Türkiye’de darbe girişiminin 4 yıl dönümü vesilesiyle geçtiğimiz hafta birçok etkinlik düzenlendi.
Diğer yandan da 15 Temmuz darbe girişiminden dolayı mağdur olduklarını iddia eden birçok kişinin ise mağduriyetlerini anlatabilme çabası devam ediyor. Bunlardan en göze çarpanı ise kamuoyunun yakından tanıdığı Melek Çetinkaya.
Konuşmanın herkese serbest, ona yasak! olduğu, ağzını açar açmaz gözaltına alınan, 4 yıldır sokaklarda sürüklenen, sadece ve sadece oğlunun masum olduğunu savunan bir anne. Melek Çetinkaya.

Melek Çetinkaya’nın oğlu Furkan Çetinkaya Hava Harp Okulu öğrencisiydi 15 Temmuz da darbeye teşebbüs suçlaması ile Müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Oğlunun cezaevine girmesinden sonra birçok eylem düzenleyen Melek Çetinkaya Akit TV’de katıldığı bir televizyon programı sonrasında gözaltına alınıp tutuklandı, gerekçe ise suçu ve suçluyu övmek, Terör propagandası ve kuvvetli suç şüphesiymiş!

Darbe girişiminin meydana geldiği 15 Temmuz 2016 tarihinden bu yana oğlunun suçsuz olduğunu anlatmak için sokak sokak gezen Melek Çetinkaya 4 senedir aralıksız olarak, Askeri okul öğrencilerinin suçsuz olduğunu, aslında askeri okul öğrencilerinin değil darbenin siyasi ayağının yargılanması gerektiğini, 19-20 yaşındaki çocukların darbe yapamayacağını söylüyordu ancak söylemlerinin hiçbirinde feto’yu ve darbeyi övecek hiçbir cümle kurmamış kullanmamıştı. Zaten böyle bir durum olsa daha önceden tutuklanıp cezaevine koyulması içten bile değildi. Onun tek bir derdi vardı, evladı.

O bir Anneydi, öyle bir ciğeri yanıyordu ki, tek ve en büyük suçu “Ben evladımı istiyorum” sözüydü! Her an bir yerlerden karşınıza çıkabiliyor oğlunun adil yargılanmadığını asıl suçlunun darbenin siyasi ayağı olduğunu, Askeri okul öğrencilerinin yeniden yargılanması gerektiğini haykırıyordu. Bir gün bakıyorsunuz AKP il binası önünde, bir diğer gün insan hakları anıtı önünde, bir diğer gün oğlunun tutuklu bulunduğu Silivri cezaevine yürüme girişimi, bir gün başka bir yerde, diğer gün başka bir yerde. Ancak her defasında polisle karşı karşıya geliyor bıkmıyor usanmıyor ve korkmuyordu. Konuşmaya başladığı anda bir anneye yapılmaması gereken seviyede müdahalelerle yaka paça gözaltına alınıyor ve bu eylemleri kaydeden vatandaşların kameralarının görüş açıları kapatılıyor bu vatandaşlara da müdahale ediliyordu. Ancak yaptığı eylem bir suç teşkil etmediği için her defasında serbest bırakılıyordu ama o yine yılmıyor hemen ardından yine meydanlara çıkıyordu yine gözaltı yine gözaltı…

Ancak bu böyle gitmezdi, böyle gitmemeliydi, birşeyler yapılmalıydı. Bu kadın neler söylüyordu böyle, askeri öğrencilerin tekrar yargılanması ne demekti hele hele darbenin siyasi ayağının yargılanması gerektiği, Aman Allah’ım olacak iş miydi, Bir şeyler yapmak gerekiyordu bu kadın bu şekilde gözaltılarla korkutulacak, susturulacak gibi görünmüyordu.
Peki çözüm neydi ne yapmak gerekiyordu. Hemen Akit TV devreye girdi. Maksadı, Melek hanım ve oğlu’nun mağduriyetini ekranda anlatabilmesi değil, tamamen kötü niyetli olan Akit, Melek Çetinkaya’ya bir tuzak kurdu televizyon programına davet etti.
‘Kötü niyetli ve tuzak’ diyorum çünkü Bu Akit’in ilk vukuatı değildi. Görünen o ki Akit tv muhalifleri ekranı çıkarıp onlara tuzak sorular hazırlıyor kumpas kuruyor suç işleyecek ifadeler kullanmalarını sağlıyor. Aynı hareketi daha önce Cihangir İslam’a, Ahmet Davutoğlu’na ve Alparslan Kuytul’a da yaptı.

21 Eylül akşamı Fatih Dağıtsanlı’nın sunduğu canlı yayına Gazeteci yazar Kenan Alpay, Akit Gazetesi haber koordinatörü Muharrem Coşkun ve Akit Gazetesi yazı işleri müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu katıldı.

Ahmet Davutoğlu kendisini köşeye sıkıştırmak için defalarca aynı soruları soran ve ortamı germek için elinden geleni yapan Ali İhsan Karahasanoğlu’na ‘Ben CHP’nin avukatı değilim, sende AKP’nin avukatlığına soyunma. Nezaketi elden bırakma. Bir soruyu beş kez sorma’ dedi.
Nezaketi elinden bırakmamaya çalışan Ahmet Davutoğlu’nun sinirlerine hakim olması da büyük takdir toplamıştı.

Saadet Partisi Milletvekili Cihangir İslam, katıldığı Akit TV’de yayınlanan ‘Asıl Mesele’ adlı programında moderatörün haddini aşan soruları üzerine ve ayrıca kendisine ‘FETÖ’cü dediğini ifade ederek programı terk etmek zorunda kaldı.

Ayrıca 2 yıl önce bir operasyonla Kayyum atanan Furkan Vakfı ve muhalif duruşu ile bilinen vakfın kurucu başkanı Alparslan Kuytul 2 yıl hapis yattıktan sonra hakkındaki iddiaların tamamı asılsız çıkınca tahliye edilmişti. Aynı şekilde Kuytul’un cezaevi süresi boyunca bırakın mağduriyetine destek vermeyi, adeta karalama kampanyasına soyunan Akit TV Alparslan Kuytul’u da programa davet etmiş ancak Kuytul’un kendi ifadesi ile “bana tuzak kurmak istediler daveti kabul etmedim” diyerek programa katılmayı reddetmiş, Akit TV’nin oyununa gelmemişti.

Şimdi sıra sokak sokak gezip “bana oğlumu geri verin” diyen anneye gelmişti. Akit’in tuzağından habersiz programa sadece oğlunun masum olduğunu anlatabilmek için giden Melek Çetinkaya yine aynı moderatör Fatih Dağıstanlı’nın tuzak soruları üzerine
Akit TV’de 12 Temmuz’da katıldığı programda “Hiçbir askeri öğrenci ya da er daha önce darbeden yargılanmadı. Hulusi Akar önceki darbede üsteğmendi, Binali Yıldırım asteğmendi. Hani darbeye katılan vatan haini oluyordu? Neden Hulusi Akar bakan oldu, Binali Yıldırım Başbakan oldu?” sözlerini kullanmıştı. Hiç bir suç teşkil etmeyen bu kelimelerden sonra kanaatimce önceden planlandığı şekilde Melek Çetinkaya gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemede suçu ve suçluyu övme suçundan tutuklandı.

Genelde muhaliflere özelde ise Müslümanlara bu tür tuzaklar hazırlayan Akit TV ye bütün bir toplum adına söyleyeceğim şudur ki; Keser dönecek sap dönecek, gün gelecek hesap dönecek, bu devran elbet değişecek,
Müslümanlara ve özellikle de sadece oğlu için yollara düşen bu Anneye böyle bir tuzak kurmanın hesabını ne bu dünyada ne de ahirette veremeyecek.

Kına yaksın! mutlu olsunlar.
İstedikleri oldu Melek Çetinkaya’da tutuklandı.