ki ancak denge insanı olalım.  Yoksa tamamen dünyayı yurt bilmek bizi esfeli safiline yani aşağılar aşağısına çeker. 
Mümin ne dünyalı olur nede dünyadan olur. Çünkü yüce Rabbimizin tüm isim ve tecellisini dünyada okur imanını artırır.

Hayırlı huzurlu haftalar kıymetli okurlar...

Aslı Soylu