Seçimler yaklaştıkça manipülatif söylemler de çoğalmakta.

AK Parti VAN milletvekili Abdulahat Arvas 'AK Parti kazanamazsa tüccarlar kaybedecek, başörtülüler caddelerde yürüyemeyecek, esnaf huzurlu olmayacak, silahlı çeteler yine şehirde peydahlanacak' dedi.

Her seçim dönemi iktidar, alıştığımız gibi, biz kazanamazsak ülkede kaos başlar söylemi ile mütedeyyin çevreye korku salınmaya başlandı.
Daha önceki seçimlerde korku ve mağduriyet söylemleri etkili oldu ancak bu seçim farklı bir havada yürümekte, ekonominin ön planda olduğu bu hava sonuçlara etki edebilir.

Bir hatırlatma yapmadan geçmemek lazım Türkiye'de bir dönemin etkin partisi Anavatan da en güçlü olduğu dönemde yerel seçimlere bu tarz söylemlerle hazırlanmıştı.

Hatta hükümet ile aynı partiden olmayan başkanların elleri kolları bağlı şekilde resmedildiği görseller ile hazırlandığı seçimlerde sonun başlangıcını yaşamışlardı.

Şimdi tabelaları bile yok,!!  bu necip millet proje partilerine destek verir ancak sonlarını da maalesef en güçlü hissettikleri dönemde hazırlar, Anavatan örneği hala önümüzde dururken iktidarın bu tehdit ve korkutma dilini bırakması ve projelere yönelmesi kendilerine hayır getirecektir.

***

Haftanın bir diğer gündemi Yılmaz Özdil oldu. Tanesi 2,500 tl den satılacak 1881 adet Mustafa Kemal kitabı çok konuşuldu, istismarın her türlüsünü yaşamaktayız. Hangi değer olur olsun üzerinden menfaat temin edilmek istenilen mutlaka ortak bir tepki vermek gerekir.

***

Cumhurbaşkanımız Fazıl Sayın konserine katılması da çok konuşuldu, islami değerlere hakaret etmesi ile tanınan sanatçı da artık dost kabilinden sayılacak anlaşılan, kavganın hangi kesimde olursa olsun son bulması güzel bir gelişme ancak özellikle sosyal medyada AK trol diye tarif ettiğimiz kesimin de buna benzer hareketleri yapanlara karşı ağza alınmayacak hakaretlerini gördükten sonra Sayın Erdoğan'ın bu tavrını savunurken gösterdikleri çabayı açıkçası gülerek izlemekteyiz.

***

2018 yılı itibariyle ülkemizden yurt dışına giden yerli sermayemiz 3,6 milyar dolara ulaşmış, ümit edelim ki bu samimi yatırımcılarımızın sermayesi olsun, ancak görünen pek de öyle değil Türkiye'deki durumdan endişe eden sanayici, parasını ve işini dışarı kaçırmaya başladı, bu ülkemiz adına önümüzdeki günlerin daha da zor geçeceğine işaret etmekte.
Ekonomiye değinmişken 2018 Kasım ayı verilerine göre 2 milyon 227 bin kişi tüketici kredisini, 2 milyon 408 bin kişi de kredi kartı ödemelerini aksatmış.

Toplamda takibe düşen 4 milyon 635 bin kişi, öncelikle bu kadar insanımızı kredi ve faiz sarmalına çeken bu düzenin değişmesi lazım, bu kapitalist sistem içerisinde insanımız sömürü çarkları arasında ezilip gitmekte.
Diğer taraftan da bu faiz sarmalına mecbur bırakan iktidarın, aynı düzen içerisinde ekonomiyi yanlış yönetmesi sonucu borcunu ödeyemeyen insanların nasıl bir çıkmaza düştüğü de aşikar.

Önümüzde yerel de olsa bir seçim var , Halk, ya bu iş böyle gitmez diyecek bir uyarı yapacak ya da Allah muhafaza ülke hızla uçuruma yuvarlanacak. Bu yüzden önümüzdeki seçimle çok önemli. İnşaallah oylar bu önemin şuurunda verilir. Çünkü; 

Son pişmanlık fayda etmiyor.