Dolar dolar...

Çöp kovası, çamaşır sepeti,

Bazen boş bir çerçeve

Ama en çok da gözlerin

Dolar dolar dolar!

***

Cinaslı şiir ile başladım güne. Günaydın ve hayırlı cumalar pek güzel insanlar.

23 Nisan günü 5 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz edildi

Bu olayı büyüten bir kesim var!

Yahu, insanların tecavüz hakkına neden mani olmak istiyorsunuz?

Bu olayı fırsat bilip kanunlara laf ediyormuş bazıları! Çok ayıp ama! İşiniz gücünüz kabahat kovalamak! Kanun, eğitim filan bunlar boş işler! Takıl Ertuğrul'a hayatını yaşa!

Hem bunları fazla duyurmak suç pornografisiyle suçtan haz alır hale getirir insanı. O yüzden bacına, kızına bile dokansalar ses etme.

Onlara bağırmayı değil, kabullenmeyi öğreteceksiniz.

Öyle tepki mepki vermek coşkusuyla ota çoka protesto yapılır mı?

Son günlerde Che filan mı okudunuz?

Bırakın bu işleri?

Şey okuyun siz; İsim verecektim.

Vaz geçtim.

Genel olarak masal okuyun. Okumayı sevmeyenler de işte, Tarihi dizilerle istedikleri kadar uyuşabilir.

***

Sonra efendim! Neymiş; Soğan pahalıymış. Soğan pahalı değil, ancak kıymeti harbiyesi yeni anlaşıldı.

Yıllarca soğanın değeri bilinmedi. Altını yiyebiliyor musunuz?

Hayır! Ama yiyemediğin altına o kadar para say soğan biraz naz yapınca!

Vay sende mi brütüs?

Evet evet o da!

Lahmacuna sarıp sarıp, kömüş gibi yediniz, sonrasında "ay leş gibi kokuyor" diyerek rencide ettiniz.

Depresyon ve bunalım içinde yemek yaparken, acılarınıza ağladınız, suçu soğana attınız yalan mı?

"Ağlamıyorum, soğan doğruyordumda..." Soğan soğan olalı böyle edepsiz, nankör, kıymet bilmez yiyiciler tanımamıştır!

Sonra da hükümetin yanlış politikaların kurbanıyız dersiniz!

Oysa oysa, ister tanzimden ister bimden olsun, soğan soğandır ve çok da hassastır diye düşünmeliyiz.

Soğanlara evde özel oda ayırmalıyız. Odalarının penceresin gizlice açıp havalandırabiliriz. Soğanlar görmesin alınırlar. Her canlı ölümü tadacaktır biliyorsunuz. Çok sevgili soğanlarımuzın vadesi dolanı, alıp özür dileyeceğiz. Doğrarken, gözyaşlarımızın gerçekten soğan için olması lazım, başka bir şey düşünmemeye gayret edelim, soğanın kabuklarını mümkünse minik bir törenle gömelim.

Sonrası, biraz dua biraz irmik helvası.

Soğan çok önemli.

Allah cc musanın kavmine gökten bıldırcın eti ve helva indirdi de onlar hala yerin bitirdiklerinden, yerden bitenlerden istediler.

Soğan, sarımsak, bakla istediler.

Soğan istiyoruz.

Ekip biçmek, tarım yapmak, tarımı bitirenleri görmek istemiyoruz.

Soğan istiyoruz.

Üstelik ucuz istiyoruz.

Soğanı yemek, ama nerden geldiğini sormamak istiyoruz.

Çürük olsun, ithal olsun ama olsun istiyoruz.

Soğanı yiyip, menşeiyle ilgilenmemek istiyoruz. Sanki çok şey istiyoruz! Soğan demişken aklıma geldi.

Fatih Güleç isimli şahsa da teessürlerimi ve de teessüflerimi gönderiyorum.

Toprakla uğraşmayı, sebze yetiştirmeyi filan özendiriyor insanlara!

Çok provakatif hareketler bunlar Fatih bey! Şiddetle protesto ediyorum sizi. Ne o öyle kendi soğanımızı yetiştirebiliriz iddaları filan!

Bu bu resmen halkı şeye teşvik etmek!

Teşvik-i mesaiye! (Yeri gelmişken söyliyeyim, teşvik-i mesai değildir o teşrik-i mesai olacak canımlarım)

***

İstanbul Hava alanında görevli kıza, son derece naif bir cümle kurdu diye, dün geceden bu yana konuşulan ve tenkit edilen kırmızı çantalı kadıncağızı da anlamadınız!

Temas yok temas yok diyerek kendisini görevli kızın pençelerinden zor kurtardı garibim.

S. Süprüntüsü, koca k...... nı büyüteceğine, işini yap! dediyse ne olmuş hem?

İnsanlıktan nasibimizi almamışız yahu!

Tavsiye ve öğütleri bile tahrik olarak görüyoruz! Pretostoları şiddet olarak görüyoruz. Olmaz ama böyle!

***

Az kalsın unutuyordum!

Siz pamuk adam, Osman amcanın elini öpmediniz mi hala?

Sonrada vay efendim işlerimiz ters gidiyor, vay efendim yolda yürürken kafamıza kuş pisliyor! Sizde nasipsizlik var nasipsizlik!

Osman amcanın Kılıçtaroğlu'nu darp eden elini öpün bakın, hayatınız nasıl yoluna girecek.

Totosunu öperseniz cennetliksiniz, demedi demeyin.

***

Her şey bitimlidir. Bu makale de burada bitmek istiyor.

Sorunu gösterdik, çözüm önerisiyle bitirelim o halde.

Ülkece her şeyimiz yerli yerinde ama yeterli hapishane ve tımarhanemiz yok.

Eski havaalanı değerlendirilebilir belki bu şekilde. Adı da şey olur ;

Uçmak yasak, yatmak serbest! Herkese Saadetli günler dilerim.

Gudubet Haksever