Şeyh-i Ekber olarak şöhret bulan Muhyiddin İbn Arabî   Fütuhat-Mekkiye 1/298' de şöyle naklediyor: 

“Resulullah (a.s.m)’dan yaptığım rivayetlerin en acaibi şudur ki: Resulullah (a.s.m) sahabeleriyle birlikte mescitte oturduğu bir sırada derin bir gürültü işittiler ve (sahabeler) irkildiler. Bunun üzerine Resulullah (a.s.m), "Bu gürültünün ne olduğunu bilir misiniz?" diye sordu. Onlar, "Allah ve resulü bilir.” dediler. Bunun üzerine ferman etti ki: "Yetmiş senedir yuvarlanıp bu dakikada cehennemin dibine düşen bir taşın gürültüsüdür." sözünü daha yeni bitirmişti ki münafıklardan birinin evinden çığlık sesleri duyuldu. "Yetmiş yaşındaki meşhur münafık ölmüştü.'" (Bu haberi aldıklarında), Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm "Allahu ekber" dedi. Böylece sahabelerden alim olanlar, söz konusu taşın "o münafık" olduğunu anladılar.

Allah kendisini yarattığı günden beri cehennem ateşine (cehennem ateşinin çukuruna) doğru yuvarlanıyordu, nihayet yetmiş yıllık ömrü tamamlanınca cehennemin dibine ulaşmıştı. Nitekim, Nisa Suresi 145. ayette, “Şüphesiz münafıklar cehennemin en aşağı derekesindedir.” buyurulmuştur. Allah o gürültüyü/düşme sesini onlara işittirdi ki ibret alsınlar."

Bu Hadis-i Şerifi nakletmemin bir sebebi var elbette!

İskender Evrenesoğlu, nam-ı diğer sahte Peygamber,  geçtiğimiz günlerde ölmüş. Amerika'da ölen bu türedinin cenazesini Türkiye'ye getirmişler ve Bursa'ya gömmüşler. Cenazesine üç bin kişi katılmış, cenaze namazını da diyanete bağlı bir imam değil, kendi içlerinden bir akıl fukarası kıldırmış.

Şaşırmamak elde değil.

Şu dünyadan ne Peygamberler geldi geçti. Nuh (a.s.) 950 sene yaşadı da oğlunu iman ettiremedi.

Peygamberimiz (s.a.v.) kendisini çok seven kendisinin de çok sevdiği amcası Ebu Talip'i iman ettiremedi.

Bu adam nasıl oldu da vahiy kapısı kapanmışken, son peygamber gelmişken ve son din indirilmişken üç bin kişiyi kendisine inandırdı?!

Biri çıkacak, önce "Ben Mehdi'yim" diyecek, sonra o da kesmeyecek "Ben Peygamberim" diyecek.

Kaldı ki bu kişi 2009 yılında bir kız çocuğunu taciz etmekten tutuklanmış ve kefaletle serbest bırakılmış.

Benim aynı toprağı paylaştığım, aynı Allah'a inandığım üç bin kişi de bu adamın cenazesine gidecek öyle mi? UTANÇ TABLOSU...

Bu zihniyettteki insanlar olduğu sürece daha nice Ali Kalkancılar vurur İslam'a yeni darbeler.

Görmek de nasip işi demek ki... Gözündeki gözlüğü evin içinde arayan yaşlıların hali gibi şu üç bin kişinin hali.

Çok merhametli, çok sabırlı bir Rabbimiz var. Lut kavmi livatadan helak oldu, günümüzde her yerde var.

Medyen kavmi tartıda hile yaptı, helak oldu; günümüzde her yerde var. 

Nuh (a.s.)'ın kavmi Peygamber'e iman etmedi,  günümüzde gençlik deizme kayıp gidiyor.

Kısacası tüm kavimlerin helak sebepleri yeryüzüne yerleşmiş fakat Rabbimiz hala azap etmiyor ve nimetlerini yağdırmaya devam ediyor. Biz kulluk edemesek de o çok güzel Rabb'lık ediyor.

Tabi Allah El Müntekim' dir, El Adl'dir.

O zaman kavimler helak oldu. Şimdi ahir zamandayız, dünya helak olacak. Kıyamet diye bir gerçek var, dünya için kaçınılmaz olan.

Bir de küçük kıyamet var, her nefsin tadacağı ölüm...

Rabbim muhasebeye çekilmeden önce nefislerini muhasebeye çekenlerden olmayı nasip etsin.

Evrenesoğlu için de ne diyelim? Allah-ü Teala, "Seni kim Peygamber seçti? Ben son Peygamberimi göndermiştim." derse varsın kendisi versin cevabını. Ya Evrenesoğlu'na inananlara ne demeli? Allah-ü Teala, "Ben son Peygamberimi ve Kitabımı gönderdim. Siz bunun neyine inandınız?" derse varsın versinler cevaplarını. Ama kişinin sevdiğiyle beraber olduğunu da unutmasınlar.

Allah sevenlerini de tez zamanda sevdiklerine kavuştursun.

Hayırlı Cumalar