Teslimiyet

Yaratılmışların en şereflisi, güzelliklere en çok toplandığı  eşrefi mahlukat olan insan en büyük kötülüğü kendine kendinden uzaklaşarak yapmıştır.

Yaratılış formunda ahseni takvîm  yani en güzel şekli yaratılmış olan bizler zihnin vesvese ile beynimizdeki yazılım sistemi ve bedenimizdeki biyolojik sistemi bozuyoruz.

Hastalıkların kaynağı olan olumsuz duygular bizim Allah'a uzak olduğumuz ölçüde artar.  Nasıl ki ; annesinden uzaklaşan çocuk yalnız kalınca kendini güvende hissetmesse bizlerde Allah 'dan uzaklaştıkça korku frekansında oluruz.

Tam teslimiyet kişide güven duygusunu hissettirir.  Teslimiyet bir nevi sağlam bir kaleye sığınmak ve korunmaktır . Yaratılış gereği sığınmak bir ihtiyaçdır.  Yaradanın şefkatle sardığı ruhlar kolaylıkla yıkılmadan ayakta kalırken Allah' dan uzaklaşanlar korkunun kollarında çırpınırlar.

Alemlerin Rabbi olan Allah bizlerin herşeyine kefil olmuş sadece iman noktasında bizleri özgür bırakmıştır. İnsanın yegane görevi imanını kuvvetlendirmektir.  Teslimiyet ile ruh rahata erer gereksiz korku ve kaygıdan kurtulur.

Kendini güvende hissetmeyen ruh hep kırmızı alarm modunda olup anın güzelliklerinide hissedemez.  Doğduğumuz da ruhsal olarak kendimizi güvende hisssederiz lakin annenin korku ve kaygıları davranışlar bütünü duygusal formatı bozar.  Teslim olamamış bir anne bu korku ve kaygılarını direkt  çocuğuna aktarır.  Buradan anlıyoruz ki; bizler ebeveyn olarak sağlık bir ruha sahip çocuklar yetiştirmek için öncelikle bizlerinde sağlıklı olması gerekir.

Özgüven konusunda teslimiyetin faktörü büyüktür.  Özüne güvenen teslim olan yaşamda bağımlı bir kişilik olmaz.  Kolaylıkla atılımlar yapar işlerini kendi kendine halleder.

Rızkımızın temininde yaradanın bize ayet ile söz verdiği halde bizler yeterince teslim olamadığımız için açlık korkusu,  kıtlık korkusu yaşarız. 

Ondan uzaklık korku yakınlık ise huzurdur...

'Rabbimiz! Bizi Sana teslim olmuş kimseler kıl.'

Bakara 128

Hayırlı bir hafta geçirmeniz dileğiyle sevgili okurlar...

Aslı Soylu