Bu köşede haftalık siyasi konuları değerlendirecek, bir hafta boyunca ülkede gündeme gelen ve özellikle de gözden kaçırılanları analiz etmeye çalışacağız.


Haftaya, bomba gibi düşen futbol topu ile merhaba dedik, Ziraat Bankası, süper lig'de yer alan futbol kulüplerinin borçlarını ödeyerek yapılandırmaya gidecek haberi ile sardıldık. Çünkü çok küçük miktarlara bunalmış esnaf ve çiftçi varken tamamen egolarını tatmin için yönetici olanların, batırdıkları futbol kulüplerini kurtarmaya çalışmanın ülke ekonomisine bu sıkıntılı süreçte ne katacağını anlayamadık.


Oysa, yaklaşık olarak 14 milyar ₺ civarındaki kulüp borçlarını yapılandıracak imkan var ise bu paranın piyasalarda daralan esnafa aktarılması bu milletin yararına olur, piyasaları rahatlatırdı.


***


Ankara'da önemli bir hareketlilik de ABD heyetinin yaptığı ziyaret oldu. Suriye'den çekilme planı yapan ABD'nin Türkiye'yi yeni bir oyuna çekme çabası içerisinde olduğu aşikar.
Yapılan açıklamalardan anlaşılan, ABD, hükümetten Pyd'nin korunması garantisi istedi. Daha önce Suriye politikasına dair yazımda da değindiğim gibi acilen Suriye yönetimi ile temasa geçilmeli ve ABD'nin planlarına dahil olunmamalıdır.

Türkiye'nin bu zamana kadar ABD planlarına dahil olup kazanç elde ettiği vaki değildir. Bu durumun  farkedilip, yeniden aynı hataların yapılmaması en büyük temennimizdir.


***


Peki, Devlet Baçeli'nin ortaya attığı ruh sağlığı yasası ne demeli! Toplumsal olarak ruh sağlığımızın iyi olmadığı çok net...  Fakat Ruh sağlığımızı bozan  durumlar ortadan kalkmadan sonucun yasalarla değişmesini beklemek hayal olur... 

Toplum kendini onarabilme özelliğini kaybetti maalesef. Eskiden yaşanan ekonomik sıkıntılarda, insanlar komşusundan haberdar olur yardım eder, mahalle esnafı deftere yazardı. Bu sayede bir çok ekonomik kriz büyük infiallere neden olmadan atlatıldı.


İçinde  bulunduğumuz durumda mahalle esnafı bitmiş, dikey yapılaşma ile karşı komşusunu tanımayan bir toplum var artık...

Yaşanacak sıkıntılı günler çok da uzakta olmadığı, halkın kendi yaralarını sarma özelliğini kaybettiği ortamda toplumsal infialin kaçınılmaz bir sonuç olacağını görüp, hemen tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçilmelidir...

Aksi takdirde bilinmelidir ki toplumlara iyi gelecek bir antidepresan yok !

***

Malum, yerel seçimler yaklaşıyor ancak değişen tek şey  seçmen kütüklerinden askıya çıkarılan seçmen listeleri. Bu öyle bir değişiklik ki hafsalamız almıyor.  Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmada,  inceledikleri listelerle ilgili dehşete düşüren rakamları açıkladı. 6488 seçmenin ismi silinmiş! Aynı adreste bir dairedeki seçmen sayısı 674 , yan dairesinde 727, aynı apartmanın başka dairesinde ise 462 seçmen kayıtlı görünüyor. Bu rakamlar büyük bir seçim oyunu ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Aman dikkatli olalım ve seçmen listelerini kontrol etmeyi ihmal etmeyelim.

****

Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bugüne kadar ki seçim kampanyalarında yaptığı gibi yine bir tartışma ortamı yaratmaya gayret gösteriyor. Çünkü bu zamana kadar her seçim dönemi bu yöntem geçerli bir kazanım sağladı kendilerine. Erdoğan'ın özellikle muhafazakar toplum üzerinde tehdit olduğu algısı yaratacak açıklamalar yapması, bir yandan kendi seçmenini elde tutarak diğer yandan muhalefeti mevcut durumu konuşmaktan çok tartışma içine çekerek kampanyalarını, projeler üzerinde değil de, seçimi klasik kavgalar üzerine inşa etme gayreti net olarak görünüyor.

Muhalefet bu oyuna gelmemeli ve özellikle ekonomik krizi gündem yapmalı.


***

Poşete değinmeden geçersek sanırım bir şeyler eksik kalır, poşete gelene kadar daha yapılan ne büyük zamlar var ancak bunlar poşet kadar konuşulmadı diyebilirsiniz Evet ama unutmamak gerekir ki büyük kayaları küçük çakıl taşları tutar.

Hasan Arslan