Uygur Türkleri terörist mi? Kardeşlerimiz mi? Net olarak açıklayın da bilelim.

Uygur Türklerinin Türkiye sınırları içerisindeki statüsü net olarak açıklığa kavuşturulmalı. Teröristlerin mı yoksa kardeş miyiz?

Çin’in ‘terör örgütü’ olarak kabul ettiği Doğu Türkistan İslami Hareketi 1989 yılında, Çin’in uyguladığı sistematik baskı ve işkence politikası üzerine Uygur Türkleri tarafından Uygur Özerk Bölgesi’nin bağımsızlığını elde etmek için kuruldu.

Çin’in 1949 yılından bu yana hakimiyeti altında tuttuğu Doğu Türkistan’ın kırsal kesimlerinde etrafı yüksek duvarlarla çevrili inşaatlar devam ediyor. Uydu görüntüleri, Doğu Türkistan çöllerinde inşa edilen ve içinde yüz binlerce Uygur Türkü’nün tutulduğu toplama kamplarının son bir yılda tam 3 katı büyüdüğünü ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre 1 milyon civarında Müslüman Uygur Türkü Çin’in ‘eğitim merkezi’ olarak dünyaya lanse ettiği toplama kamplarında tutuluyor.

Sincan bölgesinde ve Çin’in değişik yerlerinde gerçekleşen saldırıların ardından bu eylemlerden Uygurları sorumlu tutan Çin, 2014 yılından itibaren ‘teröre karşı halk mücadelesi’ adı altında yeni bir süreç başlattı. Ancak Uygurlara yönelik kültürel ve dini kısıtlama ve baskılar 2009 yılından itibaren giderek hız kazandı.

Erkeklerin sakal bırakması ve kadınların uzun kıyafet giymesi kısıtlanırken halkın düğünlerde alkol kullanmaya zorlanması da bu uygulamalardan bazıları.

Komünist Parti’ye yakın kişiler, halkın arasına giriyor, istihbarat topluyor ve şüpheli gördükleri kişileri güvenlik görevlilerine bildiriyor.

Geçmişte okul, hastane ya da kamu binası olarak hizmet veren bir çok bina da küçük kamplara dönüştürüldü.

Çin’in Doğu Türkistanlıları tuttuğu ve ülkeden kaçan Uygurların ifadesiyle işkence gördükleri kampların sayısı net olarak bilinmiyor…

Yukarıda belirttiğimiz Çin hükümetinin Uygur türklerine uyguladığı sistematik işkence bütün dünyanın malumudur. Ancak asıl konuya geçmeden önce orada yaşananlara dair kısa bir hatırlatma yapmak istedim.

Uygur Türklerinin zulme uğradığı üzeri örtülemeyecek bir gerçektir. Çin’in iddia etmesi üzerine Uygurlar nasıl ki terörist olmuyorsa, aynı şekilde Türkiye’nin de “Doğu Türkistan İslami hareketini” terör listesine alması da uygurlu kardeşlerimizi terörist yapmayacaktır.

Zaman zaman Türkiyedeki Uygur Türklerinin veya Türkiye’deki Uygur destekçilerinin orada yaşananlara dikkat çekmek adına yaptıkları basın açıklaması vb etkinliklere şahit oluyoruz. Ancak birkaç gün önce öyle bir durum yaşandı ki, Uygurların “Türkiye sınırları içerisindeki statüsü” tekrar tartışılmaya başlandı.

İyi Parti’nin meclis grubunda haftalık grup konuşmasını yaptıktan sonra, yaşadıkları sıkıntıları dile getirmesi adına Doğu Türkistan’da yaşanan Çin zulmü mağduru Kaşgarlı Nursimangül Abdurraşid‘i kürsüye davet etti. Ancak daha önceleri ekranlarında, Osman Öcalan gibi kırmızı bültenle aranan bir teröristi canlı yayında ağırlayan! TRT TV şimşek hızıyla yayını kesti. Bunun sebebi ise malumunuz Türkiye’nin Doğu Türkistan İslami hareketini terör örgütleri listesine almış olmasıdır.

Bu yapıların başka bir izahı olmadığı gibi şaşılacak bir tarafı da yoktur.

Zira yukarıda da belirttiğim gibi yakın bir geçmişte Türkiye Doğu Türkistan İslami hareketini “terör örgütü” olarak kabul etti.

Çin’de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu kabul eden Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Türkiye’nin Doğu Türkistan İslami Hareketi’ni terör listesine almasından övgüyle bahsetmişti.

İki bakanın görüşmesi sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Mevlüt Çavuşoğlu, “Çin’in güvenliğini kendi güvenliğimiz gibi görüyoruz. Gerek ülkemizde gerek bölgemizde Çin’e yönelik hiçbir olumsuz faaliyete izin vermiyoruz.“ diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 2015 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirmiş, burada yaptığı açıklamada “Doğu Türkistan İslami Hareketi’ni uzun zamandır terör örgütü olarak kabul ettiğini belirtmişti.”

Türkiye’nin bu tutumunun ardından mal bulmuş mağribi gibi kendine durumdan vazife çıkaran Doğu Perinçek, İyi Parti grubunda konuşma yapan Doğu türkistanlı Nursima Hanım hakkında “O bir militandır” dedi. Türkiye’nin Doğu Türkistan İslami hareketini terör örgütleri listesine ekledikten sonra Maocu Perinçek’in bu kelimeyi kullanmaması olur muydu hiç?

Hükûmetin bu tutumu ve Doğu Perinçek’in bu tavrı bana günlük hayatta toplumun sıkça kullandığı İmam ve cemaat metaforunu aklıma getirdi…

Yoksa bir konuşmasında Bay Perinçek! ‘Rotayı biz çizdik Akp ise dümende’ derken tam olarak Bundan mı bahsediyordu. Eğer öyleyse ne kadar da haklıymış meğer!

Bununla birlikte AK Partili isimlere “militan” dediği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla 81 ilde dava açan yetkili veya yetkisiz birçok ismi, Doğu Türkistan’da yaşanan zulümleri anlatmak için grup toplantısında konuşan Nursima Hanım’a “militan” diyen Doğu Perinçek hakkında bir dava açmayı düşündüler mi diye sormak istiyorum? Perinçek’in yaptığı bu hadsizliğin ardına bu sessizlik neyin nesidir? Yoksa bu zevata göre Doğu Perinçek “O bir militandır” derken doğru mu söylüyordu?

AKP hükümetinin bu tavrını taban gerçek anlamda kabul etmiş durumda mı acaba? Ciddi anlamda sormak isterim; Mesela Doğu türkistanlılar onların gözünde nedir? Onları terörist olarak mı görüyorlar yoksa kardeş mi?

AKP hükümeti Doğu Türkistan İslami hareketini terör örgütleri listesine eklemiş olsa da Uygur Türklerinin bizim gözümüzdeki vasfını değiştirmeyecektir, onlar terörist değildir. Durumdan vazife çıkaran Çin sevici Maocu Perinçek onlara “militan” dese de, onlar bizim ezeli ve ebedi Müslüman kardeşlerimizdir ve öyle kalacaktır vesselam.